Bölüm 17 ❝ KABUL ❞

37.5K 2.1K 2.6K
                                    

KABUL━━━━━━━━━━━━━━━

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

KABUL
━━━━━━━━━━━━━━━

Yatak odasındaki gardırobun boy aynasında kendimi süzerken ne kadar zayıfladığımı daha net fark ettim. Yaşanan tüm olumsuz hadiseler beni iştahsızlığa sürüklediği için günden güne bu evde ediyordum. İnci'nin getirdiği kıyafetler eskiden olsa dar gelirdi ama şimdi bedenime tam oturmuştu. İtici bir görüntü yoktu ortada, sadece annemin bana kilo aldırmak için zorla yemek yedirdiği günler aklıma gelince kendimi kötü hissettim.

Bacaklarımı saran deri taytın üzerine askılı beyaz bir tişört giydiğimde, siyah kapüşonlunun fermuarını yarıya kadar çekip bıraktım.

Saçlarımıda İnci'nin poşete koyduğu tarakla tarayıp tepemde bağladığımda artık kendimi biraz daha iyi hissediyordum. Kaç gündür onun kıyafetleriyle dolaşmaya alışmış olsam da bunlar daha iyiydi.

Evde kimsenin olmadığını belli eden sessizlik eşliğinde odadan çıkıp mutfağa doğru ilerledim. Vakit ikindiyi çoktan geçmiş ve ben bu saatte kadar ilk defa deliksiz uyumuştum. Yaman dediğini yapmış ve beni uyurken rahatsız etmemişti. Hatta onu uyandığımda yanımda görememek beni şaşırtmıştı.

Mutfağa geçtiğimde ocağın üzerindeki makarnayı görünce yüzümü buruşturdum. Soğumasını beklemediğim için dolaba koyamamıştım ve muhtemelen şu an ekşimişti. Kapağı açıp baktığımda hamur olduğu gördüm. Yenilecek durumda değildi.

Tenceredeki makarnayı çekmeceden bulduğum bir poşete doldurup tezgahın üzerine koydum. Dışarıda, bu havada aç susuz onlarca hayvan mutlaka bu yemekten nasiplenirdi.

Dolabı açıp sandviç ekmeğini çıkardığımda arasına biraz peynir koydum ve yine dolapta bulduğum meyve suyundan bardağa doldurarak masaya yerleştim. Babam, 'ağrıyan yer ayrı, acıkan yer ayrı' demişti, haklıydı. Ne ediyorsam kendime ediyordum. Ben istersem açlık grevi yapayım Yaman beni yine de bırakmayacaktı.

Bu şekilde ne zamana kadar devam edebilirdim, bilmiyordum. Fakat ne kadar zor olursa olsun eninde sonunda bu adamdan kurtulacaktım. Sadece yapmam gereken doğru zamanı kollamaktı.

Şu an yanında duruyor oluşum ona teslim olduğum anlamına gelmiyordu.

Son lokmamı yuttuğumda buz gibi meyvu suyunu içtim ve dudaklarımı silip kalktım. Masanın üzerindeki kırıntıları mutfak beziyle sildiğimde ise çelik kapıdan içeriye Yaman girdi. Dışarıdaki yağmurdan nasibini almış, deri montu ıslaklığın verdiği görüntüyle parlamış, saçları sağa sola savrulmuştu. Bu görüntüyle bile birçok kadının yüreğini hoplatacak potansiyele sahipti.

TESLİMİYETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin