Selam!
Okuyorsunuz da neden yıldız vermiyorsunuz canım hayalet okuyucularım? hı?
Azıcık vicdana gelin ama ya...
Emek emek emek....
-------
Avucunun içine aldığı kupadan bakışlarını kaldıramıyordu Dila. Kimseye bir şey demek istemese de yapamamıştı. Müjgan ablasına gelmişti. Her zaman olduğu gibi, kızgın olsa da dinledi Müjgan ablası onu baştan sona... Şimdi yaklaşık yarım saattir dertleşiyordu iki kadında. Hem utanıyor, hem kırgın hissediyordu genç kız... Yorulmuştu...
Gözlerinden süzülen yaşa o kadar alışmıştı ki artık silme gereği duymadan kahvesinden minik bir yudum aldı.
"Bana hala bir çocuk gibi davranıyor, öyleymişim gibi bakıyorken nasıl evlenecek benimle abla? Ben kendimi de geçtim artık, ona üzülüyorum. Kızgınım ama üzülüyorum da. Ben okuyayım diye beni annemden kurtarmak için evlenmek istiyor resmen benimle! Kızıyorum, çünkü kendi hayatını çöpe atıyor! Ama o kendi kendine verdiği bu kararda o kadar ısrarcı ki! Hem, o yapmazsa belki de Osman abim yapacaktı-yapmak zorunda kalacaktı bunu! Bunu yediremiyorum ben kendime ya! Deliricek gibi oluyorum düşündükçe!"
"Ben böyle kaderin içine edeyim be kızım be!" Diye içerlenen ablası ofladı. "Ben biliyordum bir şey olduğunu... Sen bir anda çıkıp evleneceksin ha!" Alayla gülse de, gözlerinde sinir vardı. "Olacak şey değil! Osman da hala inanmış değil bence, ben söyleyeyim sana!"
"İnansın abla" dedi Dila panikle. "Onu da annemle karşı karşıya getirmek istemiyorum artık. Benim yüzünden kendi hayatı yok adamın zaten!"
"Of be kızım" diye içerleyen ablası yutkundu. Gözlerini kaçırdı... Dila onun ne diyeceğini merak ettiği için bakmaya devam edince, iç çekerek; "emin misin?" diye sordu.
"Neye? Evliliğe mi?"
"Mehmet Ali'nin gerçekten de seninle bu yüzden evlenmek istediğine?"
Kaşları havalanan Dila uzun zaman sonra ilk kez güldü. "Mehmet Aliden bahsediyoruz abla! Beni sevdiği için evlenecek değil ya!"
"Ne var kızım? Olamaz mı? O zamanlar çocuktunuz. Yaş farkı vardı da, şimdi aynı kafadasınız az çok. Olmayacak şey mi sanki? Bu mahallede senden güzeli mi var hem?! O yaşlı koca karılar konuşsa da hepsinin aklı fikri sende!" Dediğinde, Dila iç geçirdi. Müjgan ablası istemeden de olsa ona Mehmet Ali olmazsa annesinin onu başka birine kolaylıkla verebileceğini hatırlatmıştı...
Omzunu silkti genç kız. "Bu saatten sonra kim gelirse gelsin bana ölüm getirecek gibi geliyor." Dudakları titrerken, gözleri yeniden dolmuştu.
"Ben daha çok küçüğüm abla! Çok korkuyorum evlenmekten. Annem gibi olmaktan! Okuyamamaktan... Ben ne yaptım ki onlara? Benim hayallerimi öldürdüler."
****
Aklı Dila da kalsada, Müjgan ablalara gidip genç kızı bekleme fikrini hızla uzaklaştırmıştı aklından genç adam. Kıza yalandan dediği evliliği gerçekmiş gibi yaşayamazdı. Onlar gerçek değildi. Olmayacaktı da... Dilayı daha yolun başındayken olduğundan daha fazla strese sokup, korkutmak istemezdi. Hem bu akşam Osmanla karışılaşmak istemiyordu. Çenesi daha yeni yeni iyileşiyordu... Ofladı. Her ne kadar bu evlilik sahte de olsa herkes gerçek bileceğinden dolayı Osman'ın kendisine vurmasına da, sövmesine bir şey demiyordu. Mahallede arkadaşının kız kardeşiyle evlenmek kolay değildi neticede...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gül Çıkmazı
RomanceBu hikayede güçlü adamların aslında ne kadar da korktuğunu... Kırılgan kadınlar ise aslında nasıl iyi birer savaşçı olduğunu göreceksiniz. Mehmet Alinin ve Dilanın hikayesini okuduğunuza pişman olmayacaksınız... Kesit; Küçük kız ağlamamak için kend...