Selam!
Güzel mesajlarınızı ve yorumlarınızı okurken çok mutlu oluyorum! ❤️🔥 Çok teşekkür ederim!!! Gaza geldim alır mıyız bu bölüm bi 30 vote? hahaha
***-***
Dila vurulalı dokuz saat olmuştu.
"Abi! Dikişilerine baktırmamız lazım!"
Kendisine isyan eden Çiçoyu duysa da, anlamıyordu Mehmet Ali. Ellerinde ki kan hayatında ilk kez midesini bulandırmıştı, ama yıkayamıyordu da. Dila'nın elini tutamıyordu ama kanı ellerindeydi. Titrek bir nefes aldı. Çocukluğundan beri ilk defa bu kadar korkuyor ve ne yapacağını bilemiyordu. Nasıl olmuştu da, kendisi değilde Dila vurulmuştu? Hedefte o vardı! Dila neden önüne geçmişti? Bilerek mi yapmıştı bunu? Bilerek mi sarılmıştı ona? O 'hissetmiyorum' dediği kalbin üzerine öyle bir yük bindi ki, nefes alırken canı yanmaya başladı.
Oynadığı onca oyun aklından geçerken, Dila'nın ölmesini hiç istememişti ki! Her şey sanki daha yeni dank etmeye başlamıştı kafasına...
"Ali!"
Kendisine öfkeyle seslenen adama bakmak için dönmüştü ki, yüzüne yediği yumruk ile bir kaç adım geriledi.
Çiço kendisini tutup düşümesini engelledikten sonra geriye çekerken, diğerleri de Osman'ı tutmaya çalışıyordu.
"Neden bu kadar geç haber verdiniz lan?" Diye kükreyerek önüne gelene hesap sormaya çalışan Osman'ı dinlemedi. Cevap basitti. Çiço aramasa onun aklına gelmezdi çünkü kimseyi aramak...
Mehmet Ali o anda kalmıştı sanki. Kapatmıştı kendisini. Dila'nın gözlerini yeniden görene kadar da açacağı yoktu kendisini dış dünyaya.
"Ulan o kıza bir şey olsun var ya! Seni ben gebertirim lan!"
Gülmek istedi Mehmet Ali. Hem de delicesine... O kıza olanlar çoktan olmuştu zaten. Neler neler olmuştu da, hiç biri sahip çıkmamış-çıkamamıştı.
Yıllar sonra bile bencilce istemişti Dilayı. Yanına hapsetmişti genç kızı... Ve kimse de çıkıp dur dememişti. Yine.
Gözleri dolarken oflayarak yoğun bakım kapısından uzaklaştı. Yumruk yaptığını ellerini açıp, göz pınarlarında biriken ama akmayan yaşları sildi.
-
Arka kapıdan dışarı çıkıp bir banka oturdu. Basın ön tarafta ve polis eşliğinde hastaneye uzak bir konumda da olsa hala oradaydı.
Çalan telefonuna bakmak istemese de, içini çekti ve yanıtladı.
'Alo' demedi. Sadece bıkkın bir nefes verdi.
"Bir şeye ihtiyaç var delikanlı?" Diye sonran yaşlı adama; "yok abi, sağol" dedi hemen robotik bir tonlamayla.
"Ali. Kendini kaybetme!" diyerek kendisine nasihat veren adama; "kim yaptırdı?" diye sordu sadece. "Ferhan'ın intikamı dedi. Arkasında ki kimdi?"
"Bilmiyoruz. Araştırıyorum. İçerde ki adamlara haber saldım."
"Bul" dedi Mehmet Ali donuk ama etkili bir tonda. "Bana o şerefsizi bul ki, ben bir gece ansızın gidip de hepsinin yedi ceddine kadar sikmeyeyim!"
"Sakin olman lazım!" Diyerek sinirle kendisini kontrol etmek isteyen adam görmese de, gülümsedi.
"Herkes biliyor zayıf noktamı." Diyerek hayıflansa da, gülümsüyordu. "Herkes! Ama kimse onu kaybettikten sonra neler yapacağımı bilmiyor be abi. Beni Dila ile tutuyorsunuz. Unutmayın bunu! O yoksa kimse yok." Dedikten sonra bir yanıt beklemeden kapattı telefonu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gül Çıkmazı
RomanceBu hikayede güçlü adamların aslında ne kadar da korktuğunu... Kırılgan kadınlar ise aslında nasıl iyi birer savaşçı olduğunu göreceksiniz. Mehmet Alinin ve Dilanın hikayesini okuduğunuza pişman olmayacaksınız... Kesit; Küçük kız ağlamamak için kend...