2 ay sonra...
Arda şarabını telefon ekranına kaldırdığında, Dila da gülümseyerek portakal suyunu kaldırdı. Arda'nın gider gitmez, bu kadar kısa bir zamanda iş bulmasını kutluyorlardı. Birisi akşam yemeğini yerken, diğeri kahvaltısını ediyordu, ama önemli olan konuydu.
"Kızım resmen havada kaptılar bu yakışıklıyı!" Diyen Ardaya gözlerini devirerek; "aynen, kaşına gözüne almışlardır kesin" dediğinde, Arda; "kıskanç, nemrut, kaknem karı. Çatla!" dedi sesini incelterek. Dila onun bu hallerine gülerken, gözleri ekranda ki saate gidince ofladı.
"İşe gitmem gerek!"
"Hafta sonu çalışmazdın ki sen." Diyen arkadaşının kendisini sorgulamasına gülümsedi.
"O sana özeldi canım. Artık sende olmadığına göre, ne yapayım tek başıma?"
"Tek değilsin" dedi Arda onu azarlayarak. "Bir sürü ortak arkadaşımız var kızım. Ara onları ve çık dışarı! Lütfen..."
Dila elinde ki portakal suyunu kafasına dikip; "tamam! tamam!" diyerek kendisini geçiştirince, Arda oflasa da bir şey demedi. Kendisi bir kaç arkadaşına; Dila'nın kendisinin arkasından üzüldüğünü, o yüzden onu kontrol etmelerini yazacaktı. Ama önce, daha önemli bir kaç konu vardı.
"Dila?"
"Arda?" Arkadaşı gibi aynı ciddiyetle adını söyleyerek Ardayı güldürmek istese de, genç adamın gülmediğini görünce bir şey olduğunu anlayarak; "ne oldu?" diye sordu hemen. Sahi, Arda Türkiyeye döneli 2 ay olmuştu...
Sesinin titmemesi için ellerini sıkarken; "Gitin mi?" Diye sordu.
"Gittim" dedi Arda sıkıntılı bir tonda. "Ama dediğin gibi kimseleri bulamadım." Diye devam ettiğinde, genç kızın gözleri şaşkınlıkla açıldı.
"Ne? N-nasıl bulmadım?"
"Baya... Verdiğin bütün adreslere gittim. Zaten kolay ve yakındı bütün evler birbirine ama hepsi kapı duvardı. Birilerine sormak istedim ama 'ne yapacaksın?' diye üzerime yürümeye kalktılar. Bende kaçtım açıkcası. Normal ve tekin bir yer değildi kızım orası."
"Eskiden de pek tekin değildi" diyen Dilaya gözlerini pörtleterek; "insan bir uyarır lan" diye kızsa da, Dila'nın ne kadar üzgün olduğunu görünce; "taşınmışlardır" dedi hemen.
Taşınmak mı? Dilaya imkansız geliyordu ailesinin o mahalleden dışarı çıkması...
"Sıkma canını." Dedi Arda onun sessizliğinden endişe ederek. "Yok mu kimsenin numarası? Kardeşinin falan? Ara... Ben gider veririm emanetlerini, her neredelerse artık... Ondan daha kötü bir mahalleye taşınacaklarını düşünmüyorum zaten!"
Dila başını sallayarak telefonu kapattı ve işe gitmek zorunda olduğu için hızla evden çıktı....
-
Fakat işten eve dönerken, kendi kendini yemeye daha fazla katlanamadı ve Türkiyede saatin gece yarısını geçtiğini bilse bile Osman'ı aradı.
Açan olmadı. Büyük ihtimalle uyuyordu ama Dila'nın sıkışan yüreği buna inanmadı. Panikle nefes alamadığını hissederken, eli boğazını tuttu. Abisini bir kez daha aradı. Açana kadar arayacaktı. Sesini duyana kadar nefes alamayacaktı çünkü...
"Ne var, ne! Açmıyorum işte! Neden şu siktiğimin telefonunu durmadan çaldırıyorsun lan!" Sonunda açılan telefon ile derin bir nefes alarak gülümsemişti ki, duyduklarıyla olduğu yerde kalakaldı.
"A-abi?"
"Ne var?" Diyen adamın öfkesi yüzüne öyle bir tokat attı ki, Dila ne diyeceğini bilemedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gül Çıkmazı
RomanceBu hikayede güçlü adamların aslında ne kadar da korktuğunu... Kırılgan kadınlar ise aslında nasıl iyi birer savaşçı olduğunu göreceksiniz. Mehmet Alinin ve Dilanın hikayesini okuduğunuza pişman olmayacaksınız... Kesit; Küçük kız ağlamamak için kend...