HİS

308 27 125
                                    

Bebişin cinsiyetini öğrendiğimize göre artık hazırlıklara başlayabiliriz.Geçen bölüme gelen yorumlar için çok teşekkür ederim sanırım bu zamana kadar ki en fazla yorumu aldı.Hepiniz varolun.Bu bölüm için de aynısını bekleyebilirim haberiniz olsun.Hadddiii geçeliiim. 🦋💙

............

Gözleri açılmamaya yemin etmiş gibi güneşe karşı savaş verirken Hakan'ın telefon konuşmasını duyuyordu.Bir süre daha o şekilde beklemenin ardından tek gözünü açıp saate baktı.Günler sonra ilk defa bu kadar uzun uyuduğunu görünce son günlerde nasıl yorulduğunu hatırladı. Geçen haftalarda Uluçınar o kadar yoğundu ki her 4 saatte bir ameliyatlara giriyorlar neredeyse görüşmek için zaman kolluyorlardı.Kollarından güç alarak doğruldu yatakta.Kızını sevdi biraz.Saçlarına baktı karşısındaki aynadan.Hamileliğinde etkisiyle uzamışlardı ama eski boyuna geri döndürmek için kuaföre gidecekti.Senelerdir şaşmadığı o modele ihanet etmek istemiyordu.Eliyle öne düşen tutamları arkaya atıp esnedi.

Mutfağa geçtiğinde hazırlanmış kahvaltıyı görünce gülümsedi.Salatalıktan bir tane alıp sandalyeye oturdu.Hakan karşısına geçip oturduğunda ters giden bir şeyler olduğunu anlaması zor olmamıştı.Tek bir mimiğinden dünyaları çözebilecek kadar tanıyordu çünkü onu Mine.

"Sorun ne?"

"Mine söyleyeceğim ama sakin ol tamam mı?"

Mine bunu dediği gibi yayıldığı yerde dikleşti.Elindeki çatalı sertçe bıraktı.Hakan böyle dediyse muhtemelen çıldıracaktı.Kendini her şeye hazırlamaya çalışsa dahi pek başarılı olamamıştı.

"Söyle."

"Öyle bakma."

"Hakan söylesene!"

"Yalçın seni kadrodan çıkarmış."

Duyduklarını anlamaya çalışır gibi bakıyordu eşinin suratına.Beyninde dönen cümleyi bir türlü idrak edemiyordu.Bi anda gelen bu hamleyle ne yapacağını şaşırmıştı.Yavaşça kalktı ama karnına giren ağrıyla büküldü bedeni.

"Mine otur.Oturur musun şuraya."

"BIRAK!"

Bir anda bağırınca geriledi Hakan.Mine hışımla çekti kolunu.Odaya girip kapısını sertçe çarptı.Hakan hemen Turgut'u aradı.Ondan haber bekliyordu arkadaşı.

"Naptın Hakan?"

"Sana şu kadar söyleyeyim Turgut.Kasırga,kopacak kıyametin yanında küçücük bir sinek kalır."

"Hadi be.Naptı?"

"Burada hafiften rüzgar esmeye başladı ama oraya geldiğimiz an Yalçın'ı kimse kurtaramaz."

"HAKAN!KAPAT O TELEFONU!"

"Ovv...İnanılmaz bir haykırış.Kolay gelsin.Bekliyoruz."

Hakan derin bir nefes alıp odaya girdi.Mine elbisesinin fermuarını çekiyordu.O kadar hızlı çekmişti ki kopacak sandı Hakan ama bir felaketi daha kaldıramazdı.Hiç sesini çıkarmadan eşinin çantasını alıp kapıyı açtı.Arabaya yürürken Mine kendi kendine bir şeyler söylüyordu.Muhtemelen bir sinir atma çalışmasıydı ama oraya gittiğinde ani bir patlama yaşayacağını biliyordu.Hızlı kullanmadı Hakan,her gün kullandığının aksine oldukça yavaş gidiyordu hatta.Mine torpidodan bir yelpaze çıkartıp hıncını alırcasına sallıyordu.

"Yavaş mı sallasan acaba?"

"Sen de hızlı mı sürsen acaba!? Kaplumbağa mı bu!"

"Tamam.Hızlanıyorum."

Yaklaşık on dakika sonra Uluçınar'ın önüne geldiklerinde Mine kemeri çıkarıp açtı kapıyı.Karnından dolayı zorda olsa çıktı arabadan.Kapıyı eliyle değilde ayağının arkasıyla neredeyse tekmeleyerek kapatmayı tercih etmişti.Hakan içeri girerken göz ucuyla kapıya baktı.Bir kısmı içeri göçmüştü ama şu an bunun lafını yapamayacak kadar zor bir güne başlıyorlardı.Leyla tam bir şey söyleyecekti ki Hakan bakışlarıyla susturdu onu. Girişe geldiklerinde danışmada duran Yalçın'ı gördü Mine.Var gücüyle adını zikredince arkası dönük Turgut olduğu yerde sıçramıştı neredeyse.

Vaveyla | Hakan&MineHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin