Selam, pazarı bekleyemedim!
Yeni bölüm ile karşınızdayız :) Nasıl gidiyor sizce bölümler? Beğeniyor musunuz hikayeyi? Akış nasıl ilerliyor? Fikirlerinizi çok merak ediyorum...
--------------
Gözlerini açtığında ofladı genç kız. Okul bitmişti bitmesine ama Dila hala sahanın köründe uyanmaktan vaz geçememişti...
Artık geriye sınav sonucu beklemek kalmıştı ama bunun dışında yapması gereken daha bir çok şey vardı genç kızın. Çalışmak, gelinlik bakmak, ev eşyası bakmak gibi... Dün Mehmet Ali ile konuşmalarının ardından kendisini daha iyi hissediyordu. O yüzden normalde ağlayarak yapacağı 'gelinlik bakma aktivitesi' ona o kadar zor gelmiyordu şimdi... Gidip bir elbise seçecekti sadece. Mehmet Ali'nin dediği gibiydi aslında... Evcilik oynamak gibi...
Yataktan kalkıp, hazırlanıp, mutfağa girdi. Annesinin hazırladığı sofraya oturup, sessizce bir şeyler tırtıklamaya başlamıştı ki, telefonuna gelen mesaj ile kaşları çatıldı.
"İşim çıktı...Bugün Elif ve annemle gideceksiniz gelinlik bakmaya. Olur değil mi?"
"Olur" Yazdı hemen. 'Zaten gelmene gerek yok!' yazsa da, iç çekerek sildi hemen. Ona alındığını düşünmesinden çekinmişti...
Mutfakta asılı duran minik televizyondan sabah programı izleyen annesine; "Mehmet Ali'nin işi varmış. Bizimle gelemeyecek," Dediğinde, annesinin kaşları çatıldı.
"Eee, kim götürecek bizi?"
"Dolmuş anne! Daha önce nasıl dolmuşa biniyorsak, bugün de öyle gideceğiz!"
"Of, aman tamam! Daha ilk günden böyle eline ver sen yuları adamın." Diye söylenen annesine sinirle baksa da, bir şey demedi. Beni bu adama yalvar yakan veren sendin be kadın! Diye bağıran iç sesini susturmak için koca bir dilim ekmeği tıkıştırdı ağzına...
—
Kapıyı açtığında, gördüğü manzara ile yutkundu. Elif'in gözleri ağlamaktan kıpkırmızıydı resmen! Bakışlarını kendisinden çekerek içeri giren arkadaşına; "Ne oldu? Diye mırıldansada, Elif bir şey demedi.
Anneleri hemen mutfakta çay içip, günün nasıl geçeceğini, hangi gelinlikçilere gideceklerini konuşmaya başlayınca, Dila Elif'i odasına çıkardı.
"Ne oldu kızım? Ne bu halin?"
"Yok bir şey" diyen Elif'in gözleri dolunca, Dila sinirle ofladı.
"Uğur mu bir şey dedi yoksa? Döverim bak! O kim köpek seni ağlatır!"
"Yok!" Diyerek hızla ayaklanan Elif; "Uğurla ilgili bir şey değil. Of Dila... Sana söyleyemem işte. En yakın arkadaşımın yengem olması çok boktan bir durummuş ya! Sana demesem bir dert, dersem de abim bir dert!" Diyince Dila duyduklarıyla daha çok gerilirken yutkundu.
"Mehmet Aliyle mi ilgili? Bana neden söyleyemeceksin ki?" Aha! Kaçtı adam!
Yanaklarını şişiren Elif, bir süre sonra tuttuğu nefesini bırakıp; "dün babam abimi eve getirdi." Dediğinde, Dila'nın kaşları çatıldı. Elif ondan sormasını beklese de o sessizce devamını bekledi.
"Abim dayak yemişti." Dedi Elif gözlerinde ki yaşları daha fazla tutamayarak.
"Kavga mı etmiş yani?"
"Hayır Dila! Görmen lazımdı, öyle sıradan bir kavga değil. Bildiğin, ağzı burnu yer değiştirmişti! Çok korktum ben... Hayatımda ilk kez bu kadar korktum. Abime bir şey olursa ben yaşayamam!" Elif'in ağlayarak kendisine sarılmasıyla, Dila da hızla arkadaşına sarıldı. Mehmet Ali ve Osman hep kavga ederlerdi, iki genç kız da alışıktı ama Elif'in bu denli korkması ve ağlaması durumun gerçekten ciddi olduğunu hissettirmişti Dilaya... O zaman annesi neden senin gelinliğinin peşinde hala?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gül Çıkmazı
RomanceBu hikayede güçlü adamların aslında ne kadar da korktuğunu... Kırılgan kadınlar ise aslında nasıl iyi birer savaşçı olduğunu göreceksiniz. Mehmet Alinin ve Dilanın hikayesini okuduğunuza pişman olmayacaksınız... Kesit; Küçük kız ağlamamak için kend...