Selaaaamm iki gündür halamlarda kaldığım için bölüm yazamamıştım. Eve dönüş yolunda yazdım bu bölümü de. O kadar tatlılar ki 🥺 umarım bölümü beğenirsiniz. Bir de bir şey merak ediyorum. Bu ikisi size hangi şarkıları hatırlatıyor? Ben hep Ahmet Kaya ve Hüsnü Arkan dinliyorum. Yorum ve oy verirseniz cookk mutlu olurum. Keyifli okumalar.
*bölüm şarkısı: kardeşin duymaz eloğlu duyar- zülfü livaneli
Ali hiç babası tarafından bir yara almamıştı. Babası onda yara olmak bir kenarda dursun her zaman aldığı yaraları sarardı. Ne zaman düşse kaldırır yaralarını temizlerdi. Ağlarsa gözyaşlarını silerdi. Onun hayal kırıklığı annesiydi. Yine de babası hayattayken annesinden de korumuştu onu.
Ama şu an karşında aldığı nefesler yüzünden göğsü inip kalkamasa ölü olduğunu sanacağı çocuk babasından defalarca darbe almıştı. Yavuz, yuvasız bir çalıkuşuydu. Ev diye çatısının altında yatıp kalktığı yer ona cehennem olmuştu. Yara üzerine yara açmışlardı her bir yerine. Yavuz nasıl sarılır bilmiyordu. Ne zaman sarmaya çalışsa da altında kalıyordu zaten bütün yaraların.
Hırçın bir çocuktu. Ali oynamaya gittiği zamanlar konuşmaz öylece bir köşede oynardı. Oyuncaklarını paylaşmayı sevmezdi. Tekerleğinin biri kırık bir kamyonu vardı. Ali ne zaman ona dokunmaya kalksa bir bağırtı koparır Ali'yle kavgaya tutuşurdu. Ali çok sonraları o kamyonu babasının aldığını öğrenince bir daha da ellememişti. Ali biliyordu küçük çocuğunun babasından yaralı olduğunu. Ne zaman kendi babası akşam işten geçerken Ali'ye sarıldığını göre uzun uzun bakardı Yavuz. Gözlerinin içinde özlem olurdu. Baba oğula öylesine bir imrenmeyle bakardı. Ali çok küçüktü anlamazdı o bakışları. Ne zaman Ali babasından bahsetse Yavuz sinirlenir susmasını söylerdi. Ali dediğini yapardı ama yine de neden böyle yaptığını anlamazdı.
Bir süre arkadaşlıkları Ali'nin her gün Yavuzların evinin önüne gelmesi Yavuz'un ise canı isterse çıkması ayrı ayrı oynamaları ile devam etmişti. Ali hiç pes etmemiş her seferinde üstelemişti. Bir gün Yavuz sert bir şekilde bisikletten düşmüştü. Ne olduğunu anlayamadan kendini yerde bulmuş, kafası yere düşen bisikletin gidonuna çarpmış ve dizleri yere sürtüp kan içinde kalmıştı. Ali adını bağıra bağıra yanına gidince "Lütfen." diye fısıldamıştı Yavuz. "Lütfen annem görmesin çok kızar, döver beni."
Ali çocuğu kaptığı gibi kendi evlerine getirmişti. Annesi biraz kendisini azarlasa da Yavuz'un yaralarını sarmıştı. Ali bir kere olsun başından ayrılmamıştı Yavuz'un. Yavuz o gün ilk kez Ali'ye kocaman gülümseyerek bakmıştı. O günden sonra her gün beraber oynamışlardı. Taa ki bir gün Yavuz çıkmayı bırakana kadar.
Ali kendi yatağında öylece uyuyan yüzü yara bere içinde kalan oğlana bakarken onunla alakalı bütün anıları gözünün önünden geçiyordu. Göğsü daralıyor arada pencerenin önüne gidiyor bir dal sigara içiyordu. Babasının o gün meyhanede yaptıklarını hatırlayınca yüzünü o hale getirenin o olduğunu anlıyordu. Adamı gidip evire çevire dövmemek için kendini zar zor tutuyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/319233275-288-k878975.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Metrisin Önü (b×b)
Teen Fiction'bir tek seni sevdim, gerisi yalan...' Ali ve Yavuz çocukluk arkadaşıydı. Düşman olmuşlardı.