Merhaba🦋 Yeni bir bölümle karşınızdayız. Bu bölüme yarı final diye biliriz. Finale çok az kaldığı bir zamanda hikayenin sloganını hatırlatmak istedim: Hayat negatif ve pozitif duyguları sırası ile yaşadığımız bir maratondur. 🥺🖤 Adım adım finale⌛Keyifli okumalar! Oy atmayı unutmayın. Yorumlarda buluşalım🖤
⌛
"Ah bu insanlar, tarihin tekerrür ede bilme gibi kötü huyu olduğunu hep göz ardı ederler. Oysa herkes bilir, akrep ve yelkovanın dönüp dolaşıp sonunda on ikinin üzerinde durduğunu."
Yirmi2sekiz'den- L.S
Dilay'dan
1 Mayıs Pazar
Taksi etrafı taş çitlerle sarılı bir evin önünde durdu. Koyu kahve renkli dış kapının önünde siyah takım elbiseli iki koruma bekliyordu. Temkinle taksiden indim. Başlıyoruz.
Korumaların önünde soğukkanlı şekilde durduğumda tereddütle beni izliyordular. Sağdaki adamın kaşları çatıldı "Bi' sorun mu var, hanımefendi?"
Duruşumu dikleştirdim. Cansız ela gözlerimi, adamın sert kahve rengi gözlerine diktim "Kılıçarslan'la görüşmek istiyorum. Dilay Ünsal derseniz,tanıyacaktır." Tereddüt etse de kafasını olumlu anlamda sallayarak eşikten içeriye girdi.
Ilgaz'ı arkamda bıraktıktan sonra taksiye atlayıp yola koyulmuştum. Taksideyken Sedat amca telefonunu açmıştı. İlk önce adresi vermemekte ısrar etse de onu ikna etmeyi başarmıştım. Bu yüzleşme olmak zorundaydı. En azından gitmeden önce özelime burnunu sokmanın açıklamasını bana vermek zorundaydı.
Bir kaç dakika sonra adam dışarıya çıktı. İfadesi soğuk ve sertti. Kapıyı aralık bırakıp eli ile içeriyi işaret etti "Gire bilirsiniz." Kafamı sallayıp vakit kaybetmeden içeriye adımımı attım. Karşıma iki katlı, lüks taş villa çıktı. Kasvetli bir havası vardı. Evin büyük garajı, sağ tarafında kalıyordu.
Koruma bana eşlik ederek yanımda ilerliyordu. Boynunda akrep dövmesi vardı. Dikkatim dövmesindeyken ifadesiz şekilde omzunun üzerinden hafifçe bana döndü "Cihangir bey yukarıda çok önemli bir toplantıda. Sizden bahçede beklemenizi rica etti. Bir kaç dakika içinde yanınızda olacağını size iletmemi istedi." Gözlerimi devirerek onu takip etmeye devam ettim.
Adam kısa sürede bahçede beni tek başıma bırakıp gözden uzaklaşmıştı. Bahçe lüks dizayna sahipti. Yemyeşil, gür ağaçlar tarafından sarmalandığı için küçük ormanı andırıyordu. Kasvetli hava bir anda dağılmıştı. Burası fazlasıyla huzur doluydu. Bahçenin orta kısmında siyah, yuvarlak oturma köşesi vardı. Giriş kısmında üç basamaklı merdiven konumlandırılmıştı. Oturma grubunun karşısına yerleştirilmiş orta kamp ateşi sehpa, farklı bir hava katmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
17 Aralık (Final)
RomanceBoğazını temizlerken gözlerim tekrar gözlerine tırmandı "Deniz feneri biliyorsun ki karanlıkta gemilere yol gösteriyor." Gözlerim dolarken kafamı salladım. Derinden nefes alırken gülümsedi "Benim için sen deniz fenerini temsil ediyorsun. Gülüşünle...