Bölüm 5 ❝ TESLİMİYET ❞

56.2K 2K 1.8K
                                    

TESLİMİYET
━━━━━━━━━━━━━━━

Kendimi binadan dışarı attığımda, her saniyenin benim için hayati önem taşıdığının farkındalığıyla olabildiğince hızlı koşmaya başladım. Etraftan gelip geçen insanların verdiği tepkileri umursamadan, şaşkın bakışları arasında koşmaya devam ederken gözüm kimseyi görecek durumda değildi.

Dün gece aşinası olduğum sokağın bitiminden köşeyi dönüp, hızımı düşürmeden koşar adımlarım birbirini hızla takip etti. Kış mevsiminin son demleri kendini hâlâ hissettirirken yağmurun habercisi olan rüzgar yüzümü tokatlıyordu.

Birden yüklendiğim için nefesim boğazımı yakıyor, soludukça ciğerlerim acıyordu. Fakat ciğerlerim patlasa bile bu sefer kurtulacaktım. Konuştukları aklıma geldikçe tükenen gücüme rağmen hızımı düşürmeden ilerlemeye devam ettim. Beni öldürmekten bahsediyordu. Öyle alıcı bir güzelliğe sahip olan bir adam nasıl bu kadar gaddar olabilirdi ki?

İsyanım göğüs kafesimi parçalayıp derimin altındaki damarlarımı yırtarken nefes almak hiç bu kadar zor olmamıştı. Hiçbir olay karşısında bu kadar çaresiz kaldığımı hatırlamıyordum.

Soluk soluğa kalıp adımlarım yavaşlarken arkamı dönüp etrafıma baktım. Yüzümü saran saçlarımın arasından parmaklarımı geçirerek sırtımın üzerine salıp birkaç adım ötede duran binaya yaklaştım. Aldığım nefes ciğerlerime yetmez bir hâlde binanın duvarına yaslanıp dizlerimin üzerine çökerken bacaklarım da dahil tüm kaslarım sızlıyordu. Ekim ayına girmiştik hava biraz serindi fakat üşümüyordum. Koşmak fazlasıyla ısıtmıştı.

Derin bir nefes gökyüzüne baktım. Gri bulutlar şehri bir örtü gibi sarmalanmış, kasvetli duygularımı arşa itiyor; hayatın bana sunduğu, her seferinde daha güçlü bir sıkıntıyla baş başa kalıyordum.

Beni hiç acımadan ortadan kaldıracağını söylediği sözler kulağımda yankılanırken içimi derin bir sıkıntı kapladı ve yüreğimi saran yoğun his ağır geldi. Ne yapacağımı tam olarak bilemesemde tek isteğim eşyalarımı ve iş yerinde kalan paramı alarak buralardan gitmekti. Ankara'dan uzak kalmayı istemiyordum fakat buna mecburdum.

Burada beklemenin akıl kârı olmadığını düşünüp zorlukla kalktığımda ağrıyan ciğerlerimi derin nefesler alarak sakinleştirmeye çalıştım. Kendimi biraz daha toparladığımı hissettiğim an tekrar koşmaya başladım. Yabancısı olduğum sokaklarda, nereye gittiğimi bilmeden sadece koşuyordum.

Dakikalar birbiri ardına ilerledikçe kararlı adımlarım daha hızlı ileriye atılıyordu fakat biraz sonra tükeneceğimin farkındaydım. Dünden bu yana tek lokma yememiş, vücudum dirençsiz kaldığı için bu adrenaline daha fazla dayanamayacağı kesindi.

Bunun böyle olmayacağını kavradığımda bir aracı durdurup, gerekirse yalvarıp beni almasını rica edecektim. Fazla işlek olmayan bir caddede hızımı düşürüp katiyen durmadan gelip geçen arabaları taramaya başladım. Cesaretimi toplayıp elimi kaldırarak birine durması için işaret ettiğimde hızını kesmeden umudumun dalları kırılıp yanımdan geçip gitti.

Her saniye aleyhime işlerken, kaldırımın çıkıntısına yanaşıp başka bir arabaya daha el kaldırıldığımda arabanın gittiğini düşünürken biraz ileride durdu.

TESLİMİYETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin