Bölüm 8 ❝ JİLET ❞

37.5K 2K 1.5K
                                    


JİLET
━━━━━━━━━━━━━━━

Çıkışı mümkün olmayan bir labirentin içinde sıkışıp kaldığımı, bazı anlar nefes alamadığımı hissediyordum. Üç gün geçmişti. Üç gündür acıkmadıkça ve ihtiyacım olmadıkça odadan dışarı adımımı atmıyordum. Ofiste ki yakınlaşmamızın ardından aramıza yayılan garip enerjiyi görmezden gelmiş, eve gelene kadar ikimiz de tek kelime konuşmamıştık.

Yaman, kapıya diktiği bir adamı ile dışarı çıkamayacağımdan emin olduktan sonra bir daha beni yanında götürmeyi istememişti. Açıkçası bu durum en çok da benim işim gelmişti. Zamanının çoğunu uyuyarak geçirmeye çalışıp, içinde bulunduğum durumun bir an evvel bitmesini istiyordum. Uyuyamadığım bazı geceler ise Yaman'ın eve geldiğini ufak tefek gürültülerden anlıyordum fakat karşılamamak adına asla ortalıkta görünmüyor, ciddi anlamda görünmez olmayı hatta tamamen yok olmak istiyordum.

Aramızdaki karşı konulamaz çekime karşı gelemediğimin farkındaydım ama bunun beni ele geçirmesini istemiyordum. Sıra dışı kişiliği ile gözümü yeterince korkutmuşken, bir anlık yanılgıya düşüp hayatıma tamamen dahil olmasına asla izin veremezdim.

Sırtımı yatak başlığına yaslayıp dizlerimle beraber yorganı da çekip sıkıntıyla nefes aldım. Boğazımdaki kuruluğu gidermek için yutkunurken, başucumda duran saatin gece yarısına geldiğini fark ettim. Sabahtan bu yana hiçbir şey yemediğim için bitkin hissediyordum ve bu ev resmen tüm gücümü enerjimi sünger gibi emiyordu.

Yataktan kalkıp çantamdan aldığım tokayla saçlarımı yukarıdan bağlayıp, üzerimdeki krem rengi, penye geceliği değiştirmeden aşağı indim. Mutfağa gideceğim sırada salondan gelen konuşma sesleriyle çekingen adımlarım kapının önünde durdu. Açık kapıdan içeriye göz ucuyla baktığımda, çapraz şekilde yerleştirilmiş tekli koltuklarda oturan Sezgin ve Yaman'a kilitlendi gözlerim.

"Bu kız ötmez oğlum, gönder gitsin." dedi Sezgin, acıyan bir sesle. "Baksana kendi halinde, zaten bizimle uğraşmak bile istemez."

"Sen karışma." Yaman, elini kirli sakallarının üzerine götürüp sıvazladı. "Olaylar daha taze, ne yapacağı belli olmaz."

Fazla uzun olmayan kirli sakalları yüzüne mükemmel bir şekilde yakışıyordu. Hayatımı zindana çeviren biri için bunları düşünmem ne kadar doğruydu bilmiyorum ama kusursuz göründüğü inkâr edilemez bir gerçekti. Bu güzelliğin altında yatan karakteri ise bu görünüme leke düşüyordu.

"Sen bu kadar büyütmezdin. Benim tanıdığım Yaman, konuşmaması için gereken tedbiri alır, sonra yoluna bakardı." Tek gözünü kırpıp hafifçe başını salladı. "Sanki kızı yollamak istemiyor gibi bir halin var."

"Hayırdır oğlum, sorguya mı çekiyorsun beni?" diye konuştu tehditkâr bir sesle. İçinde kehribar rengindeki içkisini yudumlayıp keskin gözlerini üzerine dikti. "Hem sinir oluyordun kıza, ne oldu birden onu düşünür oldun?"

"Alakası yok." diye konuştu Sezgin. "Benim  merak ettiğim, ne zamana kadar yanında tutacaksın?" 

"Yeter lan beynimi ütüledin." Ayağa kalktığı an göz göze gelince yanaklarımın yandığını hissettim. Kalbim yine hızla çarpmaya başlamıştı.

"Bizi mi dinliyorsun?" Bir adım ilerleyip kapının ağzında durduğumda gözleri bedenimi baştan aşağı süzüp tekrar boynuma ve oradan göğüslerime indiğinde kaşları derinden çatıldı.

TESLİMİYETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin