Bayramda dahi bölüm atılmayan bir gün olmadı. Bayramı da yaşadık böylece.
Yorumlarınızı paylaşmayı rica ediyorum unutmayın. 😌 Hadddiii geçelimmm. 🦋💙
............
Gecenin kör karanlığında yalnız başına attığı adımlardan hariç başka bir ses duymuyordu.Yaprakların çıtırtısı hoş geliyordu kulağına.Elindeki kahveden bir yudum alarak devam etti yoluna.Bir ağacın gövdesine yasladı bedenini.Esen rüzgar ürpertince omzundaki şala sımsıkı sarıldı.Bugün olanları düşünüyordu.Her günün başka bir olayla başlayıp bambaşka olaylarla kapanışın yapıldığı Uluçınarda alarmlar çalmaya başlamıştı.Özellikle de Yalçın geldikten sonra.Hakan'ın da kafası karışıktı her ne kadar belli etmemeye çalışsa da fakat Mine tavırlarından anlıyordu.Seneler öncesine dayanan bu düşmanlık artık aynı sınırların içerisine girerek görüş alanını iyice daraltmıştı."Mine? Ne yapıyorsun bu soğukta ve tek başına?"
"Biraz kafa dinlemek istedim Turgut."
"Başladılar değil mi? "
"Uluçınarda İç Savaş.Haberin başlığı bu olabilir."
"O kadar diyorsun.Ne yapacağız peki?"
"Yalçın kaybetmemek için elinden geleni yapar.Uluçınar'ı tamamen hisselerle üzerine almak için denemeyeceği strateji yok."
"Hakan'ın aklında ne var? Ya da bir şey var mı diye mi sormalıyım?"
"Bebekten sonra bir konu konuşmadık.Aklı şu anda tamamen bizde ama bu kısa sürecektir.Yalçın ışıkları yaktı bugün.İlgi bölüşülecek anlayacağın."
"Kıskandık mı yoksa?"
Mine gülerek başını arkadaşının omzuna yasladı.Bir süre sessiz kaldılar.Mine iç çekerek söylenmeye başladığında Turgut tamamen ona dikkat kesildi.
"Erol Beyin ameliyatı küllenen ne varsa hepsini yeniden yaktı.Eğer ki Hakan diye tutturmamış olsaydı şu an aylardır başımıza gelen sorunların yaklaşık %75-80'ini yaşamamış olurduk."
"Verdiğin orana bakılırsa her şey Erol Bey'in suçu."
"Görmemek için kör olmak lazım Turgut.Beni Gümüşok'a almaya çalıştı ya. Sırf ortalığı karıştırmak içindi ve her şey sarpa sardı."
"Olaylara bir de şu tarafından bak.O gün olanlar olmasaydı şu an bir bebek bekliyor olur muydun?"
Bir anda gelen bu soruyla duraksadı.Yaşananları düşününce çektiği acıların çığlıklarını işitti çok uzaktan.Koridordaki haykırışları,gece tek başına iç çekerek ağlayışlarını hatırlayınca şimdiki zamanda bile hissetti o acılarını.Gözleri dolunca Turgut ne yapacağını şaşırarak elindeki çayını bıraktı ağacın yanına.
"Özür dilerim.Özür dilerim seni üzmek istemedim Mine."
"Beni üzmedin.Aksine hatırlattın.Hayatta olan kötü şeyler bizi bekleyen güzelliklere giden yoldaki engeller.Önemli olan aşabilmek değil mi? "
"Öyle.Sende aştın Mine.Biz yanındayız bunu biliyorsun.Ne zaman ihtiyacın olursa söylemekten çekinmiyorsun bunu da biliyorsun."
"Elbette biliyorum.İçeri geçelim mi ben üşüdüm."
"Tabi. Gel hadi."
Kol kola Uluçınar'a doğru yürüyüp acilden içeri girdiler.Herkesi orda görünce bir problem olduğunu anlamışlardı.Mine ona bakan Hakan'ın yanına geçip sırtını danışmaya yasladı. Neyi beklediklerini bilmiyordu ama sinirler oldukça gergin gözüküyordu.Hakan'ın boynunda beliren damarlarını gördüğünde işlerin ciddiyete doğru hızla ilerlediğini anlayabiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vaveyla | Hakan&Mine
FanfictionYıllardır küllenen aşkın izleri onları bir arada tutan şeydi. Yürüdükleri yollar,aynı koridorlar bitmemiş duygular. Hikayeye bir de böyle bakalım..