Herkese selamlaaaar. 🦋 Bugün hem sınavımın bitişini hem de hikayenin en uzuun bölümünü okuyuşunuzu kutlayacağız. O yüzden parmaklarınız hazır olsun yorum bombanızı okumak için sabırsızlanıyoruum. İçinizi sııımsıcak edecek,biraz hüzünlü biraz da sinir edici o bölüme hhhoooşş gelll diii niiiizz!!! Haddi geçelim. 🦋
...........
Hastanede işler her zamankinden ne zaman fazla olsa Uluçınar'ı ve özellikle İhsan'ı kocaman bir endişe sarardı. Sağa sola saldırır,insanlara iş yaptırır ve en acı vericisi de asla susmazdı. Bugün de o günlerden bir yenisiydi. Hakan Acile giderken peşinden gelen İhsan'ın şikayetlerini dinliyordu. Gözlerini belertip arkasını döndüğünde az kalsın çarpışıyorlardı."Ne var İhsan ne var yine!"
"Hakan hocam,hocam iki acil vaka geliyormuş ama Mine hemşire hala izinde. Başka bir hemşiremiz de yok."
"Ne demek yok? Onurla Sevil var?"
"Yetmiyorr hocam yetttmiyoor!"
"İhsan bir sakin ya. Valla bak bu da kafa. Ara Yalçın'ı. İste Bahar'ı buraya yollasın. Başka çaremiz yok. Denize düştük yılana da sarılıcaz."
"Peki hocam. Turgut hocaya da haber vereyim mi?"
"Ver İhsan. Ver."
Hakan yönünü Acile çevirip içeri girdiğinde ağlayan çocuğu yerden kaldırdı yavaşça. Başının acıdığını söylüyordu hıçkırıkları arasından. Hakan onu sedyeye oturtup başına baktı. Biraz kanıyordu ama önemli bir şey gözükmüyordu. Bir pamuk alıp yavaşça ilaçla temizledi yarasını. Arada göz göze geliyorlardı ama çocuk korkarak çekiyordu bakışlarını. Bu kadar korkunç muyum? Dedi Hakan kendisine. Cevabını bilip kendi kendine başını sallayıp bandı yapıştırdıktan sora çocuğa çakması için yumruğunu uzattı. Aldığı karşılıkla gülümseyerek bıraktı elindekileri. Arkasını döndüğünde Mine'nin kapı girişinde onu izlediğini gördü. Gülümseyerek bakan gözleri onunla aynı zamanda gurur da duyuyordu.
"Sen harika bir baba olursun Hakan..Görmedin mi kızın sana nasıl davrandığını. Seni çok sevdi. Annesi de şaşırdı ya. Normalde insanlara pek yaklaşmazmış a-"
Heyecanla bunları anlatan Mine'nin dudaklarına bastırdı dudaklarını. Bu onun biliyorum ve evet bencede deme şekli olmuştu. Gözlerini kapatıp ana bıraktı kendini Mine. Hiç bitmesin istedi,hep kalsın..Geri çekildiklerinde alınları birbirine dayalı gülümsediler. Mine fısıldadı.
"Hiç gitme? Hep kal olur mu?"
Mine dengesini sağlayamayınca hemen onu yanına gidip belinden tuttu. Hala tam iyi sayılmadığından izin verselerde onları dinlemeyip hastanede dolaşıyordu. Bu huyundan asla vazgeçmemişti,geçmeyecekti de. Hakan yürümesine yardım ederken aynı zamanda bir elini de tutuyordu. Mine elini uzattığında sımsıkı tutarak karşılık vermişti ona.
"Mine abla. Yarın akşam seni saat 19.00'da ...... 'a bekliyoruz."
"A-a nereden çıktı bu?"
"İçimizden geldi diyelim. Ekmek yok! Ona göre! Hadi ben kaçtım!"
Leyla çocuklar gibi şen seke seke işine dönerken Mine arkasından kahkaha atıp yürümeye devam etti. Burada var olduğu her gün bambaşka şeylerle mutlu olabiliyordu. Yoluna ne kadar engel çıkarsa çıksın..
"Minecim! Senin yine ne işin var burada. Dinlenmen lazım. Yatman lazım senin."
"Turgut iyiyim ben. Yürümeden de olmaz ki."
"Geçmiş olsun Mine hemşire."
Mine duyduğu sesle olduğu yerde kaldı. Yavaşça arkasını döndüğünde sesin kaynağı Bahar o alaycı gülümsemesiyle karşısında duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vaveyla | Hakan&Mine
FanfictionYıllardır küllenen aşkın izleri onları bir arada tutan şeydi. Yürüdükleri yollar,aynı koridorlar bitmemiş duygular. Hikayeye bir de böyle bakalım..