Bölüm 4 ❝ CEZA ❞

50.4K 2K 1.4K
                                    

CEZA
━━━━━━━━━━━━━━━

Hangi yöne gideceğimi bilemeden, bir çıkmazın ortasında öylece kala kalmıştım. Hayal ettiğim, planladığım her şey elimden kayıp giderken düştüğüm duruma hâlâ inanamıyordum.

Sağa da dönsem, sola da dönsem yol ayrımında, gideceğim yerin aynı kapıya çıkacağını bilmek, bunu bile bile hiçbir şey yapamamak çaresizlikten başka neydi?

Yüreğime çöken kasvetle içimi çektiğimde umutsuzluğun damağımda bıraktığı buruk tatla yüzümü buruşturdum. Göz ucuyla takip ettiğim Yaman ise gözlerini sadece yola dikmiş, aracın içindeki sessizliğin hayra alamet olmadığını sezebiliyordum.

Araç binanın önüne sert bir şekilde durduğunda kapısını açıp indi. Benim bulunduğum tarafa dolandığında ise yanımdaki kapıyı açıp koluma parmaklarını dolayıp dışarı çıkardı. Peşinden dişlerimi sıkarak ilerlerken kolumu çektim ve; "Yürümeyi biliyorum!" dedim dişlerimin arasından.

Sabır diler gibi bana baktığında nefesini sıkıntıyla verdi. "Yürü o zaman."

Ona bir kez daha bakmadan binanın açık olan kapısından içeriye girdiğimde hemen arkamdan geliyordu. Bulunduğumuz katta bekleyen asansörün kapısı düğmeye basmasıyla birlikte açılır açılmaz kabine girdim. Delip geçen bakışlarına karşılık suratımı astığımda ise başımı yana çevirdim. Nasıl bir psikopatın pençesine düşmüştüm böyle?

Asansör durduğunda onun bana dokunmasına müsaade etmeden dışarıya çıktım ve mahkumluğuma kendi ayaklarımla koşarken daha dakikalar önce çıktığım daireye tekrar adım attım. Kollarımı göğsümde bağlayıp ayağımın biri zeminde ritim tutarken de bakışlarım onunla buluştu. Elimde olmadan ürperdiğimde yutkunmak istedim fakat korktuğumu belli etmemek için bu eylemden de vazgeçtim. Gözleri o kadar ifadesizdi ki bana ne yapacağının sinyallerini vermiyordu.

Katladığı beyaz gömleğinin altından belirginleşmiş damarlarına takıldı gözlerim. Gergin ve sinirli çehresi git gide kasılırken tehditkar bir tavırla yanıma doğru ilerlemeye başladığında, bir kez daha onun ne kadar tehlikeli olduğunu kabullendim.

Ürkütücüydü.

Ağır adımları aramızdaki mesafeyi kapatıp yanıma kadar geldiğinde, "Sana insan gibi davrandım, değil mi?" dedi fısıltı kadar alçak bir sesle. Yüzünü yüzüme yaklaştırıp delici bakışlarını gözlerime kenetlediğinde, "Ama sen bunu hak etmediğini gayet güzel gösterdin." diye devam etti. Siyaha çalan gözlerinin temasını bir an olsun kesmiyor vücuduma saf adrenalin pompalıyordu.

"Hakkım olanı istedim!" Taviz vermekten kaçındığım bakışlarım meydan okuyordu fakat korkmaktan geri kalmayan benliğim onun karşısında geriye çekilmek için çığlıklar atıyordu. Vücudum benden bağımsız hareket ederek bir adım geriye kaydığımda sırtım duvara değdi. "Özgürlüğümü elimden alamazsın." dedim inatla. "Gitmeyi istemek en doğal hakkım."

Kapkara bakışları gözlerimi delik deşik ederken kirpikleri usulca kısıldı. Aramızdaki mesafe onun arsız adımıyla yeniden kapandığında ise öfkesinin her zerresini yüzüme çarpan soluğunda hissediyordum.

Elinin birini başımın kenarından arkaya uzattı ve çehresi sahte bir gülümsemeyle anlık aydınlanırken, "Peki seni bulacağımı bilmiyor muydun?" diye sordu. "Ben izin vermeden gidemeyeceğini anlamadın mı?"

TESLİMİYETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin