43. Bölüm

155 12 6
                                    

[13 Ekim 2008]

Atlas boğazlı kazağının üzerine bir gömlek geçirip düğmelerini takarken kapısı tıklatıldı. Annesi gülümseyerek içeri girdi ve yanına gelip saçlarını düzeltmeye başladı "Arkadaşlarının çıkış saatine daha var ne bu acele?" eğilip Atlas'ın boynunu, yanağını ve saçlarını öptü "Benim canım oğlum." Dedi.

Atlas yüzündeki geniş gülümsemeyle annesinin elinden sıyrılıp "Evde yapacak hiç bir şeyim yok. Kös kös otumaktansa okulun önünde onları beklemeyi tercih ederim. Hem süpriz yapmak istiyorum." Dedi.

Naz uzanıp oğlunun yakalarını düzeltti "Nasıl istersen." Dedi "Ah doğru. İki gün evde olmayacağım ben yokken sakın arkadaşlarını eve çağırıp çılgınca şeyler yapma tamam mı?"

Atlas'ın yüzündeki gülümseme titredi "Ah... anladım. Peki babam?" Dedi, Naz omuz silkip Atlas'ın yerdeki kıyafetlerini toplmaya başladı "Her zamanki gibi. Birimizin evde kalıp sana bakması gerekiyor." Dedi.

Atlas'ın omuzları düştü. Acaba iki gün Alper'de kalabilirmiydi?

****

Okulun çıkış saatine kadar parkta oturup tanıdık yerlerde zaman geçirdi. Bu hallle çok garip ve sinir bozucu insanlarla dolu olsada Atlas burayı seviyordu. Buradan başka bir yerde yaşadığını hayal edemiyordu. Muhtemelen altmışlı yaşlarında arkadaşlarıyla bir evde kalıyor olurdu. Balkonda Tuğrul'un Barış'ı kart oyununda kekleyip parasını almasının yada Alper'in, Tuğrul'u çocuk gibi azarlamasının değişeceğini sanmıyordu.

Okulun çıkış saati geldiğinde Alper'le buluştu, kısa bir selamlaşmanın ardından "Barış nerede?" Dedi.

Alper çantasını öğretmenler odasının kapısına adeta fırlatıp -bunu annesi yüzünden asla yapmazdı- rahat bir gülümsemeyle "Bu gün abisi eve gelecekti. Bu yüzden okula gelmedi." Dedi, ellerini hırkasının ceplerine soktu "Ee, önce nereye. Tuğrul mu? Barış mı?"

Atlas omuz silkti "Bana fark etmez. İkiside beni sinir etmeyi seviyor." Dedi, Alper yüksek sesle bir kahkaha attı. Atlas arkadaşının hızlı değişimini açıkça görebiliyordu. Bu çok hoşuna gidiyordu.

En sonunda önce Tuğrul'un yanına gidip hem geçmiş olsun demeye hemde onun ayağa kalkamamasıyla ilgili dalga geçmeye karar verdiler. Çünkü gerçek arkadaşlar böyle yapardı.

Hava kararırken Tuğrul'un yanından arkasından fırlatılan yastıklarla birlikte ayrıldılar. Tuğrul'un evindeki fazla kalabalık ve gürültüden sonra mahallenin sokakları fazla sessiz ve ıssız gelmişti.

Alper "Sanırım artık eve gitmem gerek" dedi, Atlas kafasını salladı "Tamamadır, sanırım ben bu akşam Barış'ta kalacağım." Dedi.

Alper kaşlarını kaldırdı "Peklaaa... Barış buna çok sevinecek." Dedi, sesindeki alaylı tonla.

Atlas histerik bir şekilde gülüp Alper'in koluna vurdu "Kes şunu, bir zamanlar ondan hoşlandığını unuttunmu?" Dedi, Alper sadece omuz silkti "Zaman gerçekten insanı değiştiriyor." Dedi.

"Zaman mı yoksa birden mahalleye taşınan hiperaktif bir manyak mı?"

"Sana aşık olan bir hiperaktif manyak."

"Alper..."

"Biliyorum ama bence kendine haksızlık ediyorsun... hem kendine hemde Barış'a. Bir şans ver düşündüğün kadar kötü gitmeyebilir."

Atlas iç geçirip önüne döndü. Titreyerek yanan sokak lambasını izledi. Alper omzuna dokunup "Ben gidiyorum. Yarın görüşürüz." Dedi.

Atlas kafasını sallayarak cevap verdi. Alper'le ayrılıp Barış'ın evine doğru yürüdü. Evin bahçesine girdiğinde hemen karşı tarafa park eden siyah arabaya göz ucuyla baktı. Plakası bu şehre ait değildi.

Hatırla Beni [gay]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin