34. Bölüm

185 11 3
                                    

[14 Mart 2022]

Barış'ın attığı her adım boş ve rütubetli dükkanda yankılanıyordu. Atlas'ın yanından geçip yerdeki kan gölünün içinde yatan bedene ilerledi. Siyah botunun ucuyla onu sırt üstü çevirirken "öncelikle" dedi, ve Halil'in boğazına saplı çakıyı çekip çıkardı "bunu kaybedemem manevi değeri var" dedi.

Atlas hala yerinden kıpırdayamıyordu fal taşı gibi açılmış gözleriyle sevdiği adamın yüzüne bakıyordu. Az önce birini hemde tanıdıkları birini öldürmüştü. Halil'i sevdiği söylenemezdi ama çocukluğunu bildiği birinin ölmesi...

"Barış ne yaptın sen?.."

Barış tek kaşını kaldırıp Atlas'a baktı onun dediğini duymazdan gelip "korkmuş görünüyorsun ama nedenini anlayamıyorum. Sende birini öldürdün değil mi? Benden farklı değilsin" dedi.

Atlas afalladı ve olduğu yerde titredi "n-nerden biliyorsun..." aklına gelen ihtimalle kaşlarını çattı "Alper mi.. söyledi?" Dedi.

Barış çakısının kan olmuş keskin yüzeyini üzerindeki tişörte silerken hafifçe güldü "aa demek Alper'e söyledin. Son zamanlarda neden hayalet görmüş gibi etrafta dolaştığı belli oldu" kafasını kaldırıp Atlas'a baktı "hayır Alper hiç bir şey söylemedi" dedi, yavaş adımlarla Atlas'a yaklaşırken "gözlerine bakınca seni her zaman rahatsız eden ve uyumana engel olan bir şeyler olduğunu fark ettim. Geçenlerde Tuğrul ile konuştuklarını duyuncada hemen anladım" dedi.

Elini Atlas'ın ensesine koyup nazikçe okşadı "babanımı öldürdün Atlas ne kadar kötü bir çocuksun" dedi.

Atlas ne diyeceğini bilemez bir şekilde karşısındaki adama bakarken "o hak ediyordu" dedi, Barış kaşlarını havaya kaldırdı "başına gelen her şey o adam yüzünden. Bunu senin için yaptım. Buraya geri döndüğün gün o adamı görüp canın yanmasın diye, sen ellerini kirletme diye ama sen..."

"Çoktan kirlenmişi değil mi?

Barış'ın söylediği şeyle hemen kafasını iki yana salladı "hayır" diye mırıldandı. Barış iyice Atlas'ın dibine girdi birbirlerinin nefeslerini hissedebiliyorlardı "aynı hissettirmiyor değil mi?" Barış'ın doğrudan Atlas'ın gözlerine bakarak söylediği şeyle Atlas'ın kaşları çatıldı "birini öldürmek için tuzak kurup ölmesini beklemek ve birinin boğazına bıçağı sokup kanlarının akışını ve ruhunun bedenini terk edişini izlemek çok farklı şeyler" dedi.

[23 Temmuz 2017]

"...bu gün akşama doğru hava yağmurlu ve sisli olacak. Uzmanlar şoförleri trafik kazası riskine karşı-"

Arabanın radyosunu kapatıp sileceklerin temizlediği ön cama baktı.

Siyahlar içindeki bir sürü insan mezarlığın içinde dolaşıyordu. Bir ain için falam değil. Değmeyecek bir adamın cenazesi için.

Bazen kendini alternatif bir boyuttan gelmiş gibi. Herkesin nazik, kibar ve düşünceli olarak bildiği bir adama bu kadar nefret duymak kolay değildi.

Koltuğa yaslanıp sigarasını yakıp arabanın içine doğru üfledi.

Her şey plana göre gitmişti.

Babası her sene lise arkadaşlarıyla buluşmaya giderdi. Akşam sarhoş bir şekilde döner ve soluğu onun odasında alırdı. Bu yüzden o geceler, babasınjn alkol aldıp kontrolünü tamamen kaybettiği tek gecede, asla uyuyamazdı.

O gece farklı olmuştu çünkü babası hiç arkadaşları ile buluşmaya gitmemişti. Frenleri tutmayan araba virajı alamamış ve şaranpole yuvarlanmıştı. Talihsizlik.

İyice göze batmamak için kapıyı açıp sigarasını dışarı fırlattı ve kendiside hafif çileyen yağmura adım attı.

Siyah takım elbisesinin önünü ilikleyip saçlarını dağıttı. Zor olsada yüzündeki mutlu ifadeyi yok etti. Biraz daha babasını kaybetmiş bir çocuk gibi görünmeliydi.

Önündeki kalabalığın içinden geçip perişan olmuş annesine doğru ilerledi. Kadın direk kollarını oğlunun boynuna sarıp hıçkırarak ağlamaya başladı.

Herkes üzgündü. Siniri bozuldu. Bir bilselerdi bu adamın nasıl bir pisikopat olduğunu. Daha önceden,onu öldürmek yerine süründürmeye çalıştığı zamanlar, onu iyice araştırmıştı. Bu orospu çocuğu bir sadist ve katildi.

Onun gibi milletin acısından zevk alan manyakların gittiği bir kulübe üyeydi. Onun elinde bir kaç kişi ölmüştü ama o parasıyla kurtulmuştu. Zaten kimse bir kaç orospunun ölmesini sorun etmemişti.

Yinede anlamadığı bir nokta vardı. Neden bu yönünü çok sevdiği karısınsan gizlemiştide kendi öz oğlundan gizlememişti.

Babasının son zamanlarda kendisini dövmeden önce tamamen çıplak kalacak şekilde soyması yada bağlaması da bu yüzdenmiydi. Tabi asla yüzüne vurmazdı. Kısa kollu şeyler giymesi neredeyse yasaktı.

Annesinin saçlarını okşayıp üstüne toprak atılan mezara bakıp istemsizce gülümsedi. Sanırım oda babasından pek farklı değildi. Bir adamın ölürken ne kadar acı çektiğini düşünerek mutlu oluyordu.

[14 Mart 2022]

Atlas kafasını iki yana salladı "hayır aynı şey değil" Barış'ın gözlerine bakarken "ama verdiği hissiyat aynı" dedi.

Barış kafasını hafifçe yana eğip "nasıl bir hissiyat?" Dedi, Atlas yutgundu "nasıl olması gerekiyor?" Dedi.

Barış omuz silkti "kötü?"

"O zaman kötü"

Barış gülümsemeye başlayınca kıvrılan dudaklarına engel olamadı. İçinde garip bir his kabarıyordu. İkiside birbirlerine gülümseyerek bakıyordu.

Az önceki korkusuna ve paniğine ne olmuştu anlamamıştı bile. Sadece babasını öldürdüğü günü hatırlamış ve karşısındaki kızıl-kahve gözlere kendini bırakmıştı.

Cehennem hiç bu kadar cazip olmamıştı.

****

Burda neden büyük Barış'ın küçük Atlas'a sarılmasını görüyorum ben

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Burda neden büyük Barış'ın küçük Atlas'a sarılmasını görüyorum ben

Hatırla Beni [gay]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin