Yeni bölüme hoş geldiniz. İyi okumalar dilerim. Yorumlarınızı paylaşırsanız çok sevinirim.🦋
.
......
Hakan eliyle Mine'nin yarasına bastırıp ona seslenirken onlara bakıp donan meslektaşlarına döndü. Herkesin gözünde gördüğü kaybetme korkusunu iliklerinde hissederken Mine'nin ellerinin gitgide soğumaya başladığını fark edince kendine geldi. Kaç kere adını zikrettiğini hatırlamıyordu Hakan. O yüz hatlarının hiçbir iz bırakmadan öylece durması göğsüne bir öküz oturmuşçasına ağırlık yapıyordu."SEDYE!"
Aniden haykırışı karşıdakileri korkutsa da Ömer ilk hamleyi yapıp koşarak bir sedye getirdi. Dikkatlice kaldırıp yatırdılar sedyeye Mineyi. Hızlı adımlarla Acile götürdüler. Herkes hazırlığını yaparken Leyla monitördeki kalp atışlarını izliyordu. Kurtarmaya çalıştığı hasta için ne kadar inatçı davrandığı geldi aklına. Herkes pes derken o yine devam demişti. O kelime lügatında yer almazdı.Gülümsedi..
"Mine abla..Kurtardığın hastayı hatırlıyor musun? Ne kadar inatçı davranmıştın öyle! İnanamadım bir an. Ama sen başardın,onu geri getirdin. Şimdi kendin için inatçı davranman gerekiyor. Bak biz buradayız. Yanındayız. Bu koridorların tozunu yeniden attıracaksın. Bir hamleyle her şeyi yeniden düzelteceksin. Seni çok seviyoruz.."
Ömer gelip omzuna dokundu. Mineyi geldiğinden beri seviyordu. Onun gücünün farkındaydı. Şimdi de ameliyatında elinden geleni yapacaktı. Hakan'ın sesini duyunca dikleştiler.
"Hadi. Başlıyoruz. Hastayı ameliyathaneye götürebilirsiniz."
Mine sedyeyle yanından geçerken onun gözlerini nasıl da özlediğini fark etti. İtiraf edemekleri,sessizce susup her bir sözcüğü kalplerine gömdükleri her gün aslında bambaşka sonları yazıyordu. Kaybetmenin ne demek olduğunu yıllar önce öğrenmişti Hakan. Mineyle yeniden karşılaştığı anda bir Anka kuşu misali küllerinden doğmasını beklediği bir şeyler vardı. Yasaklı kelime..Aşk..
"Hakan hocam her şey hazır. Başlayalım."
Herkes yerini aldıktan sonra uzun bir sessizlik oldu. Hakan aletleri istiyor Onur da sessizce uzatıyordu. Her gün defalarca ameliyat ettikleri hastalar, tedavi ettikleri yaşlılar,çocuklar olurdu. Fakat şimdi o masada yatan yakınlarıydı. Bazıları için en yakın bazıları için Mine ablaydı. Leyla camdan ameliyatı izlerken aklına gelen anılarla gözlerini kapattı.
~~~~~
Mine sinirle etrafta dolaşırken ona sorup sormaması gerektiğini bilememişti Leyla. Dayanamadı ve bir anda çıktı ağzından. Yoksa patlayacağını hissediyordu."Mine abla. Ya kovulursam?"
Mine ona dönüp bakışlarını yımuşattı. Karşısında duran genç kızın hayallerini ve çabasını görüyordu. Onu her gün gözlemliyordu ve Hakan'ın onu buradan kovmasına izin vermeyecekti.
"Sen merak etme. Ben halledeceğim. Yeter ki bana güven. Biz bir aile olduk Leyla. O aileden birini göz göre göre yollamam ben. Yollamadığım gibi yollatmam da."
"İyi ki varsın Mine abla.."
~~~~
Ömer ve Hakan karşılıklı laf dalaşına girip ardından olayı fiziksel şiddete dönüştürünce Mine aralarına girip en yüksek sesiyle haykırdı. Hastanede yankılanan bu sesle iki adamda durdu. Mine bir Ömere bir Hakana bakarken öfkeden burnundan soluyodu. Ellerini birbirine çarpıp kendine hakim olamayarak yeniden yükseltti sesini."BURASI HASTANE! NE BU TAVIRLAR!"
"Mine sakin ol."
"Sakinim ben!Sen bu çocuk kaç gündür acilde nasıl didiniyor görmüyor musun! Övmüyorsan yerme de bari!"
"Ben kararımı-"
"Kararını gözden geçir Hakan hoca. Ömer hoca konusunda da Leyla hoca konusunda da. Leyla hocaya ikinci şansı nasıl vermezsin? Nasıl vermek istemezsin!"
"Mine gel hadi."
"Dur Turgut!"
Turgut adım adım geri gidip eski yerine geri döndü.
"Bu konuları sonra-"
"Evet Hakan. Bunu evet olarak kabul ediyorum."
~~~~~~~
"Tansiyon düşüyor Hakan hocam.""Tamam. Acele edelim arkadaşlar. Aspire edelim. Hadi."
Ömer monitöre baktı.
"Kalp atışı zayıflıyor. Acele etmezsek-"
"Sus."
"Hakan hocam Mine ablayı kaybedeceğiz! Acele edin!"
Kalp ritminin o nizamı sesleri yavaş yavaş azalırken Hakan gözlerini kapatıp açtı. Dolmalarına engel olamadığı o gözlerin ona son kez baktığını düşünmek bile istemiyordu. Turgut alnını silerken gözlerini de silmesine yardım etti. Onun da içini sarıp onu diri tutan bir korkusu vardı.
"Hastayı kaybediyoruz.."
Leyla hıçkırıklarını tutamadan ağlarken ameliyathane onun sesiyle yankılanınca Ömer hemen cama döndü. Hakan elinden geleni yapsa da bir şeyleri beceremiyormuş gibi hissediyordu. Kalp ritmi düzleşince hızlıca kalktı yerinden.
"K-kalp masajına başlıyorum çekilin!"
Bir,iki,üç,dört...Baştan..Bir,iki,üç,dört...
Ve koca bir umutsuzluk dalgası.. Hakan aceleyle yapıyordu kalp masajını. Mineye takıldı gözü."Bitmiş gitmiş mevzu.."
"Bizim gibi."
Kulaklarında yankılanan sese inat devam etti. 3 dakikadır devam ettiği kalp masajını bırakmak istemiyordu. Turgut ağlayarak tuttu onun ellerini. Bir iki adım geri çekti. Ömer güçlükle yutkunarak bakışlarını saate çevirdi.
"Ölüm saati-"
Tık,tık,tık...
"Döndü! Kalbi atıyor!"
"Aferin sana Mine..Aferin sana kızım.."
Turgut gülümseyerek fısıldadı arkadaşına. Onun gücünün yanından geçemezdi kimse. İnadıysa daima haklı çıkardı. İnat etmişti yaşamaya. Bırakır mıydı hiç Mine? Asla. Savaşır mıydı? Sonuna kadar.
"Hadi devam ediyoruz. Bu hastamız inatçı çıktı."
Hakan tebessümünü saklamadan eski yerine geçti. Ve son sürat ameliyata devam ettiler.
.......
Yoğun bakıma aldıktan sonra kontrollerini yapıp dosyasını doldurdular. Önlerindeki 24 saat çok önemliydi onlar için. Herkes çıktıktan sonra Hakan yanına geçti. Ellerini tutmak için uzatsa da cesaret edemedi. Nasıl bir kabustu bu böyle? Bir an önce uyanmak istiyordu."Hasta önlüğü yakışmadı sana Mine. O kırmızı ya da yeşil üstünle görmek istiyorum seni. Yeniden rüzgarını estirerek geçtiğin o koridorlarda,sözünün kanun kabul edildiği o acilde görmek istiyorum. Bir kere kaybettim. Bir başka kayıba daha gücüm var mı bilmiyorum. Beni duymuyorsun. Muhtemelen uyandıktan sonra da beni görmezden geliceksin. Sinirlisin,kızgınsın,kırgınsın belki de. Bazen de seni anlamak o kadar zor ki gözlerine bakınca bile çözümleyemediğim şeyler görüyorum. Şimdi dinlen. Acısını çıkart hayat yorgunluğunun ama fazla bekletme. Herkesin gözü şimdiden seni aramaya başladı.."
Kalkıp kapıya doğru ilerledi. Son kez başını çevirip baktıktan sonra çıktı odadan. Turgutu görünce başıyla selamladı.
"Durum nedir?"
"Bir problem yok. Her şey stabil."
"Hakan iyi misin sen?"
"İyi olacağım. Ama bu berbat olduğum anlamına gelmez."
Odasına gitmek için yönünü oraya çevirdi. Turgut güldü arkasından.
"Sizin iyi anlaşmanıza şaşmamak lazım."
.......
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vaveyla | Hakan&Mine
FanfictionYıllardır küllenen aşkın izleri onları bir arada tutan şeydi. Yürüdükleri yollar,aynı koridorlar bitmemiş duygular. Hikayeye bir de böyle bakalım..