Herkese selaaamm. Ben geldiim. 🦋 Yorumlarınızı paylaşmayı sakııın unutmayın. Bekliyorum. Haddi geçelliim. 🦋💙
.
.
........
Hallolurdu elbet sıkıntılar zorluklara kafa tutabilirseniz,güçlü kalabilirseniz ya da. Bunu yaparken yanınızdakilerle deşarj olursunuz,onlardan güç bulursunuz. Mine de sevdikleriyle daha güçlüydü ama bavulunu toplarken ilk defa bu denli güçsüz hissetmişti kendini. Karnına giren ağrıyla yere çöktü. Elindeki bluzu sıktı acısını dindirmek için. Bedeninin ben artık yoruldum deme şekliydi bu. Ona da hak veriyordu. Bu kadar acıyı hangi beden hasarsız atlatırdı?
Kendini topladığında yeniden doğruldu. Acilin en yoğun saatiydi hastanede şu an. Bu yokluğu fırsat bilerek çantasını ve bavulunu alıp odasına baktı. Gümüşok için yola çıkmak üzere olduğuna inanamasa da ona şart koşulanlar yüzünden bunu yapmak zorundaydı. Bebeğinin resminin yayılması onun kahroluşu olurdu..
Arabaya bindiğinde hastanenin çıkışına baktı."Güle güle Uluçınar. Kendine iyi bak."
Son gaz Gümüşoka giderken akan gözyaşlarının hızına yetişemiyordu. Telefonu çalınca ekrana baktı.
Yalçın arıyor...
Açmadı. Konuşmak,sesini duymak istemiyordu. Aklı şimdiden Uluçınarda kalmıştı bile. Habersiz gidişi yüzünden ona çok kızacaklarını da biliyordu. Ama anlatması gerekenleri nasıl anlatabilirdi ki?
~~~~~~~
Hakan tüm hastaneyi dolandıktan sonra yeniden Acile geldi. Mineyi bulamayınca Leylayı çağırdı."Leyla,Mine nerede?"
"Bilmiyorum hocam."
"Ömer sen gördün mü?"
"Sabahta görmedik sanki di mi Leyla?"
"Yok hocam. Gelmedi galiba."
"Allah allah. Bir gidip bakalım."
Hepsi koşar adımlarla lojmana girip kata çıktıklarında Mine'nin açık kapısıyla karşılaştılar. Hakan içeri girip dolaplara baktı. Bomboştu...
Çekmecelerini açtı. Bomboştu.. Hakan ellerini saçlarının arasından geçirdi hızlıca. Odanın içinde dört döndü."Hayır Mine. Sakın. Sakın!"
"Noluyor burada?"
"Turgut Mine yok."
"Ne demek Mine yok Hakan."
"Çekmeceler boş! DOLAP BOŞ!"
"Mine böyle bir şey yapmaz bir kere."
"Nerede o zaman hocam. Bizi bırakmış."
Leyla'nın sert sesiyle hepsi ona döndü. Söylediklerinin farkında varınca yavaşça sindi içine. Dedikleri hoş değildi hiçbiri için. Özür dilercesine baktı gözlerine. Mineye yaptığı bu yorum için pişmanlıl duyuyordu.
"Öyle demek istemedim.."
"Mine Gümüşoktadır. Oraya gidip Mineyi getireceğim. Sizlerde hastalara dönün."
Hakan hızlıca toparlanıp hastaneden çıktı. Mine'nin bir türlü sevemediği arabasına atlayıp Gümüşok'un yolunu tuttu. Gidene kadar içinden etmediği hakaret kalmamıştı Yalçın'a karşı. Onu tehtit ettiklerini biliyordu çünkü. O fotoğrafla edilen tehtid'in Mine için nasıl yaralayıcı olduğunun da farkındaydı.
Kapıdan girerken sinirini kontrol altında tutmaya çalışarak attı adımlarını. Gözü çevreyi hızlıca taradığında bir yerde takıldı. Masmavi önlüğün içinde yıldız misali parlayan Mine danışmanın orada imza atıyordu. Yanına gidip kolundan tuttuğunda Mine korkuyla çekildi. Karşısında onu görmeyi beklemiyordu. Gözlerine anında çöken hüznü ve mahcubiyeti görmüştü Hakan. Kızmayacaktı ona ne yaşadığını bilmediği için.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vaveyla | Hakan&Mine
Hayran KurguYıllardır küllenen aşkın izleri onları bir arada tutan şeydi. Yürüdükleri yollar,aynı koridorlar bitmemiş duygular. Hikayeye bir de böyle bakalım..