Herkese merhaba. Minicik bir ara vermiştim.Şimdi yeni bölüm için buradayım.Bu bölümün bizleri ağlatacak kısmını birinci kişi ağzından dinledim.İyi okumalar. Yorumlarınızı bekliyorum. 💗
.
.
.
......
Davanın ardından hastaneye döndüklerinde Mine üzerine binen o ağır yüklerden bir nebze kurtulmuş gibiydi. Laleye verdiği sözü tutarak adaleti sağlamıştı hem onun hemde onlarca kadın adına. Susmadan,yerinde saymadan elinden ne geliyorsa yapmıştı. Ve başarmıştı Mine.
Acile girdiğinde tek tük hasta vardı. Serumu bitenin yanına giderek kontrollerini yaptıktan sonra ona geçmiş olsun diyerek uğurladı.Bozulan yatağı güzelce düzelterek danışmaya geçti."Mine?"
"Efendim Hakan?"
"İyisin değil mi?"
"İyiyim. Sadece yorgunum biraz."
"Dinlensen iyi olmaz mıydı hem mahkemeden de geldin ?"
"İşlerimi hallettikten sonra biraz dinlenicem."
"Sen bırak. Ben yaparım."
"Hakan ben çocuk değilim.Olabilir.Zorlanabilirim.Benim işim bu.Sıkma beni."
Başını salladı yalnızca Hakan.Bir cevap vermeden odasına ilerlemeyi tercih etti.Mine o giderken arkasından uzun uzun baktı.Leyla'nın gelip onu izlediğinden habersizdi.Bazı şeyler ortaya çıkmaya başlıyordu yavaş yavaş..Çünkü duygular gizlenmeyi,iyi gizlenmeyi yeterince beceremiyordu.
"Mine abla."
"Ay korkuttun beni.Ne zaman geldin?"
"Oldu aslında biraz.İşin yoksa biraz bahçeye çıkalım mı?"
"Çıkalım Leylacım.Bir problem mi var?"
"Hayır.Sadece konuşmak istiyorum."
Beraber bahçeye çıkıp boş buldukları bir banka oturdular.Rüzgar hafif hafif esiyordu şimdi.Mine Leylaya döndürdü bedenini.
"Evet.Derdin nedir?"
"Ömer."
Gülümsedi Mine..Aklına kendi yaşadıkları geldi. O karışık ruh hallerini,anlamaya çalıştığı duygularını o kadar özlüyordu ki. Kendi başına toparlandığı günleri,kimsesi yokken sokaklarda hıçkırarak ağladığı vakitleri unutamıyordu.
Elindeki çantayı bıraktı önce önünde durduğu kaldırıma. Sonrasında ise onu taşımayan bedenini...Aşk ağırdır,zor bir duygudur derlerdi de inanmazdı Mine. Yaşayınca anlıyordu insan duyguların yükünü.Taşıyamadığını düşünüyordu Mine ya da başarısız olduğunu. Bir hıçkırık kaçtı ağzından. Elleriyle siper etti yüzünü. Kimse görsün istemiyordu. Hastanenin yakınlarındaydı çünkü. Arkasından gelen ayak sesleriyle başını çevirmeden bekledi. Yanına oturan kişiye bakmamıştı,bakamamıştı hala. Bir el yüzündeki elip çekip avuçlarının içine aldı. Turgut..
"Ah Minecim.."
Mine onun açtığı kolları arasına girdi küçük bir kız çocuğu gibi. Sımsıkı sarıldı arkadaşına gitmesinden korkarcasına. Hep yalnız kalmak isterdi böyle zamanlarda ama şimdi yalnız kalmaktan korkuyordu.
"Hakan da perişan oldu."
"O nerede?"
"Hastaneden çıktı. Bilmiyorum. Bir şey göstermişler ona Mine."
"Ne gibi bir şey?"
Merak edip geri çekildi. Akan yaşları sildi elinin tersiyle. Turgut'un gözlerine baktı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vaveyla | Hakan&Mine
FanfictionYıllardır küllenen aşkın izleri onları bir arada tutan şeydi. Yürüdükleri yollar,aynı koridorlar bitmemiş duygular. Hikayeye bir de böyle bakalım..