*bölüm şarkısı: bir derdim var- mor ve ötesi
Hiç deniz görmemiş birinin heyecanı vardı üzerinde o akşam Yavuz'un. İçi çocuklar gibi kıpır kıpırdı heyecandan. Yine de bunu Ali'ye yansıtmamak için de üstün bir çaba sarf ediyordu. Hiçbir nedeni yoktu aslında bunu yapmasının. Ali'nin ona şefkatle bakıp dudaklarına minik bir öpücük konduracağını biliyordu. Yine de bir türlü heyecanını belli edemiyor, utanıyordu.
Banyoda geçirdikleri haz dolu andan sonra yıkanıp çıkmışlar üzenlerini giyip yemek yemişlerdi otelde. Ali her ne kadar yemek yemek için başka yere gidebileceklerini söylese de Yavuz açlığa daha fazla dayanamayacağını söyleyip otelde yemede ısrar edince Ali bir şey diyememişti. Yavuz tabağına bol bol kızartma tarzı şeyler koyarken Ali onun tabağına yeşillik eklemeyi ihmal etmemişti. Halbuki düzenli spor yapan Yavuz'du.
"O kızartmaları her zaman bu kadar sık yiyor musun?"
Ali merakla sorarken Yavuz gözlerini sadece arabaları gören camdan çekip kısa saçlı oğlana bakmıştı. Ali gözlerinde merak kırıntıları ile ona bakarken az önce tıka basa dolu olan şimdi ise bomboş tabağına göz atmıştı.
"Arada."
Ali karnıyarıktan son bir kaşık daha aldıktan sonra iki çevirmede midesine göndermiş hayret ile esmer oğlana bakmıştı.
"Oğlum o kaslara yazık lan."
Yavuz çapkın bir gülüş gönderirken kolunu havaya kaldırıp sıktıktan sonra çıkan sert kasa dokunup "Merak etme aslan ben ayarlıyorum o dengeyi." demişti. Ali'nin içi bir an kıskançlıkla dolarken bu kesinlikle Yavuz'un ona karşı bir şeyde başarılı olmasının kıskançlığı değildi. Mahalledeki kızlar Yavuz'un fiziğine, duruşuna hayrandı. Yanından geçenler dönüp bir daha bakıyor kızların aralarında neler konuştuğunu duyduğu bile oluyordu. Tuğba'nın kız kardeşi bile o dönemler Yavuz'un lafını bir türlü bitiremez her fırsatta onu överdi. 'Yavuz'un saçları çok güzel.' 'Yavuz'un duruşu çok güzel.' 'Yavuz gibi biriyle evlensem yeter.' 'Yavuz tam benim tipim.' Bu ve türevi o kadar çok şey duymuştu ki Ali o zamanlar öfke ile konuyu kapatmıştı. Ama tam şu an Yavuz'a baktığında bütün o yorumların ne kadar doğru olduğunu anlıyor öfke duyuyordu. Başkalarının ona kendisinin baktığı gibi baktığını bilmek içinde harlı bir ateşin yanmasına sebep oluyordu.
"Senin mahalleden hiç sevgilin oldu mu?"
Ali gayet sakin ama içinden fırtına koparak bu soruyu sorarken bir yandan da peçeteye ağzını siliyor ama hiçbir şekilde de esmer oğlana bakmıyordu. İlgilenmiyor havası yaratmaya çalışırken deli gibi de sorunun cevabını merak ediyor avını bekleyen kuzgun misali sorunun cevabını bekliyordu.
Yavuz önce soruyla afallarken sonradan omuz silkip "Yani." dedi. Birkaç dakika ağzından başka bir şey çıkmazken Ali o dakikalarda kendini parçalama üzereydi. Yani ne demekti? Ne yanisiydi? Var mıydı yok muydu? Tam ağzını açıp soracakken esmer oğlan devam etmişti.
"Bir iki kişi oldu. Biriyle öylesine konuşmuştuk ama diğeri ile uzun süreliydi. Niye sordun?"
Ali'nin içine kocaman ateş düşerken duraksadı. Bu konu hakkında merak ettiği çok fazla şey vardı. Cinsiyetlerini merak ediyordu mesela. Bir önemi yoktu aslında ama yine de içine amansız bir merakın tohumu düşmüştü işte. Başını sallamaktan başka bir şey yapmadı ama. Yavuz soruları beklerken o sadece "Anladım." dedi. Bu konuyu deşmenin manası yoktu o an.
"Hadi gel gezelim artık."
Yavuz, kıvırcık oğlanın ani değişimine şaşırırken sadece başını sallamış onunla beraber ayaklanmıştı. Ali önden gidip hesapları öderken arkasından söylense de Ali onu tınlamamış arabaya geçmişti. Kafasını toparlamak adına az önceki konudan uzaklaşmak için başka başka şeyler düşünürken yanına yerleşen oğlanın temkinli hareketlerinden ağrısının olduğunu anlaması da uzun sürmemişti zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Metrisin Önü (b×b)
Roman pour Adolescents'bir tek seni sevdim, gerisi yalan...' Ali ve Yavuz çocukluk arkadaşıydı. Düşman olmuşlardı.