7. Bölüm

352 24 5
                                    

[6 Şubat 2022]

Dünden beri Alper'in evinde dinlenip rahatladıktan sonra biraz mahallede gezmeye karar vermişti. Ellerini siyah kot pantolonunun ceplerine sokmuş kafası eğip bir şekilde yürüyordu. Kulağındaki halka küpeden sarkan ufak bir zincirin ucundaki kuru kafa olan küpe her adımında sallanıyordu. Soğuk hava yüzünden burnunun ucu kızarmaya başlamıştı.

Yürümeye devam ederken eskiden abisi ile geldiği marketi fark etti. Elbette hiç parası yoktu ama yinede biraz ısınmak için marketin kapısından içeri girdi.

Burası biraz daha sıcaktı. Eski olmasına rağmen büyük bir marketti. Raflardaki üstü toz kaplamış paket yiyecekler bile burasının hiç hijyenik bir yer olmadığını gösteriyordu. Çalışırken sinir bozucu bir ses çıkaran buz dolabının yanından geçti.

Bu market bile değişmişti. Bütün mahalle sanki ölmek üzere gibiydi. Tıpkı kendisi gibi.

Eskiden abisi ile hep bu marketten alışveriş yapıyorlardı şimdi abisinin nerede olduğunu merak ediyordu. Taşınmış mıydı? Ve kiminle yaşıyordu?

[10 Ekim 2007]

"Yanımdan ayrılma ve insanları rahatsız etme tamam mı?"

Abisi Barış'ın elinden tutmuş ona nasihat verirken Barış'ın gözleri raflardan birindeki oyuncak fenerde kalmıştı. Bir sürü rengi ardı ardına veriyordu. Cücelerden çalınmış disko topu gibi duruyordu.

Rafet yürümeye devam ederken Barış gözleri fenerde kalmış öylece bakıyordu. En sonunda feneri arkada bıraktığında abisine odaklandı. Abisi makarnalar arasındaki farkı çözmeye çalışır gibi bakarken Barış çoktan ondan uzaklaşmış etrafta dolaşmaya başlamıştı.

Raflar arasında dolaşırken bir yerde aynı ürüne uzanıp ardından utanarak birbirinden uzaklaşıp, çekingen bir şekilde gülümsedi. Adam paket içindeki şeyi alıp kıza uzattı "istersen sen alabilirsin"

"A-ama sadece bir tane kalmış.."

"Önemli değil, senden kıymetli değil"

Kız paketi alıp oğlana baktı "teşekkür ederim.." dedi birbirlerine uzun uzun bakarken Barış kaşlarını çattı yanlarından geçerken "neden çalışanlara daha fazla olup olmadığını sormuyorsunuz?" Dedi, adam ve kadının tuhaf bakışları arasında ordan uzaklaştı.

Donmuş yiyeceklerin konulduğu yere geldiğinde tekefonla konuşan sinirli adama baktı "babam hastaysa ne yapabilirim yani size her ay para yolluyorum zaten!... Hayır o eve bir daha asla dönmeyeceğim sende beni aramayı bırak artık!" Dedi ve telefonu kulağından çekip bir tuşa bastı dişlerinin arasından "bencil orospu" diye mırıldandı. Paketlenmiş eti alacakken kendisine bakan Barış'ı fark etti. Bir süre ikiside birbirine baktı sonra Barış "benim anne ve babam yok" dedi.

Adam duraksadı ve bir elindeki telefona birde Barış'a baktı. Barış adamın bakışlarını görmezden gelip yürümeye devam etti. Kapının yanındaki dergi dizili raflara baktı. Yetişkin dergilerinden birinin kapağına poz vermiş yarı çıplak kadını görünce yüzünü buruşturdu. Çocuk kısmındaki çizgi film karakterleri olan bir dergiyi eline alıp yere oturdu.

