26

667 35 9
                                    

oylayın beni! oy atın üzerime! 

-yazar çıldırdı-


****

"Bu kadar neşeli karşılanacağımı bilseydim, daha önce gelirdim" diyen adama; "Pardon!" Dedi hemen utanarak. "Kime bakmıştınız?"

Karşısında ki adam alayla kendisini süzünce, Dila rahatsız olarak kaşlarını çattı. Kimdi bu? Arda'nın bu tarz (yılışık) insanlarla arkadaş olmayacağını biliyordu ama yine de tanıdıksa diye kapıyı yüzüne çarpamadı.

"Sana baktım" diyen adam sonunda sinirlerini tepesine çıkarmıştı işte! Cevap bile vermeden kapıyı adamın yüzüne kapatmak için bir hamle yaptı ama adam kendisini hızla içeri atarak saçlarına yapışınca, korkuyla tiz bir çığlık attı. Ne oluyordu!?

Gerisi asla izleyemediği korku filmlerini andırdı genç kıza.

"B-bırak!" Diye bağırıp adamın elinden kaçmak için çırpınsada, adam zayıf olmasına rağmen güçlüydü. Dila hızla duvara itildiğinde, başını çaptı. Bir an olduğu yerde uğulduğunu hissetti. Acıyla dizlerinin üzerine düşecekti ki, adam buna izin vermedi. Dila korkuyla ve can havliyle ellerini adamın yüzüne uzattı. Tırnakları çok uzun olmasa da adamın küfretmesinden anladığı kadarıyla işe yaramışlardı. Dila yüzüne yediği yumruk ile bu sefer dizlerinin üzerine düştüğünde, acıyla bağırdı. Bu kesinlikle adil bir dövüş değildi! Burnundan akan kan, hızla üstüne ve yere akıyordu. Sahi, neden bu kadar çoktu bu kan? Metalik koku ile midesi bulanırken, ağlamaya başlamıştı. Kimse seslerini duymuyor muydu? Neden kimse yardım etmiyordu?

Boynunda, ne olduğunu anlamadığı bir sancı hissettiğinde arkasında ki adama bakmak istese de yapamadı. Gözleri kararırken kendisine öfkeyle; "orospu!" diyen adamın hırıltılı sesini duydu sadece.

*****

Beş saat geçmişti.

Bu küçücük evde; Osman, Faruk, Ahmet, Mehmet Ali, Arda, Demir ve korumalarla birlikte toplamda on kişilerdi... Kimse ağzını açmıyordu çünkü birisi konuşsa sanki savaş çıkacaktı. Herkes birbirini suçlamamak için kendisini zor tutuyordu çünkü öncelikleri başkaydı. Öncelik Dilayı bulmaktı!

Dila yoktu.

Çiço yoktu.

Osmanın adamı Fiko yoktu...

Kimse yoktu!

Bacağını sallamayı bırakıp karşısında ki adama öfkeyle baktı Arda. Gözleri dolarken daha fazla dayamadı ve; "sizin yüzünüzden değil mi?" Diye sordu. Osman ve Demir oturdukları yerde gerildi. Bu kavga başlarsa sonu pek iyi olmazdı. Haklı kimse yokken...

Ali, sinirle sıktığı dişlerinin arasından kesik bir nefes vererek Ardaya baktı sadece. Beş saattir olduğu gibi konuşmadı.

"Abi burda ki işlem tamam," diyerek içeri giren adamına başını sallayarak ayaklandı.

"Birazdan polis gelecek" dedi Ardaya. "Arkadaşının kaçırıldığını söyle."

Sinirle gülen genç adam; "sen benimle dalga mı geçiyorsun?" Diye öfkeyle ayaklandı. "Zaten öyle değil mi?" Diye soran adama bakmak yerine başını yana eğerek boynunu kütleten Mehmet Ali. O kadar umursamaz görünüyordu ki karşıdan bakıldığında! Diğer herkes onun bu tavrına alışık olsa da, Arda değildi. Bu yüzdendir ki kendisini daha fazla tutamayan genç adam, Mehmet Ali'nin çenesine okkalı bir yumruk geçirdi.

Gül ÇıkmazıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin