Bölüm 22 ❝ ARAF ❞

37.9K 2K 1.4K
                                    


Araf
━━━━━━━━━━━━━━━

Vücudum sanki bir kafesteymişim gibi sıkıca sarılmış, bunaltıcı sıcaktan sırılsıklam olduğumu hissediyordum. Yüzüme dokunan nefes ile irkilerek kirpiklerimi usulca araladığımda, yüzü yüzüme oldukça yakın olan Yaman'a dokundu gözlerim. Onun kolları arasında nasıl uykuya dalmışsam, neredeyse aynı şekilde kalmıştık. Tenlerimiz birbirine geçmiş, güçlü kolları ise çelikten bir kıskaç gibi bedenime dolanmıştı.

Uyurken gevşemiş yüz hatlarını seyrederken içime ılık ılık bir şeyler aktı. Dokunuşlarının etkisini hâlâ duyumsarken kuruyan dudaklarımı ıslatıp, yutkundum. Yerimde kıpırdanarak onu uyandırmadan kolunu yavaşça çektiğimde ise saç diplerime varana kadar terlediğimi fark ettim. Usulca yataktan çıkmış, dolabın kapağını yavaşça açıp aldığım iç çamaşırlarıyla salona geçmiştim. Yerleştirmeye fırsat bulamadığım kuruyan kıyafetlerimin içinden siyah, bisiklet yaka bir bluz ile altına koyu renk bir kot pantolon aldığımda ise adımlarım banyoda son bulmuştu.

Elimdeki kıyafetleri kapının arkasındaki askılığa astım ve üzerimdekileri çıkarıp, duş başlığının altına geçerek ılık suyun altında bir nebze olsun ferahlamaya çalıştım.

Derin bir nefesi verdikten sonra parmaklarım bilinçsizce dudaklarıma gitti. Sert dudaklarını tenimde dün gece hissetmiştim! Ah, arzuyla koyulaşan bakışları gözlerimin önünde canlanırken karnıma saplanan bıçakların sayısı da artmaya başladı.

Kahretsin ki her şey isteğim dışında gerçekleşiyordu. Onu Etrafıma çizdiğim sınırların içine kendimi hapsetmişken, kendimi sürekli Yaman'ın kıyılarına çarparken buluyordum.

Yaman, bir kadını nasıl baştan çıkaracağını bilen deneyimli bir erkekti ve bana yaptığı kurları düşününce bunların altında yatan hislerden emin olamıyordum. Bana karşı olan arzularını defalarca dile getirmiş olmasına rağmen derinlerde bir yerde, varlığından henüz yeni yeni haberim olan hislerin yüzeye çıkmasına mani olamıyordum.

İçine düştüğüm atmosferden sıyrılmak için ılık suyu tamamıyla soğuğa çevirdiğim. Buz gibi suyun altında bir an nefesim kesilir gibi oldu fakat dağılmış zihnimi toparlamama yardımcı olmuştu. Gerçi ne yaparsam yapayım, karanlıkta meşale gibi parlayan o gözleri uzun süre aklımdan çıkacak gibi görünmüyordu. Hele söylediği son sözlerden sonra ona nasıl davranmam gerektiğini bilemiyordum.

Duştan çıkarak bedenime havluyu sarıp iyice kurulandım ve getirdiğim kıyafetleri üzerine geçirdim. Kalçamın hemen üzerinde biten bluz ince belimi ortaya çıkarmış, pantolon bacaklarımı ikinci bir ten gibi sarmıştı.

Saçlarımın suyunu alıp taradıktan sonra gözümün önüne inen tutamları tel tokayla kenarlardan tutturup saçlarımı kuruması için açık bıraktım.

Karın ağrım soğuk suyun etkisiyle biraz daha kendini belli etmeye başlamıştı. Yatıp uyusam biraz daha iyi hissedeceğimi biliyordum fakat Yaman, o yatakta uyurken odaya dönmek gibi bir düşüncem yoktu şimdilik. O yüzden banyodan çıktığımda ise ilk işim mutfağa geçip çayın suyunu koymak oldu. Tezgahın altındaki dolaptan aldığım unu geniş bir kabın içine koyarak, buzdolabından aldığım yumurta ve yoğurdu içine ekleyerek hamur kabartma tozuyla, birazda tuz ilave edip yoğurmaya başladım.

İzinli olduğum günler hamur işi yapardım ve Cihan yaptıklarımı ayıla bayıla yerdi. Cihan aklıma düştüğü an son bakışları gözümde canlandı ve içimi derin bir sızı kapladı. Sıkıntılı bir nefes aldığımda, moralimi bozan düşüncelerden uzaklaşmaya çalıştım. Beni affetmesini beklemekten başka çarem yoktu şu an.

TESLİMİYETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin