Ne olursa olsun mücadeleden vazgeçmeyin.Ailemden 2 kişiyi kaybettim.Laleye veda etmenin,onun vedasını yazmanın hüznünü yaşamak çok zordu.Bana anılarımı hatırlattı.Ama şimdi kalkacağız.Hazırsanız yeni bölüme geçelim.Yorumlarınızı eksik etmeyin.Sizleri seviyorum...🌟
......
Yağmur damlaları tek tek düşüyordu yeryüzüne kederin temsilcileri olarak.Tenine değen minik damlaları umursamıyordu.Toprağın o baskın kokusunu çekti içine derin derin.Kefenin beyazlığındaydı aynı zamanda gözü.Daha sonra başını çevirip beyazın böyle zamanlarda ne kadar ağır bir yük olduğunu düşündü.Normalde nasıl da huzur verirdi..
Hakan'ın sesini duyunca ona çevirdi bakışlarını.Ona uzatılan küreğe baktı ardından.Başörtüsünü düzeltip küreği eline aldı.Attığı her toprak tanesi mezarın içini biraz daha doldururken içinden ona verdiği sözleri tekrar ediyordu.Kollarından tutulup çekilene kadar toprak atmaya devam etmişti farkında dahi olmadan."Gitti.."
Dizlerinin üzerine çöküp parmak uçlarını mezarın soğuk taşında,yağmurla ıslanan toprakta gezdirdi.Hissetmek istedi onu,son kez dokunmak istedi yaralarına.Yara aldığı her yeri son kez öpmek istedi.Hiçbir şey tekrar edilemeyecekti.Onu yarın göremeyecekti mesela,telefondan o heyecanlı sesini duyamayacaktı ya da.Son kezdi her tıklanan kapının cevabı.
"Soğuk.."
Adının üstüne götürdü ellerini.Lale isminin harflerine tek tek dokundu.
"Üşürsün.."
Başörtüsünü çıkarıp toprağın üzerine örttü.Kırışan yerleri özenle düzeltti.O zamana kadar ağlamamıştı.Tüm hücreleri çekilmiş gibiydi ta ki insanlar gidene kadar.Sıktı kendisini boğazı acıyana kadar.Başını gökyüzüne kaldırıp var gücüyle haykırdığında Hakan arkasını dönüp akan yaşlarını sildi.Ömer onu daha önce ağlarken görmemişti.Şaşırdı.Hiç ağlamaz,hep o gördüğü haliyle kalır gibi gelirdi ona ama işler değişirdi.Hele de işin içine en sevdiğiniz girerse..
"Artık gitsek iyi olacak hocam.Toplantı var."
"Bugüne mi koymuşlar toplantıyı gerçekten?"
"Söyledik ama değiştirmediler."
"Leyla Mineyi sen getir."
"Tamam hocam."
Leyla sakin adımlarla Mine'nin yanına gidip oturdu.Üstünün batması umrunda değildi.Onun ellerini soğuk mermerden alıp kendi sıcak avuçlarının içine yerleştirdi.Yorgun gözleriyle karşılaşınca ne demesi gerektiğini bilemedi ama anladı Mine ablası.Onu konuşturmadan yardımıyla doğruldu.Bacağındaki yaranın açıldığını hissediyordu ama sesini çıkarmadı.Arabaya binmeden son kez yağmurla ıslanan mezarın resmini kazıdı aklına. Yeniden gökyüzüne baktı. Gözüne giren yağmur damlası kendi gözyaşına karışmıştı.
"Ağlama..Ağlama Lale..Sana söz..Adaleti sağlayacağım.."
.......
Her gün kapısından giren güneş bugün evinin önünden bile geçmemişti Uluçınar'ın.Turgut hastaneye giren ekibi izledi.O hastanede kalmak zorunda kalmıştı zar zor ayarlanan toplantı yüzünden.Arkadaşları tek kelimeyle dağılmış gözüküyorlardı.Tek kelime etmeden başıyla selamladı onları.Mine hepsini danışmada bırakıp odasına giderken sendeledi.Yarasından damlayan birkaç damla kan yere düşünce Hakan yanına gidip kucakladı onu.Herkese burası bende işaretini verip Mineyi odasına kadar taşıdı.Hiç konuşmadılar.Pansuman yapılırken ilk defa kımıldamadı Mine.Acı belirtisi bile göstermemişti.Korkuyordu Hakan onun bu halinden,tepkisizliğinden.
"Mine iyisin değil mi? Canını yaktım mı?"
"Hayır.Teşekkür ederim."
"Yardım edeyim kalkmana gel."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vaveyla | Hakan&Mine
FanficYıllardır küllenen aşkın izleri onları bir arada tutan şeydi. Yürüdükleri yollar,aynı koridorlar bitmemiş duygular. Hikayeye bir de böyle bakalım..