Bölüm 36 ❝SOĞUMUŞ KÜLLER❞

34.7K 2K 1.6K
                                    

Soğumuş Küller
━━━━━━━━━━━━━━━

Sevdiğim adamın sıcacık teninden yayılan kokuyu içime çekerek uyandığımda gözlerimi hafifçe aralayıp saçlarımı okşayan Yaman'a baktım. Kirpiklerim yeniden kapandığında ise dudaklarımdan keyif dolu mırıltılar dökülürken çıplak bedenine biraz daha sokuldum. Yüzüm tamamen boynuna gömülmüş, Yaman ise parmaklarının ucunu omzumda gezdiriyordu.

"Uyanmış mı uyuyan güzel?" diye fısıldadı saçlarımı derince soluyarak. "Hadi aç gözlerini de günüm aysın."

"Açılmıyor." dedim adeta mırıldanarak. "Geri kapanıyor." Sesim hâlâ uykulu çıkıyor, kirpiklerimi aralamaya çalışıyordum fakat ağırlaşmış göz kapaklarım açılmıyordu.

Çıplak göğsünün üzerindeki elimi alıp parmak uçlarımı öptüğünde sıcak nefesi avuç içine sızdı. Yumuşak öpücükleri dikiş izi olan yerlere doğru ilerleyip nazikçe dolanırken, "O zaman sen biraz daha uyu ben kahvaltı hazırlayayım." diye fısıldadı. "Ne istersin kahvaltıda, canının çektiği bir şey var mı?"

Gözlerim kapalı gülümserken içimi çektim. "Ne olsa yerim valla, günlerdir doğru düzgün bir şey yemedim. Şimdi kurt gibi aç hissediyorum kendimi."

Yaman'ın göğsü, aldığı kederli solukla inip kalktığında istemsizce dilimden dökülenler için kalbim sızladı. Bana bu kadar acı çektirdikten sonra bile ona hâlâ kıyamıyordum. Hele ki pişmanlığını dün gece gözlerinden okuduktan sonra isteyerek canını yakmak aklımın ucundan bile geçmemişti fakat uyku sersemliğiyle bir anda ağzımdan çıkıvermişti.

Elimi göğsünün üzerine bırakıp parmak uçları avuç içimde gezinirken, "Bu da ömrümün sonuna kadar içimden çıkmayacak anıların arasına yerleşti." diye konuştu acı çektiğini belli eden bir sesle. "Hatta zirveye oturduğuna emin olabilirsin."

Uykum tamamen kaçtığında derince soluyup gözlerimi açtım ve başımı hafifçe kaldırıp kara gözlerine baktım. "O günlerin acısını çok pis çıkaracağım." dedim işi dalgaya vurarak. Uzanıp dudaklarını usulca öpüp geri çekildiğimde ise Yaman'ın bakışları dudaklarıma takılı kalmıştı.

"Göster bana günümü." dedi muzip bir tonla "İntikamını yatak odasında almak istersen sana asla karşı koymam. Kelepçe ve kırbaç- ah!" Koluna çimdik attığımda lafı ağzında donup kalmış yüzünü buruşturmuştu.

"Nedense edepsiz kelimesinin tam da senin için uyarlanmış olduğunu düşünüyorum." dedim sahte bir kızgınlıkla.

"Ben de nedense sadece senin yanında edepsizleştiğimi düşünüyorum." dedi alt dudağını dişlerinin arasına alıp çapkınca gülümseyerek.

Sert yüz hatlarına yansıyan eşsiz gülümsemesiyle huzurun izleri usulca gözlerimden silinirken dünden bu yana hafiflediğini hissettiğim kalbimin üzerine sanki bir ağırlık konmuştu. Gözlerimin önünden içimi acıtan kareler birer birer geçmeye başladığındaysa o an içime oturan bir görüntü yeniden gözlerimin önünde canlandı ve içimi çekerek kollarının arasından usulca çıkıp sırtımı yatak başlığına dayadım.

Yaman'ın ise ifadesi durulup kaşları çatılırken ne olduğunu anlamaya çalışır gibi bakıyordu. "Neden durgunlaştın?" diye sordu temkinli bir sesle. "İyi misin?"

"O kadına gülümsedin." Kırgın bakışlarım birkaç saniyeliğine boynuna indiğinde amaçsızca gezindi ve tekrar gözlerini buldu. "O da sana gülümsedi."

İçimden geçenleri hiç düşünmeden söylediğimde çehresine yayılan pişmanlık somut bir hâle bürünmüştü. Gürültüyle aldığı soluğunu dışarı bırakırken ağır ağır toparlandı ve bağdaş kurarak yanıma oturduğunda yönünü bana çevirdi. Uzanıp ellerimi tuttuğunda, "Çıkmayacak aklından değil mi?" diye sordu. "Ama yemin ederim ki düşündüğün gibi bir şey değildi. Anlattım sana."

TESLİMİYETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin