İyi eğlenceler ve keyifli okumalar!
Göksel- Rüzgar
.........
Elimdeki sıcak çikolatamdan bir yudum alıp dışarıdaki yağmuru seyretmeye devam ettim. Yağmur damlaları cama durmadan izini bırakıyor, diğer damla ile karışıp kendini aşağıya bırakıyordu. Karışmak; damla diğer damlaya doğru hızla, bazen daha yavaş kayarak onunla karışıp tek beden oluyor ve birlikte yok oluş fermanlarını imza atıyordular. Yanlızca insanlar değil yağmur damlaları da bencil ola biliyordu demek. Karışma arzusu ile yanıp tutuşan damla sonu hazırladığını bile bile sırf kendini tatmin etmek için eylemine devam ediyor.
"Gerçekten yağmura aşıksın." duyduğum sesle dudaklarım yana kıvrıldı,yüzümü yan tarafa döndüm, omuzlarımı kaldırıp indirdim. Ali ayakta durmuş sıcak gülümseme ile beni izliyordu,bir sandalye çekip yanıma oturdu "Bu kadar dikkatle neye bakıyorsun?"
"Eşiyle birleşen yağmur damlalarının niye bu kadar bencil olduğuna."
Kaşlarını çatıp kafasını yana eğdi "Nasıl yani? Bildiğimiz yağmurdan mı bahsediyoruz?"
Kafamı sallayarak dudaklarımı yaşladım. Merakla bana bakıyordu. Kafamı aşağı eğip işaret parmağımı önümdeki içinde sıcak çikolata olan fincanın üzerinde daire çizerek hareket ettirdim "Benciller işte! Cama damla vuruyor,cama imzasını bıraktığı andan beri merakla eşini bekliyor sabırsızlıkla, her şeyden habersiz. Ama diğer damla hızını almadan gelip ona karışınca yapa bildiği tek şey onu yok etmek oluyor. Kavuşmanın karşılığı kaybetmek olamaz."
Kafamı kaldırıp yüzüne bakınca hayranlıkla yüzümü inceliyordu, kafasını yana eğdi,deminden beri fincanın üzerinde daire çizen ellerimi durdurup elinin arasına aldı "Ama bu kaybediş onların bir birlerini bulmalarına yardım ediyor,bedensel olarak birleşmede kaybetseler de ruhsal birleşmede zafer kazanıyorlar.Bazı kaybedişler içinde zaferin küçük kırıntılarını barındırır.Onu anlamak için sadece yüzeysel bakmak sana yardımcı olmaz."
"Çünkü bakmak yeterli değildir,görmen gerekir." cümlesini devam ettirdiğim zaman gülümsemesi daha da genişledi, buz mavisi gözleri parladı.Tuttuğu elimi daireler çizerek okşarken küçük kıvılcımlar tenimi yakmaya başladı.Gözlerim ellerine kaydı,benimkinden büyüktü, parmakları ise kalemin inceliğini anımasatacak kadar inceydi.Soğuktan derisi kızarmıştı.Dudaklarımı büküp kaşlarımı indirdim "Ellerin üşümüş." Parmakları duraksadı,yüzümü incelemeye devam etti.Elini iki elimin arasına alarak eline sürtmeye başladım.
Anlam vermeyerek ellerimizi izliyordu "Ne yapıyorsun?"
Elini elimin içinde tuttum ama sürtmeyi durdurup üfürmeye başladım "Ellerin kızarmış,onu ısıtıyorum.Krem de süreriz çatlamasın."
Boşta kalan elini yanağıma koydu, dudakları çukurlarını belirginleştirecek şekilde yana kıvrıldı "Küçük kız çocuğu gibi davrandığında bile kendine hayran bırakmayı nasıl başarıyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
17 Aralık (Final)
RomanceBoğazını temizlerken gözlerim tekrar gözlerine tırmandı "Deniz feneri biliyorsun ki karanlıkta gemilere yol gösteriyor." Gözlerim dolarken kafamı salladım. Derinden nefes alırken gülümsedi "Benim için sen deniz fenerini temsil ediyorsun. Gülüşünle...