Bu bölüm biraz geçmişe gideceğiz sizlerle. Anılardan birer yudum alacağız. Bölüm aralarına düşüncelerinizi genel olarakta yorum yapmayı unutmayın. Hadi geçelim.❤
........
Olayların üzerinden iki gün geçmişti. Mine gün geçtikçe daha iyi oluyordu. Arzu için kendi tuttuğu avukatla görüşmeleri sürüyordu da ayrıca. Bu süreçte Yalçın ve Hakan sözleşmişlercesine aynı anda onun yanına gelmeye çalışıyorlardı. Yaşadığı gerginlik ara sıra işine de engel oluyordu ama biliyordu ki bunu asla durduramayacaktı. Yalçın'ın bitmek bilmeyen umudu ve Hakan'ın Mine inadı ortaya çıkınca işler iyice sarpa sarıyordu.
Şimdi ise Mine ve Leyla bahçede bankta otururken bu iki günü değerlendiriyorlardı. Aynı zamanda kimseye bir şey hissettirmemeye çalışıyordu Mine. Bu iki adam onun işlerini zorlaştırıyordu."Ara sıra hala nasıl Arzu'nun bunu yaptığını düşünüyorum."
"Bende Leyla. Ama akışına bıraktım gerçekten. Yoksa düşündükçe zihnim bulanıyor. Kendimi de onun için yoramam yeterince derdimiz var."
Leyla bu cümleden sonra uzaklara dalınca Mine onun derdini anlamıştı. Elinden birini alıp kendi avucunun içine koydu. Aşk,insanı karmakarışık eden o garip his..
"Problem Ömer mi?"
"Problem değil ama biraz kafam karışık Mine abla."
Hakan onları görünce sessizce ağacın arkasında durup dinlemeye başladı. Sürekli gizli saklı işler çeviren bu ikilinin başka bir planı olduğunu sanmıştı.
"Peki ne öyleyse?"
"Bazı şeyleri benimle paylaşmıyor. Bazen herkesten sonra ben öğreniyorum. Güvenmediğini düşündürüyor bu bana. Ben güvenilir biri değil miyim?"
"Ah Leyla..Bundan dolayı değildir kesinlikle. Hem güvenmese seninle bir yola çıkmak ister mi? Bak sana ne diyeceğim. İki mum düşünmeni istiyorum."
"Tamam."
"Eğer ki o mumlardan birini yakar diğerini yakmadan bırakırsan yanan mumun dumanıyla diğer mumu da ışığa çevirebilirsin. Burada önemli olan o ışığı paylaşmak isteyip istemediğin ve o kişinin doğru olup olmadığıdır. Ömer seninle ışığını paylaşmak istemese eminim bu kadar değer de vermezdi."
"Haklısın Mine abla. Sevdim bu sözü. Bir yerde mi okumuştum."
Gökyüzüne bakıp gülümsedi Mine. Hakan cevabını merak ediyordu.
"Çok eski bir arkadaşım anlatmıştı bana. Oradan biliyorum."
Eski zaman;
Hakan ve Mine yan yana sahilde yürürken denizden gelen dalgalarla gülümsediler. Pantolonların paçalarını kıvırmasına rağmen ıslanmışlardı. Mine kahkaha atarken ayapı bir taşa takılınca tökezleyip düştü.
"Hakan dur!"
Hakan döndüğünde yerde yatan Mineyi görünce hızlıca yanına geldi. Kanayan dizine bakıp gülümsedi.
"Minik bir sıyrık hemen hallederiz."
Çantasındaki yara bandını çıkartıp Mine'nin dizine koyduktan sonra yanına oturup bekledi. Güneş en güzel haliyle doğarken çevreye yaydığı aydınlığa baktılar. Mine kollarını birbirine hızlıca sürtünce Hakan ceketini çıkartıp onun omuzlarına bıraktı.
"Bu saatlerde hava soğuk olur. Üşütme."
"Nazik hareketin için teşekkür ederim ama sen üşürsün bu sefer."
"Annem bana şöyle söylerdi. İki mum düşün tamam mı? Bir mumu yakıp diğerini yakmadan bekletirsen yananın dumanıyla öbürünü de yakabilirsin. Yeter ki ışığını paylaşmak iste. Ben de paylaşmayı seçtim. Ben böyle iyiyim."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vaveyla | Hakan&Mine
FanficYıllardır küllenen aşkın izleri onları bir arada tutan şeydi. Yürüdükleri yollar,aynı koridorlar bitmemiş duygular. Hikayeye bir de böyle bakalım..