Bölüm 39 ❝ İTİRAFLAR ❞

25.2K 1.8K 1.4K
                                    

İtiraflar
━━━━━━━━━━━━━━━

Şekil verip tepsiye dizdiğim kurabiyeleri fırına atarken Yaman'ın gözleri üzerimdeydi. Arada bir kendi kendine konuşuyor, Cihan'a hazırlık yaptığım için fırsat buldukça söyleniyordu.

Dün akşam Cihan'a konumu attıktan sonra yanında Ayşe'yi de getirmesini rica etmiştim ama cevap olarak 'bakarız' yanıtını almıştım. Bana dayanamayıp yelkenleri suya indireceğini hissediyordum -en azından öyle olmasını umuyordum- fakat kendince haklı olarak naz yapmaya devam ediyor, mesafeyi aşmıyordu.

"Başka bir şeyler daha yapacak mısın?" diye sordu Yaman, sigarasını küllüğe söndürürken. "Şuna bak görende eve onlarca kişi gelecek sanır." Mutfağın köşesine üçgen bir şekilde yaptırdığı ahşap tezgahın önüne konulan uzun taburelerden birine oturmuş, bir ayağını taburenin çelik basamağına koymuş diğeri ise dakikalardır yerde ritim tutuyordu.

Huysuzca söylenmesi üzerine, "Hepsini mi yiyecekler sanki?" dedim, bir yandan da dilimlediğim ıslak kekin üzerine çikolata sosu döküyordum. "Hem dışarıdaki adamlara da veririz, burunlarına kokmuştur şimdi. Yazık değil mi, onlarda yesin."

Kıskançlık, adamın huy değiştirmesine neden olmuş, bildiğin pintiler gibi davranıyordu.

"Kimseyi ellerinle beslemene gerek yok." dedi ters bir dille. "Onlar karnını doyuruyor zaten." Homurdanarak kalktığında, sırtını dikleştirdi ve ellerini eşofmanının ceplerine soktu. "Ne zaman gelecek bu herif?" diye sordu, konuyu değiştirerek. "Bak daha görmeden bana gelmeye başladılar haberin olsun."

"Birincisi; bu değil, bunlar çünkü Ayşe'de gelecek." Islak kekleri servis tabağına yerleştirdiğimde, bıkkınca soluyup elimdeki geniş tabağı Yaman'a uzattım ve almasını bekledim. Ellerini cebinden çıkarıp tabağı aldığındaysa, "İkincisi; valla biraz daha üstüme gelirsen düşüp bayılacağım." dedim abartıyla. "Senin de bundan haberin olsun."

Elindeki servis tabağına ters bir şekilde baktığında, "Ne yapacağım bunu?" diye sordu. "Hepsini ben mi yiyeceğim?"

Başımdaki bandana sürekli kayıyor sinirlerimi bozuyordu. Fakat Yaman'ın bandanadan daha fazla beni gerdiği su götürmez gerçekti. Onu elimle düzeltip sardığım sigara böreklerini kızdığını düşündüğüm yağa atarken, "Hayır, terasa götüreceksin." dedim otoriter bir ifadeyle.

"Yapma ya?" dedi benimle dalga geçerek. "Bir de onlara uşaklık yapacağım, öyle mi?"

Birden bıraktığım börek yüzünden parmağıma yağ sıçradığında, yüzümü buruşturarak parmağımın ucunu ağzımın içine götürdüm ve sinirle Yaman'a çevirdim başımı. "Neden sürekli sorun çıkarıyorsun ya!" dedim ağlamaklı bir sesle. "Senin yüzünden parmağımı yaktım." Az önce düzelttiğim bandana yine kaymıştı ve birazdan kafamdan söküp çöpe atacaktım.

"Benim yüzümden mi?" Kaşları havaya kalktı ve dudakları birkaç kez aralandığında birbirine sıkıca bastırıp başını sinirle iki yana sarstı. "Vay anasını arkadaş, hazırlığı onlara yapıyorsun azarı ben yiyorum."

Elinde servis tabağı ile homurdanarak mutfaktan çıktığında gülmemek için kendimi zor tuttum. Bu kıskançlığı yüzünden bir gün kendi kendini hasta edecekti. Hoş, zaten kafadan hastaydı ya neyse.

Dakikalar içinde sigara böreğini kızartıp, fırından aldığım kurabiyeleri de servis tabağına koyduğumda onları elime alıp doğruca yukarı çıktım. Yaman bir daha aşağıya inmemiş, sanırım bana küsmüştü.

TESLİMİYETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin