Bölüm 3 ❝ HÜSRAN ❞

49.6K 2K 1.5K
                                    

HÜSRAN
━━━━━━━━━━━━━━━

Tuttuğu kolumu bırakmadan bulunduğumuz yerin kapısını açtığında kapıda bekleyen iki kişiyi hiçe sayıp beni de peşinden çekiştirirken merdivenlerden yukarı tırmanmaya başlamıştık.

Vücudum hırpaladığı için ayakta bile güçlükle dururken çaresizce peşinden gidiyordum. Güçlü müziğin sesi bordo duvarlarda yankılanırken bize bakan insanları umursamadan dış kapıya yanaştığımızda kapıda sigara içen Sezgin'i görünce duraksayıp kulağına bir şeyler söyledi fakat müziğin gürültüsünden hiçbir şey duyamadım.

Sezgin denen adam, yüzünde beliren memnuniyetsiz bir ifadeyle sözlerini  onaylayınca onu arkamızda bırakıp siyah, son model bir BMW'nin yanına yanaşırken rüzgardan saçlarım birbirine girmişti.

Kapıyı açtığında delici bakışlarını yüzümde hissedebiliyordum. "Atla."

Gözlerimi yüzüne çevirdiğimde yumuşak bir duygu kırıntısı bulabilmek için gözlerinin içine baktım. Fakat kara gözleri öyle keskin bakıyordu ki geri adım atmayacağını bile bile. "Gelmek istemiyorum!" dedim. "Manyak mısın nesin!"

Elinden kaçıp kurtulma ihtimalim yoktu. Farkındaydım. Üstelik kaçsam bile nerede olduğumu bile bilmiyordum fakat onunla gitmek demek resmen ateşe yürümekti.

"Manyağım." dedi kayıtsızca. "Ve geleceksin dedim, bin."

Dişlerimi sıkıp düşen omuzlarımı dikleştirdim. Açtığı kapının içine geçip kollarımı göğsümün üzerinde bağladığımda ise hissettiğim korku yerini amansız bir öfkeye bıraktı. Beş yıldır kendi ayaklarımın üzerinde durmayı başarmışken, onca güçlüğü atlatmışken şimdi tanımadım biri, sırf görmemem gereken bir olayı gördüğüm için beni boyunduruğu altına almaya çalışıyordu.

Aracın önünden geçip sürücü koltuğuna yerleşti. Motoru çalıştırıp kapıları kilitlediğinde ise, "Adın ne?" diye sordu sakince.

Araç taşlı yolda ilerlerken tampona çarpan taş sesleri kulağımı tırmalıyordu. Cevap vermeyip başımı yanımdaki camdan tarafa çevirdim. Mafya kılıklı adama adımı söyleyecek değildim.

"Cevap ver, asabımı bozma." Gaza yüklenip vitesi artırdı ve araç pürüzlü yolda tampona çarpan taşların eşliğinde hızla ilerlemeye başladı.

Korkudan koltuğun iki yanını kavradığımda ona belli etmemeye çalışarak "Sana ne?" diye konuştum. Hâlbuki şu anda ona ağzıma geleni saymak istiyordum fakat bana ne yapacağını bilmediğim için küfürlerimi durdurmak adına dişlerimi sıkıp dudaklarımı birbirine bastırarak hepsini yuttum.

Araç sarsılarak hızla ilerlerken, karanlık olan etraf iyice bulanıklaşmaya başlamış, midem bulanıyordu.

"Adın ne?" diye sordu tekrar eli vitese uzanıp hızı biraz daha artırırken, bu sefer korktuğumu fark ettiği için keyifli çıkıyordu.

"Cemre!" dedim bağırarak. "Yavaşlasana be, öldürecek misin bizi?"

İkimiz de gözlerimizi yoldan ayırmazken aracın hızını biraz düşürüp gözünü yoldan ayırmadan arkaya uzanarak aldığı suyu kucağıma attı.

TESLİMİYETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin