Bölüm 30 ❝ ENDİŞE TOHUMLARI ❞

30.1K 1.7K 1.4K
                                    


Endişe Tohumları
━━━━━━━━━━━━━━━

Dalgaların kumlarla buluşma sesi kulaklarımızı doldururken ikimiz de dakikalarca sessiz kaldık. Konuşursak aramızdaki büyü bozulacak gibi hissediyordum. Ne kadar süre uzandığımızı bilmiyorum ama denizden gelen tatlı esintilerle biraz daha kendime geldiğimde gözlerimi ona değdirmeden yerimde doğrulmuş, bikinimi üzerime geçirmiştim. Yaman ise ilk defa beni utandıracak tek kelime etmemişti. Üzerimdeki uyuşukluğu atmak adına denize yeniden girdiğimde ise Yaman'ın beni bir süre izlediğini görmüştüm. Sonrasında ise yanıma gelmiş, şakalarıyla yeniden eski hâlime kavuşurken utanç duygusu kısa bir süreliğine zihnimden silinip gitmişti.

Suyun içinde ne kadar zaman harcadık hatırlamıyordum ama hava artık kararmaya başlamıştı. Denizden çıkıp kurulandıktan sonra üzerime elbiseyi geçirip havluları alarak arabaya geçmiştim. Yaman ise sürücü koltuğuna oturduğunda aracı otele doğru sürmeye başlamıştı.

"Üzerime yatarken giyecek bir şey almadım." dedim, yorgunlukla esneyip koltuğa biraz daha yanaşarak. Sesim fazlasıyla bitkin çıkmıştı. "Bir yere uğrayıp şort ve tişört alalım."

Yaman'ın gözleri beni kısa süreliğine bulduğunda tehlikeli bir şekilde gülümseyerek tekrar yola döndü. "İç çamaşırlarınla yatarsın meleğim, hava sıcak."

Aramızdaki yakınlaşmadan sonra aslında bunu yapmam da bir sakınca yoktu ama o anın büyüsü şu an benliğimde hakim olmadığı için bu fikir pek cazip gelmiyordu. "Sen bugün kotanı doldurdun." dedim, utancımı alayın altında gizleyerek. "O kadar yorgunum ki mümkünse gidince hemen uyumak istiyorum."

"Yine fesatsın işte." dedi, diliyle beni ayıplayan sesler çıkarmıştı. "Ben sadece daha rahat yatarsın diye düşünmüştüm."

"Çok düşüncelisin." dedim, tıpkı onun gibi konuşarak. "Ama ben tercihimi şort ve tişörtten yana kullanmak istiyorum."

Başını gülerek iki yana salladığında, cevap vermedi. Dakikalar içinde geldiğimiz yolları birer birer geçmiş cadde üzerindeki bir mağazanın önünde durmuştuk. İçeriye geçip ince kumaşa sahip askılı bir tişört ile şort takımı alarak dışarıya çıktık. Gözlerim hemen yan taraftaki mağazanın vitrininde ki elbiseye kaydığında ise adımlarımda aynı anda durmuştu. Siyah renkli kumaşa sahip, kalp yakası olan ve yakaları omuzun üzerinden kolun üst kısımlarına inerek boynu ve omuzları açıkta bırakan bir elbiseydi. Ön tarafı diz hizasında, arkası ise ön tarafa nispeten biraz daha uzundu.

Yaman'ın eli elimde olduğu için benimle beraber duraksadığında bakışları benimle aynı yöne döndü "İstediğin başka bir şey var mı?"

Bakışlarımı ona çevirip mahcupça gülümsedim. "Yarın nikahta giyecek hiçbir şeyim yok, şu elbise nasıl sence?" diye sordum vitrindeki elbiseyi göstererek. "Çok güzel görünmüyor mu?"

Gözleri vitrindeki elbiseye kaydı ve dudakları yarım bir gülümsemeyle kıvrıldı. Yanağıma eğilip usulca bir öpücük kondurduğunda ise dudakları kulağıma kadar sürtündü. "İçinde senin olduğun her elbise muazzam görünüyor, sevgilim."

Fısıltısı ile bedenimden hafif bir ürperme geçtiğinde, "Alalım o zaman." diye mırıldandım.

Yanından sıyrılıp mağazaya geçerken elini bırakmış, avucumdaki ıslaklığı elbiseye sürerek geçirmeye çalışıyordum. Bu adam nasıl oluyor da alakasız cümlelerle bile beni utandırmayı başarabiliyordu?

TESLİMİYETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin