bölüm şarkısı: sen bilirsin- ilhan irem
Yavuz'un huzurlu olduğu anlar Ali hayatına girmeden önce çok azdı. Ailesinden hiç şefkat görmemiş biri başka nerede içi rahat olur bilemezdi. Kimseye de yanaşmaya çalışmazdı bunun için. Yavuz korkardı. Aynı şeyleri başkalarından da yaşamak onu inanılmaz bir korkunun içine atardı.
Ali ile tanıştığı zamanlar daha küçücüktü ama onu gördüğü anda da hissettiği huzuru tarif edemezdi. Yavuz hiç ailesiyle gülmemişti ama Ali onun için ailesiyle gülmek gibiydi.
Yavuz onunla konuşmayı bıraktığı zamanlar pencereden onun gidişini yaşlı gözlerle izlerdi. İçindeki öfke kimeydi bilmezdi. Her akşam karşısında bağırarak hiçbir zaman Ali gibi olamayacağını söyleyen babasına mı yoksa her şeye rağmen arkadaşının peşinden koyamayan kendine mi?
Yavuz bu sorularla boğuşurken büyümüş kocaman olmuştu. İçindeki öfke büyümüş büyümüş Ali'ye kusmuştu her seferinde. Artık hayatında olan kaldırım kenarında oynayacak çocuk olmadığının farkındaydı. Yine bir yerlerde Ali'ye olan özlem hiç dinmemiş gibiydi. Hayatında olsun istiyordu. Ali ise hiç o kaldırımda onunla oyunlar oynamamış gibi devam ediyordu.
Yavuz onun hayatına gürültülerle dahil olmayı seçti sonra. Yumruklar öfkesinin dostuyken aklına gül bahçelerinde gezecekleri gelmedi bir an. Oysa Yavuz bilse elini kaldırdığı an tutardı onu. Kaldırıma döneceklerini bilse yüzüne yaralar açmaz, kırık dökük kalbi ile onu sarardı. Geçmiş onca seneye rağmen bir kez ona kızamazdı.
Yavuz hiç deniz görmemişti. Şimdi karşısında masmavi ucu bucağı görünmeyen denize bakarken de nutku tutulmuş gibiydi. Gelmeyeceğini düşündüğü için hiç hayallerine almamıştı bu görüntüyü. Ama şimdi buraya bakınca sanki hep düşlediği an buydu. Yavuz hep buradaydı. Hep burada ve huzurluydu.
"Üşüdün mü?"
Ali yumuşacık bir ses tonu ile ona seslenince başını iki yana salladı yavaşça. Üşüdüğünü bile hissetmeyecek kadar uyuşmuştu sanki.
"Üşümedim."
Ali derin bir nefes alıp sanki mümkün gibi biraz daha yaklaştı esmer oğlana. Kolu Yavuz'un koluna yapışmış gibiydi şimdi.
"Beğendin mi burayı?"
Yavuz bu soruya cevap verecek bir kelime bulamadı bir an. Beğenmek çok ufak kaçardı duygularını anlatmakta zira. Yavaşça gözlerini ela gözlere kaydırıp dudaklarına bir gülümseme kondurdu.
"Sanki hep burada kalmışım gibi. Yabancı değil ama ben ilk kez görüyorum. O kadar da tanıdık."
Ali gülümseyip kolunu esmer oğlanın omzuna atarken Yavuz derin bir nefes alıp onun yüzüne çıkardı bakışlarını. Hava soğuktu ama içi sıcacıktı. "Şimdi ne olacak?"
Yavuz telaşsızca sormuştu bu soruyu. Cevabı için büyük cümleler beklemiyordu. Ali ne derse ona uyacaktı.
Ali kolunu sıklaştırıp Yavuz'un saçlarını kokladıktan sonra "Evlensene benimle." diye mırıldandı. Yavuz onun dediğini duysa da yanlış anlayıp anlamadığını bilemedi bir an. Beyninin onunla oyun oynadığını bile düşündü.
"Ne dedin?"
Ali derin bir nefes alıp omuzlarından tuttuğu gibi karşısına geçirdi onu. Parıl parıl bakışları Yavuz'un yüzünü turlarken "Benimle evlenir misin?" diye soru haline getirmişti isteğini. Yavuz bir an ne dediğini bilememiş ağzını açıp açıp kapatmıştı. Sonra sesini bulabildiği kadarıyla konuşmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Metrisin Önü (b×b)
Novela Juvenil'bir tek seni sevdim, gerisi yalan...' Ali ve Yavuz çocukluk arkadaşıydı. Düşman olmuşlardı.