Sayfalara bakıp bazı yerlerdeki bulmacaları kalem olmadan çözmeye çalışırken dergi birden elinden alındı. Boğazlı kazak giymiş boynundan bir isim kartı sarkan esmer adam "dergileri satın almadan okumak yasak küçük insan" dedi.

Barış kaşlarını çatıp kollarını dergiyi almak için kaldırdı "ortasına kadar geldim bırak bitireyim!" Dedi, adam dergiyi yerine koyup Barış'ı koltuk altlarından tutup yerden kaldırıp ayaklarının üzerine bıraktı "buraya yanlız mı geldin?" Dedi, Barış kafasını iki yana sallayıp "abimle geldim" dedi.

"Yaa o nerede?"

"Buralarda bir yerdedir"

"Pekala seni onun yanına bırakayım"

Barış'ın elinden tutup rafların arasında gezmeye başladılar. Biraz ileride Barış abisini kendi kendine konuşurken buldu.

"Onu yine kaybettim. Neden, onu sürekli kaybediyorum!? Off Barış!"

Barış adamın elini bırakıp abisinin yanına gitti "abi!" Diye seslendi. Rafet kendisine doğru gelen kardeşini görünce rahat bir nefes verdi. Barış abisi kızmasın diye hemen gidip beline sarılırmaya çalışırken abisi onu omuzlarından tutup durdurdu ve onun boyuna ulaşmak için eğilip uykusuz gözlerini kardeşinin gözlerine dikti "sakın bir daha asla yanımdan ayrılma. Böyle yapmaya devam edersen seni organ mafyalarının elinden kurtarmaya çalışırken katil olup hapse girebilirim.. olamaz! O zaman sana kim bakacak!? Sakın beni bırakma!" Diyip Barış'a sarıldı.

Barış gülüp abisine sarıldı. Yüksek hayal gücünün nereden geldiğini biliyordu, abisi nereden aldıysa oradan. Rafet kardeşini bırakıp önündeki adama baktı "teşekkür ederim" dedi.

Adam omuz silkip "sorun değil, bu mahallede garip tipler çok fazla dolaşıyor ve arada çocuk kaybolma vakaları oluyor. O yüzden kendim gidip teslim etsem iyi olur dedim" dedi, Rafet, Barış'a bakıp "onu bir daha asla dışarı yanlız gönderemem.." diye mırıldandı.

Adam, Rafet'i süzüp "seni tanıyorum! Giden yan komşumun evine taşınan tipsin" dedi, Rafet gülümseyip "ah evet taşınmaydı, Barışın okuluydu falan derken komşularla tanışacak çok vaktim olmadı, kusura bakma ismin neydi?" Dedi.

Adam elini uzatıp "İlyas, peki sen?" Dedi, Rafet adamın elini sıkıp "bende Rafet memnun oldum" dedi.

Barış birbirlerinin elini sıkıp gülümseyerek birbirlerine bakan ikiliye kaşlarını çattı. Bir eliyle Rafet'in elini tutarken diğeriyle İlyas'ı gösterdi "bu adam dergi okumama izin vermedi ve bana küçük insan dedi, ben küçük değilim! Sadece çocuğum. O aptal biri onu sevip ondan çocuk yapma!" dedi.

Rafet'in gözleri şaşkınlıkla açıldı "ne!? Bunu nereden öğrendin!?"

"Alper insanların birbirlerini çok sevdiğinde çocuk sahibi olabileceğini söyledi.. tabi sonra Tuğrul aslında bunun yalan olduğunu daha iğrenç bir yolla çocukların dünyaya geldiğini söyledi. Sizde o yolumu kullanacaksınız?"

İkili kızarmış bir yüzle önlerindeki çocuğa bakarken İlyas boğazını temizleyip gülümsemeye çalıştı "çocuk işte" dedi, Rafet kardeşine endişeyle bakarken "ona cidden cinsel eğitimde vermeliyim..." Dedi.

Hatırla Beni [gay]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin