14. Bölüm

280 17 2
                                    

[21 Ekim 2007]

"Benim oyun parkıma hoş geldiniz"...

Tuğrul böyle demişti ama Barış bu ortama baktığında sadece televizyonda gördüğü ve abisinin eskiden "arkadaşlarıyla" gittiği gece kulüplerinden birini görüyordu. Bir tane bile reşit olmayan, çocuklar için yapılmış bir gece kulübü.

Ayrıca burası beklediğinden çok, çok daha genişti. Ayrıca bu yüksek sesli müziği neden dışarıda duymamışlardı.

Alper etrafına dehşetle bakarken "keşke bizi cinli eve getirseydin! Nerdeyiz biz?!" Dedi, Tuğrul kapıyı yeniden kilitleyip arkalarından geldi "iki yıl önce burayı ablam, ablamın sevgilisi ve ben bulmuştuk. Eski sahibi burayı ne için kullanıyordu bilemiyorum" duvardaki bir türlü sökemedikleri uzunden kelepçe sarkan zincirlerin önüne geçip sakladı "ama biz burayı çocuklar için bir eğlence yerine çevirmiştik. İşler iyi gidiyordu hatta biraz para bile kazanıyorduk ama ablam sevgilisinden ayrıldı bende o zamandan beri buraya gelmiyordum ama anahtarı duruyordu" dedi.

Atlas ona dönüp "peki biz neden burdayız?" Dedi, Tuğrul tereddüt edip "şey..." Dedi bu sırada aniden duydukları sesle irkildiler.

"Vay! Tuğrul sonunda geldin bende kaçıp saklanacaksın sanıyordum" kendilerimden biraz uzakta duran esmer çocuğa baktılar. Yaşça büyük duruyordu ama en fazla ortaz okullu olabilirdi. Zaten kendi yaşıtlarında çok az çocuk vardı.

Esmer çocuk Tuğrul'un arkasındaki üçlüyü süzüp "bu tiplerle takılmaya başladığın için değişmişsin sanmıştım ama hala aptallık ve cesurluk arasında ki farkı bilmiyorsun" dedi, Alper duraksadı "cesurluk mu? O nasıl bir kelime?" Diye mırıldandı.

Atlas kaşlarını çatıp "noluyor lan?" Dedi, esmer çocuk gülüp "ha o size anlatmadımı biz Tuğrul ile iddaya girdik. Bu gece bana kaybederse o ve siz önümüzdeki yıla kadar benim kölem olacaksınız" dedi, üçününde gözleri şaşkınlıkla açıldı, Tuğrul'a dönüp "Ne!?" Dediler.

Tuğrul gözlerini devirip "merak etmeyin" dedi, karşısındaki çocuğa öfkeyle baktı "eğer Halil'e yenilirsem zaten kendimi affetmem" dedi.

Atlas ona inanamayan gözlerle bakıp "bu bizim merak etmememiz için bir sebep değil lan! Neden bizde bu iddanın içindeyiz!?" Dedi sinirli bir nefes aldı "her neyse bu saçma sapan şeyi yapmak zorunda değiliz. İdda falan yok eve gidelim" dedi ama arkasını döner dönmez karşılaştığı oldukça uzun olan çocuklarla bir kaç adım geriledi çocuklardan biri "bu idda çözülene kadar kimse bir yere gidemez" dedi.

Alper hafifçe Barış'ın arkasına saklanıp gözlerini kıstı "sekizinci sınıflar... En büyük kabusum" dedi, Atlas dişlerini sıkıp Tuğrul'a gözlerini belerterek, öfkeyle baktı.

"Bir iddamı var!?" Hepsi kendilerine doğru gelen saçlarının yanlarını kazıtmış, turuncu gömlekli gence baktı. Tuğrul kaşlarını çattı "Ozan? Sen hala burada mı takılıyorsun?" Dedi.

Ozan denen genç omuz silkip "evet, yirmi üç yaşında olup bir sürü çocuğun olduğu bir yerde bulunmam halk tarafından uygun karşılanmasada burayı seviyorum. Ah bide.." arkasındaki saçlarının uçlarını mora boyatmış kızı gösterdi "bu Ayşegül, onun kulakları duymaz ama gözleri çok iyi görür o yüzden ne konuştuğunuza dikkat etseniz iyi olur" dedi, kız elini kaldırıp selam verdiğinde hemdi kafasıyla selam verdi.

Halil yamuk bir sırıtışla "harika, bahsin efendiside araya girdiğine göre başlayabiliriz" dedi, Atlas ikiliye bakıp "bir dakika hangi konuda yarışacaksınız?" Dedi.

Halil sinir bozucu bir ifadeyle Tuğrul'a baktı "paintball" dedi.

Ozan heyecanla gülümseyip "o zaman balta girmemiş ormanlara gidiyoruz!" Dedi, üçlü ona sorgular bir şekilde baktığında Tuğrul iç geçirip "koruluktan bahsediyor" dedi.

Hatırla Beni [gay]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin