İşaret ve orta parmağını kızın göğüs oluğundan hafif sürterek aşağı indi. O tozu bu mükemmel iki göğsünün arasından muhakkak çekmeliydi. Onun kokusunun karıştığı maddenin burnunun deliklerinden girdiğini hayal etti. Ve peşinden onunla deli gibi sevi...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
⚓
Sokak lambalarının aydınlattığı yolda ilerlerken başımı camdan dışarıya çevirmiş aydınlatmalarla yanıp sönen görüntüyü izliyordum. Arkamızdan bizi takip eden korumalar ise güven duygusu salgılamıyor aksine tehlikeye ne kadar yakın olduğumuzu hissettiriyordu. Aklımı başka şeylerle meşgul etmek istiyordum ama elimde değildi neyi düşünürsem düşüneyim zihnim bir anda karamsar bölgeye kayıyordu.
İçerinin ağır sessizliğini dağıtan müzik sesiyle dalgınlıktan sıyrılıp başımı yavaşça Yaman'a çevirdim. Parmağı konsolda bulunan müzik sisteminin üzerinde ki tuşlarda gezinirken gözleri hâlâ yoldaydı.
Rastgele bir radyoda durdu ve bakışlarını bana değdirip tekrar yola çevirdi. "Dalıp gitme, nefes almasan yanımda olduğunu bile hissetmeyeceğim."
Başımı arkaya yaslayıp derince soluduğumda, yarı aralık gözlerle ona bakmaya devam ettim. "Düşünüyordum."
Onu seyretmeye devam ederken, "Bildiğin şeyleri neden soruyorsun?" diye yanıtladım onu, sesim fazlasıyla hissizdi. "Her şey ortada değil mi?"
Başını bana çevirip onaylamaz bakışlar atarak, "Sana düşünmeyi yasaklıyorum." diye konuştu. Yüz ifadesi katılaşmış fakat sesi hâlâ düzdü. "Ya da sadece beni düşünmene izin veriyorum."
Elim kendiliğinden havalanıp koluna ulaştığında parmağımın tersini kollarını zorlayan gömleğin kumaşında gezdirmeye başladım. Bilinçsizce yaptığım bu hareket Yaman'ın kısa süreliğine bana çevrilen bakışlarını anında farklı bir ifadeye bürünmesine neden olmuştu.
"Seni hiç çıkarmıyorum ki aklımdan." dedim kısık bir sesle. "Zihnim seninle dolu zaten."
Yaman, sesli bir soluk çekti içine ve parmağımın altındaki bedeni biraz daha kasıldı. "Ama az önce başka şeyleri düşündün. Seni üzecek saçma sapan ne varsa, olur olmaz demeyip kafanda canlandırıyorsun. Bu beni delirtiyor."
Görmeyeceğini bile bile omuz silktim ve parmağımı kaydırarak aşağıya çektiğimde yönümü bozmadan ona bakmaya devam ettim. "Başka ne düşünebilirim?"
"Mesela haftaya düğünümüzde giyeceğin gelinliği hayal edebilirsin." Boğuk sesini hafifçe temizledikten sonra, "Düşünecek çok şey var, yavrum." diye ekledi. "Onları bana bırakmayacaksın değil mi?"
Yavan bir şekilde gülümsedim. Yarından bile emin değilken bir hafta sonrası sanki yıllar ötesi gibi geliyordu.
