İşte o hafta sonu gelip çatmıştı!
Dila'nın gözleri açılırken heyecandan midesi bulanıyordu. Derin bir nefes alarak elini göğsüne koydu ve "Allahım" dedi içinden. "Ne olursun emeklerimin karşılığını almama yardım et."
O sırada ısrarla çalmaya başlayan telefonunu heyecanla açtı. "Heyecandan öleceğim!" dedi telefonun ucunda ki Elif. "İyi ki aynı okulda giriyoruz Dila! Bayılacak gibiyim!"
"Sakin ol" dedi genç kız gülerken. "Her şey yolunda gidecek. Görürsün!"
"Hazırlan civcivim almaya geliyoruz seni!"
"Tamam" dedi Dila hemen heyecanla. Telefonu kapattıktan sonra aynada ki yansımasına baktı ve gülümsedi. İnanıyordu. Başaracaklardı. Çocukluklarından beri en büyük hayalleriydi üniversiteye gitmek. Arkadaş edinmek, gezmek, okumak, öğrenci hayatını dibine kadar yaşamak... Hatta bu mahalleden kurtulup birlikte yaşamak... Son hayalini düşünürken yüzü farkında olmadan düşmüştü. Elif yerine abisi ile aynı evde yaşayacaktı... Evli olarak! Belki Elif hayal ettikleri şeylerin hepsini tek başına yapacaktı çünkü Dila evliyken onun gibi gezemezdi. Ama en azından okuyacaksın! Diyen iç sesiyle derin bir iç çekti.
Gözleri elinde ki yüzüne gittiğinde, nefes alamıyor gibi hissetmişti. Gözleri dolarken aynada ki yansımasına bakarak "ağlamayacağım" dedi.
"Başaracağım. Hepsi görecek."
-
Tam kapıdan çıkmıştı ki; Osman, Mehmet Ali ve Elifi kendisini beklerken buldu.
"Geç mi kaldım?" Diye sordu hemen panikleyerek ama Elif; "hayır!" Dedi tıpkı onun gibi heyecanla.
"Elif yerinde durmadığı için erken çıkalım dedik" diyen Mehmet Aliye bakmadan başını salladığında, Osman; "hadi Dalin hızlan biraz!" Diyerek genç kızı gülümsetti. Kendisiyle konuşmasa da, anlaşılan bugünlüğe özel ateşkes ilan etmişti Osman. Sevindi genç kız. Ne olursa olsun abisinin kendisinin yanında olduğunu bilmek güç veriyordu genç kıza...
Onların içinde kendisine yer edinemediğini düşünen Mehmet Ali iç çekerek arabaya ilerlediğinde, Osman ona alayla gülümsemişti.
"Ulan bilerek yapmıyorsan adam değilim lan!" Diye mırıldanarak sinirle direksiyonun başına geçti...
-
İki genç kız el ele girdi sınava. Aynı sınıfta değillerdi ama sınıfları karşılıklıydı. Bu onların birbirinden güç alması yeterde artardı bile.
-
Sınav çıkışında ikisininde yüzü gülüyordu. O kadar heyecanlılardı ki neredeyse bir çok soruyu hatırlıyorlar ve hangi cevapları verdiklerini karşılaştırarak sevinçle kıkırdıyorlardı. Osman ve Mehmet Ali ise önde onların bu hallerine gülümsüyor, ama sessiz kalarak bu anın tadını çıkarmalarını dinliyorlardı.
Bir süre sonra mahalleye girmeden önce; "Beni kenarda atsana" diyen Osman'a; "hayırdır?" diye sordu Dila hemen. Bugün birlikte vakit geçirirler diye düşündüğü için üzülmüştü. Osman sadece onunla sınava gelecek kadar mı ateşkes ilan etmişti yani? Oysa Osman ona hiç bu kadar küs kalmamıştı ki!
"İşim var" diyen Osman'a bir şey demek için ağzını açsada, bir şey demedi. Eski Osmanı özlemişti. Bu mesafeli, soğuk Osmana ne diyeceğini bilemiyordu ki!
"Tamam," dedi Mehmet Ali onun yerine sanki. Genç adam arabayı kenara çekerek dikiz aynasından Dilaya bakmıştı. Az önce neşeyle cıvıldayan kız, şimdi öyle bir somurtmuştu ki, Mehmet Ali'nin içinden Osmanı pataklamak geçmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gül Çıkmazı
RomanceBu hikayede güçlü adamların aslında ne kadar da korktuğunu... Kırılgan kadınlar ise aslında nasıl iyi birer savaşçı olduğunu göreceksiniz. Mehmet Alinin ve Dilanın hikayesini okuduğunuza pişman olmayacaksınız... Kesit; Küçük kız ağlamamak için kend...