29. Bölüm

211 23 9
                                    

[11 Mart 2022]

Atlas, Alper'in evinde kalmayı sevmişti. Eski zamanları hatırlatıyordu. Sıcak ve rahattı.

Mutfak penceresinden ön bahçedeki merdivenlerde oturup çayını içen Barış'a baktı. Çok bir şey yapmıyordu ama Atlas'ı rahatsız ediyordu. Neredeyse öğlene kadar uyuyordu. Ayakta olduğu zamanlar kendileri ile konuşmuyorsa uzakta bir yere dalıp uzun süre seslenseler bile cevap vermeden duruyor yada çay içiyordu.

Belki sorunda buydu, Barış geri gelmişti ama Barış gelmemişti.

İç geçirip tezgaha yaslandı. Tuğrul ceplerini aranarak mutfağa girdiğinde gözlerini Barış'tan çekip çatık kaşlı arkadaşına çevirdi.

Tuğrul kafasını kaldırıp "çakmağımı gördün mü la?" Dedi, Atlas kafasını sallayıp "hayır" dedi, Tuğrul oflayıp tezgaha yasladı "ikidir çakmağımı kaybediyorum" dedi.

Atlas hafifçe sırıtıp Tuğrul'a baktı "o zaman sana bi çakmak lazım" dedi.

Tuğrul durup Atlas'ın sırıtan yüzüne baktı "şöyle elimin tersiyle sana bir tane çakarım" dedi.

Atlas kafasını arkaya atıp bir kahkaha attı. Tuğrul onun gülen yüzüne bakıp istemsizce güldü "salak" dedi.

Atlas ellerini tezgaha yaslayıp "sinirim bozulmuş ha, iyi geldi" dedi, Tuğrul gülümseyip "son zamanlarda baya manyak şeyler oluyor demi" dedi.

Atlas kafasını salladı "evet, garip bir denjavu biliyor musun?"

"Ne demek istiyorsun?"

"Hayatım ne zaman böyle birden değişse, iyi anlamda yani, Barış orda oluyor. Yine burda"

Kafasını pencereye çevirdi. Hala oradaydı. Arada onun varlığını kontrol etmek bir rutin haline gelmişti.

"Küçükken" Tuğrul'un sesini duyunca tekrar ona döndü "eğer onunla karşılaşmamış olsaydım şu an burada olamazdım. Ya hala hapishanede olurdum yada sokağın birinde karnımdan bıçağı yiyip geberir giderdim" dedi.

Atlas önüne dönüp bir süre sessizce yerdeki halıya baktı. Ardından düz bir sesle "bende babama dönüşürdün herhalde" dedi.

Tuğrul anında kaşlarını çatıp Atlas'a baktı "sen ne olursa olsun o adam kadar iğrenç olamazdın" dedi, sinirli bir nefes verdi "seninle kan bağı var diye kendimi tutmaya çalışıyorum ama o herif gibi bir orospu çocuğu bir daha bu dünyaya zor gelir. O adamın benim gözümde bir katilden farkı yok"

Atlas yutgundu hafifçe gülümseyip Tuğrul'a baktı "eğer, onu öldürme şansın olsaydı yapar mıydın?" Dedi, Tuğrul dönüp ona baktı "nereden çıktı şimdi?.." dedi.

"Eğer onu öldürmüş olsaydım bana karşı bakış açın değişir miydi?"

Tuğrul duraksadı "Atlas-"

Birden duydukları gürültüyle ikiside yerinden sıçradı ve kapının yanındaki masaya boş çay bardağını koymuş kendilerine bakan Barış ile göz göze geldiler.

Barış gülümseyip "Alper işten geldiğinde abimin yanına gidelim" dedi, ikili birbirine baktı. Tuğrul gülümseyip tezgahtan ayrılıp Barış'ın yanına adımladı "olur, gidelim tabi ama sen iyi misin?" Dedi.

Barış "yok değilim ya kaç gündür boynum ağrıyor artık koltukta senmi yatsan. Alper'e gece hallenecek halim yok ya yatarız kardeş kardeş" dedi.

Tuğrul dudaklarını birbirine bastırdı "öyle demek istememiştim, neyse..." kolunu Barış'ın omzuna attı "hazır değilim demiştin ne oldu birden" dedi.

Hatırla Beni [gay]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin