Bölüm 16 ❝ PİŞMANLIK ❞

36.3K 1.9K 2.8K
                                    


PİŞMANLIK
━━━━━━━━━━━━━━━

Salon penceresinin dibindeki tekli koltuğa oturmuş, uykusuzluktan ağrıyan gözlerime rağmen, araladığım tül perdeden cama çarpan yağmur damlalarını izliyordum. İki gündür buradan dışarıyı izlemek ve karşımdaki uzun koltukta uyumak dışında yaptığım bir eylem yok gibiydi.

Geceleri gözlerimi birkaç defa araladığımda, onu karşımda ki koltukta oturuyor hâlde beni izlerken görmüştüm. Yaşadığım tüm olaylar rahat bir uyku uyumama izin vermiyor, sık sık uyandığım için bunun gerçek olup olmadığından bile emin değildim. Tatmin edici bir uykudan uzak olduğum için belki rüya, belki de gerçekti bilmiyorum. Fakat sabahları uyandığımda salonda hep tek başımaydım.

Sağa sola volta atan düşüncelerimin arasında, yorgun olan ciğerlerime derin bir havayı göndermeye çalıştığımda iğneler batıyormuş gibi hissettim. Beni daha nelerin beklediğini ya da neler yaşayacağımı bilmiyordum ama tek bildiğim bu adamın yanında çaresiz oluşumdu.

Yukarı çektiğim dizlerimi aşağı indirerek yiyecek bir şeyler hazırlamak için mutfağa geçtiğimde üzerimde hâlâ Yaman'ın kıyafetleri vardı. Benim için bir önemi de yoktu aslında, içim bu kadar geçmişken dışarıya nasıl göründüğüm umurumda bile değildi.

Ayağımı yere her bastığımda biraz acıyordu fakat ilk güne nazaran daha iyiydi. Sadece bileğimin iç tarafındaki kızarıklık morarmaya dönmüştü o kadar.

Koridora bağlanan mutfağa geçtiğimde tezgahın üzerindeki ısıtıcıya su koyarak kaynamasını bekledim. Yeni hapishanem diğerine göre daha küçük bir evdi. Dar mutfakta ufak bir masa ve iki sandalye dışında buzdolabı vardı. Sütlü kahve rengindeki yüzeyi hafif eskiyen mutfak dolabını açarak bir tencere çıkardım ve ısıtıcıda kaynayan suyu içine boşalttığımda altını yaktığım ocağın üzerine koydum.

Yaman kolundaki sargıya aldırmadan, hiç acı çekmiyormuş gibi evden gidiyor beni evde tek bırakıyordu. Aslında bunu kasıtlı olarak yaptığı ayan beyan ortada olsa da, iki gündür mesafeli davranması zihnimi meşgul ediyordu. Belki de benden uzak kalarak biraz olsun kendimi dinlememe izin vermişti. Eğer öyleyse, bu onun için büyük gelişme gibi görünüyordu gözüme.

Alttaki çekmecelerden birini açarak çubuk makarnayı tezgahın üzerine bırakıp, buzdolabından salça çıkardığımda anahtar sesini duydum.

Dış kapı açıldığında başımı çevirmemle Yaman'la göz göze geldik. Göz altları morarmış, uzamaya başlayan kirli sakallarıyla benzi solmuş gibiydi. Elindeki markasız, koyu renkli poşeti kenara koyup, üzerindeki deri montu çıkardığında bakışlarım koluna kaydı. Gözüme çarpan kan lekesiyle içimde adını koyamadığım bir duygu baş gösterdi. Belki de hâlâ kaybetmediğim merhamet hissiydi.

Bakışlarıma aldırmadan gömleğinin düğmelerini çözerek üzerindekini çıkardı ve mutfağın karşısındaki bölmeden içeri girdiğinde banyonun kapısını açarak gömleği kirli sepetine attı.

Gözlerini üzerimden çekerek içeriye doğru adımlamaya başladığında nabzımın fark edilir derecede arttığını hissetim. Kalbimin ritmini bozmasındaki tek açıklama beni ürkütmesinden başka bir seçenek olamazdı. Zihnim duygularımı tartamayacak kadar örselenmiş olduğu için ne hissettiğimden bile emin değildim.

TESLİMİYETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin