Hala acıyla gerilen ayağına inat, topallamamaya özen göstererek girdi odaya. Masa da oturan büyük abiye başıyla selam verdikten sonra gözleri kısa bir an kenarda oturan babasına değse de üzerinde fazla kalmadı.
"Beni emretmişsin abi."
"Emir değil oğlum" dedi büyük abi gülümseyerek. "Rica." Sanki iki gün önce kendisini öldüresiye dövdüren adam bu adam değildi!
"Buyur abi?" dedi kısa kesmek için. Dün akşamdan beri, aramasına rağmen telefonlarını açmayan Dila'nın yanına gitmek istiyordu bir an önce. Sabah iş yerine uğradığında, Esra ablası gelmediğini söylemişti. Mehmet Ali evine gidecekti ki, Büyük abi çağırmıştı... Sinirliydi genç adam ama siniri bastırdığı korkusundadı. Deli gibi korkuyordu genç kızın pişman olmasından... O pişman değildi çünkü. Sabah kadar düşünmüş, ayılmayı beklemişti ama ayıldıktan sonra bile yüreğinde ki sızı geçmemişti. Mehmet Ali pişman değildi...
"Dinliyor musun lan?" Hızla gerçekliğe dönerek; "dalmışım" dedi çekinerek. Aklı başından gitmişti resmen!
Büyük abi gülerek; "kafana fazla mı vurdular yiğidim" diyerek kahkaha attığında, babasınında gülmesine sinirlense de sessiz kaldı.
Büyük abi bir anda ciddileşerek; "dikkatini ver" dedi. "Ferhan geri dönmüş! O piç senin-benim kısa bir an dalmamızla yedi sülalemizi gömer" dediğinde, Mehmet Ali başını salladı.
"Ben mekanlara fazladan adam koyarım abi. Kameraları çoğaltırız. Merak etme."
"Eyvallah. Fakat hepsini kendin yap Ali! Kimseye güvenem biliyorsun. Her şeyin başında ol" diyen Büyük abiyi başını sallayarak onayladı. İç çekerek; "o piç görünmez ama sen yine de görünürse diye hazırlıklı da ol. En ufak bir ip ucunda, olur ya... buldun... o piçi yakala, bana getir." Diyen büyük abinin sesinde ki nefret havaya karışmıştı.
Ferhan Aksoy... Uzun yıllardır piyasanın en güçlü adamlarından birisiydi. Mehmet Ali çocukken babasından o adamı dinlemişti. Düşmanlardı ama babasının ondan korktuğunu, hatta itiraf edemese de saygı duyduğunu biliyordu. Adamın uzun yıllardır piyasada yokken şimdi bir anda çıkıp gelmesi Büyük abi kadar Mehmet Aliyi de germişti. Her işini hayalet gibi halleden adam neden gelirdi?
Savaş için...
Bu işlerde ki racon buydu.... Babasının öğrettiği buydu...
Başını salladıktan sonra çıkmak için izin istediğinde, her ne kadar Büyük abi ona kalıp kahve içmesini söylese de, red ederek ayrıldı mekandan. Hızlı olmalıydı...
Arabasına geçip, Dilayı yeniden aradı. 'Aradığınız kişiye ulaşılamıyor' dendiğinde, ise sinirle ofladı. Dilayla konuşması gerekiyordu ama önce yapması gereken bir ton iş vardı!
"Her şey tam zamanında götümde patlasın zaten! Üst üste gelsin amına koyayım!" Direksiyonuna sinirle geçirip yeniden ofladı ama bu sefer ki korku ve kederdendi. Yılmadı. Dilayı yeniden aradı. Ama aldığı cevap aynıydı...
'Aradığınız kişiye ulaşılamıyor.'
—
Her şey az çok istediği gibi olduğunda, saat neredeyse gece yarısına gelmişti. Sıkıntıyla mekandan dışarı çıkıp bir sigara yakmıştı ki, telefonun çalmasıyla kaşlarını çattı.
"Hayırdır?" Diye sordu Osmana alayla. Kendisine küs gibi davransa da, kızsa da, dövse de Osman'ın kendisiyle hala konuşuyor olmasına içten içe seviniyordu...
"Ali-" diyen arkadaşının ses tonunda ki sıkıntıyla, yüzünde ki gülümseme dondu.
"Dila seninle mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gül Çıkmazı
RomanceBu hikayede güçlü adamların aslında ne kadar da korktuğunu... Kırılgan kadınlar ise aslında nasıl iyi birer savaşçı olduğunu göreceksiniz. Mehmet Alinin ve Dilanın hikayesini okuduğunuza pişman olmayacaksınız... Kesit; Küçük kız ağlamamak için kend...