35. Bölüm

188 16 13
                                    

[14 Mart 2022]

Tuğrul elindeki odunları sobanın yanına bırakırken pencereden dışarıya bakan Rafet'e baktı "birazdan gelirler abi merak etme. Alt tarafı marketten bir şey alacaklar bu onları öldürmez" dedi.

Rafet kollarını birleştirip iç geçirdi "biliyorum... ama içimde bir sıkıntı var" dedi, aslında sadece Barış hep gözünün önünde dursun istiyordu.

Tuğrul bir süre ona bakıp dudaklarını birbirine bastırıp bir şey demeden dışarıdaki sandalyelerden birine oturmuş elindeki kitabı okuyan Alper'e doğru yürüyüp arkadan kollarını onun omuzlarına sarıp boynuna bir öpücük bıraktı "Sıkıldım" diye mırıldandı.

Alper sayfayı değiştirirken "Barış ve Atlas'la gidebilirdin" dedi, Tuğrul çenesini Alper'in omzuna koyarken "biraz yalnız kalsınlar istedim. Hem..." bir elini Alper'in kazağının yakasından içeri sokup göğüs ucunu parmaklarının arasına alıp hafifçe okşadı "o ikisi etraftayken sana dokunma fırsatı bulamıyorum" dedi.

Alper huylanıp Tuğrul'un elini çekmeye çalışırken "o ne demek şimdi" dedi Tuğrul "yalan mı? Ne zaman sana yaklaşsam Barış hissetmiş gibi dibimizde bitiyor" dedi.

"Dövücem seni şimdi çek elini- ayh"

Tuğrul meme ucunu sıktığında çıkardığı ince sesle ikiside kısa bir an duraksadı. Tuğrul sırıtmaya başalyınca Alper kitabı kapatıp Tuğrul'un kafasına doğru vurmaya çalıştı.

Tuğrul ellerini ondan çekip gülerek kaçmaya çalıştığında çalan telefonuyla Alper'e doğru elini bekle der gibi kaldırıp arayana baktı "ya bak yine hissetmiş pezevenk gördün mü?" Diyip ekranı Alper'e çevirdi.

Alper ekrandaki Barış ismini görünce hafifçe kaşlarını çattı "bir şeymi oldu ki?" Dedi, Tuğrul omuz silkip telefonu açtı "Söyle başımın derdi" dedi.

Barış boğazını temizledi "sesinde pek neşeli geliyor, neredeyse söyleyeceğim şeyler için kendimi kötü hissedeceğim" dedi.

"Noldu yine?"

"Şöyle ki... Atlas ve ben.. aslında daha çok ben, bir bok yedik"

"Neden bizide aynı masaya oturtacakmışsınız gibi hissediyorum"

"Nasılda ileri görüşlüsün sen öyle"

"Uzatma söyle"

"Direktmi söyliyim?"

"Evet"

"Emin misin? Belki bir yere oturmalısın"

"Barış sikicem belanı şimdi. Söyle işte"

"Halil'i öldürdüm"

Sessizlik.

"Ne?"

****

Gece orman dahada ıssız duruyordu. İlyas'ın arabası ile Barış'ın attığı konuma gelip arabayı Atlas'ın arabasının yanında bırakmışlardı. Şimdide yayan bir şekilde Atlas ve Barış'ı arıyorlardı.

Alper bir köke takıldığında düşmemek için Tuğrul'un koluna tutundu. Tuğrul hızla ona dönüp "dikkat et" dedi.

Alper sorun yok dercesine ellerini kaldırıp "iyiyim" dedi, etrafına bakınıp "yanımıza bir fener falan alsaydık keşke diye fısıldadı. Ama neden fısıldadığından emin değildi.

Belkide bir ceset gömmeye geldikleri için biraz, hayır fazlasıyla gergindi.

Tuğrul hafifçe uzamış sakalını kaşıdı. Oda şu an ki durumda ne hissedeceğinden emin değildi. Şu an önceliği Atlas ve Barış'ı bulmaktı.

Hatırla Beni [gay]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin