[5 Kasım 2007]
Tuğrul ayağını ağzına sokmaya çalışan Mert'i durdurup Ceren'in atletini içine soktu.
"Abii!"
Diğer odadan içeri gelen ikizlerden biriyle kafasını çevirdi. Kimin kim olduğunu hep karıştırıyordu ama sanırım bu Caner'di.
Kardeşi yanina gelip kolunu tuttu "Caner bana dokunup duruyor!" Dedi, ah sanırım bu Can'mış.
Caner kardeşinin arkasından gelip "oda beni ısırdı!" Dedi, ikili yine laf dalaşına girerken koltukta ortamdaki en sakin kişi olan Meltem ağlamaklı sesler çıkarmaya başladı.
Tuğrul ayağa kalkıp kardeşini kucağına alıp sallamaya başlarken ikizlere attığı sinirli bir bakış ikilinin sesini kısmasına neden olmuştu ama bu kucağındaki küçük kızın keyfini bozdukları gerçeğini değiştirmiyor olacak ki kardeşi ağlamaya başladı.
Tuğrul kardeşini sallarken kapının çalmasıyla rahat bit nefes aldı ve kucağında dudağını büzmüş sakinleşmeye çalışan kardeşi ile kapıyı açtı.
Alper ve Barış kapıda ayakkabılarını çıkarırken "sonunda geldiniz be. Alın" diyip kardeşini Alper'in kucağına bıraktı ve koltuğa doğru ayaklarını sürüyerek gitti "yirmi yaşıma kadar uyuyacağım" diyip yüz üstü koltuğa yattı.
Barış birbirine küsmüş ikizlerin yanına gidip "sizin için bir hediyem vaar" dediğinde ikiside merakla ona döndüğünde cebindeki kendi yaptığı rozetleri çıkardı.
Birinin üzerinde "Can" diğerinde de "Caner" yazıyordu. Soda kapaklarının boyanıp çataliğneye geçirilmesiyle yapılmıştı. Abisi öğretmişti.
İkizler kendi isimlerinin yazılı olduğu rozetleri gülümseyerek alırken aynı anda "teşekkür edirim Barış abi" dediler.
Barış omuz silkip "önemli değil" dedi gözlerini kısıp "sizi küçük farklı bir dünyaya ait klonlar"
Bu sırada Alper koltukta yatan abisinin üzerine çıkmaya çalışan Mert'e yardım edip çaprazda kalan koltuğa oturdu ve Tuğrul'un sırtına koala gibi sarılan çocuğa bakıp tatlılık krizi geçirdi.
Tuğrul yüzü yastığa gömülü olduğu için boğuk bir sesle "Atlas nerde?" Dedi, Alper yanına oturmuş Ceren'in isteğiyle saçlarını örmeye başlamışken "gelir birazdan" dedi, Meltem uzanıp gözlüğünü almaya çalışınca kafasını geriye çekti.
Bir süre sonra Barış'ın ve Ceren'in yoğun ısrarı sonucu Ceren'le birlikte Barış'ın saçlarına küçük örgüler yapıp pembe tokalarla tutturmaya başlamışken kapı çaldı.
Tuğrul kapıyı açmaya gidip, asık yüzlü bir Atlas ile geri geldi. Barış sarışın çocuğa bakıp "bir şey mi oldu?" Dedi.
Atlas, Tuğrul'un yanına oturdu "başka bir okula gidecek mişim" dedi, üçü birden ona döndü.
Alper "nasıl yani artık bizimle eve dönemeyecek misin?" Dedi, Atlas kafasını salladı. Tuğrul umursamaz bir şekilde "nolacak ki okuldan sonra yine görüşürüz" dedi.
Atlas omuzlarını düşürüp "hayır görüşemicez çünkü yatılı bir okul" dedi, Barış, Ceren biraz saçını asıldığı için acı çekerek "nasıl yani?" Dedi.
"Yani evim ve okulum birleşik olacak ama ailem ve siz orada olmayacaksınız ve iki haftada bir ailemin yanına gitmek dışında ordan asla çıkamicam"
Barış'ın zihninde tek bir şey yankılandı "ordan asla çıkamicam... ordan asla çıkamicam... ordan asla çıkamicam"
"Atlas sen... hapsemi giriyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hatırla Beni [gay]
De TodoBarış yıllar sonra çocukluğunun geçtiği mahalleye döner ve burda eski arkadaşları ve çocukluk aşkıyla yüzleşir. Bu yüzleşme hem iğrenç gerçekleri hemde güzel hatıraları gün ışığına çıkarır +18