17.

863 28 0
                                    


"Ferhan abi, hazırlıklar tamam abi."

"Emin misin Kerim? Hata, sıkıntı, yanlışlık gibi saçma kavramlardan hoşlanmadığımı bilirsin."

"Biliyorum abi. Merak etme. İçeri de ki adamım sağlam. Yalnızca bir şey var-"

Oflayan adam bayık gözlerle bunca zamandır yanında olan ve gerçekten güveniyorum dediği adama, sağ koluna baktı.

"Off... Artık gelme oğlum bunlarla bana hallet işte. Neymiş? Ne kadar istiyor?"

"Para değil abi. Takas."

Yüzünü buruşturan Ferhan; "takas mı?" Diye büktü ağzını. Alayla; "inek falan mı isteyecek?" Diye sorduğunda, karşısında ki gülen adama gülümsedi. Kerim gülümsüyorsa bu iş çoktan olmuş demekti çünkü... Keyfi yerine gelen adam elinde ki içkisini bitirdi.

"Neyse ne. Yapın gitsin." Dediğinde, Kerim başını sallayarak odadan çıktı.

****

Ali'nin moralı bozuk olsa da bir şey dememiş ve onu babasının evinin önüne getirmişti ama Dilayı bir türlü bırakamıyordu.

"Şart mı şimdi burda kalman gerçekten be kızım? Düzelttik arayı da!" Dila onun bu huysuz bir çocuk gibi kendisine nazlanan yanını ilk kez gördüğü için gülümsedi. Oysa neyi çözmüşlerdi ki? Öpüşmüşlerdi sadece... Mehmet Ali ona aşık olmadığını ama evlenmek istediğini söylemişti... Çözüm bu muydu? Sevdiği adam gerçekten de onu hiç mi tanıyamamıştı?

"En iyisi bu" dedi hemen gülümsemesini korumaya çalışarak ama başarılı olamadı.

"Annem hiç aramadı" dedi sessizce. Mehmet Ali bir şey demek için ağzını açtığında, elini tutarak susturdu sevdiği adamı. Şimdi annesi hakkında konuşmaya dayanamazdı...

"Böyle olmasını istiyorum. Annemden uzaklaşmak bana iyi geldi" dediğinde, Mehmet Ali iç çekerek oflasa da, bir şey demedi çünkü istemesede o da görüyordu Dila'nın daha iyi olduğunu.

Aralarında ki sessizlik uzarken, Mehmet Ali gitmek için bir harekette bulunmadığı için Dila da onunla birlikte bekliyordu. Gözlerini kaçırıp, yalandan boğazını temizleyen Mehmet Ali'nin "bugün konuşamadık" demesiyle, Dila da utandı. Öpüşmekten konuşamışlardı çünkü! Bu konuyu şuan konuşmaya hazır değildi ama Mehmet Ali yine de soracaktı belli ki... Bir cevap almak istiyordu.

Mehmet Ali; "Aramızda olanları yeniden konuşalım mı cadı? Bu evlilik işini falan." Dediğinde, yüreğinde hissettiği neşe, Dila'nın şaşkınlıkla açılan gözlerinin içinde ki korkuyla söndü.

"Gerçek olmak zorunda değil! Olsun bence ama..." derken, bir an saçmaladığını fark ederek durdu, derin bir nefes aldı ve devam etti. "Yani... Beklerim ben seni. Oku sen. Karışmam hiç... Korktuğun gibi olmaz benimleyken hiç bir şey." dedi çaresizce. "Ben... Ben sadece bana geleceğini bilmek istiyorum! Hazır hissettiğinde, bana gel istiyorum" diye devam ettiğinde, genç kızın dolan gözlerine sevgiyle baktı.

Dila ise karma karıştı. Mehmet Ali'nin gözlerinde gördüğü şeyin doğru olup olmadığından emin değildi. Yüzüne 'sana aşık değilim' diyen bu adam, neden öyle bakıyordu o zaman? Neden onunla evliliğinin gerçeğe dönmesini istiyordu? Anlamıyordu... Hem, o Mehmet Aliden bir şey beklediği için öpmemişti ki onu... Ona karşı koyamadığı için, Müjgan ablasının uyarısına rağmen öpmüştü!

Belki bundan sonra Sibel olmayacak diyen iç sesine inanmak istedi bir an. Belki seni sonra çok sevecek! Seninle evlenmek istemesi en büyük kanıtı değil mi?

Gül ÇıkmazıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin