bölüm şarkısı: sezen aksu- firuze
Ali yine Yavuz'un iş yerinin önünde bekliyordu. Son derece heyecanlı ve kıpır kıpırdı. Uyandıktan sonra önce her şeyin gerçekliğini sorgulamış rüya olmaması için dualar etmişti. Yavuz'a kısa bir mesaj atmıştı "Akşam geleceğim." diye. Yavuz sadece "Tamam." demişti. Ali sadece tamam mesajına bile kalbi ağzında bakmıştı.
Kalkıp hazırlanırken son derece özenli davranmıştı. Evdekiler onun bu değişen ruh haline şaşkınca baksa da ağızlarını açıp bir şey diyememişlerdi. Hepsi pişmanlıkla dolarken en çok da Cevo korkuyordu Ali'nin bir daha onunla konuşmamasından. Oysa sadece arkadaşının daha fazla acı çekmemesini istemişti. Belki hiçbir şey bilmezse unutur sanmıştı. Yavuz'la beraber olmak ona acı verecek gibiydi. Çok pişmandı.
Ali ise arkadaşına son derece kırgındı. Kendi suçunu kabul ediyordu. Bir kere geçmişe dönme şansı olsa orada o sokak lambasının altında Yavuz arkasını dönmeden ona sarılır hiç bırakmazdı. Hiç gitmezdi. En büyük suç ondaydı kabulleniyordu. Yine de arkadaşından beklerdi. Haber vermesini beklerdi. Ali öyle yapardı çünkü. Kardeşine kızamıyordu henüz on altı yaşında bir lise öğrencisiydi. Ne doğru ne yanlış algılayamayacak kadar küçük ve hayal dünyasında yaşıyordu. Ama arkadaşı onun yaşındaydı. Her derdini açmış her sızısını paylaşmıştı. Yavuz'un iki kere ondan tamamen gidecek olmasını söylememişti.
Ali kolundaki saate bakıp dizini daha da sallarken arabasına kalçasını yaslamış yarım saattir binanın önünde beklediğinin farkında değildi. Yarım saat önce gelmiş beş dakikada bir saatini kontrol etmişti. Ali'ye bu süre hiç de uzun gelmemişti. Sevdiğini beklemek böyle bir şey miydi? Saat de zaman da mekan da algısını kaybediyordu.
Son bir kez saatine bakacaktı ki önce ayaklarının hemen önündeki ayakları gördü. Yavaş yavaş kafasını kaldırırken en sonunda kara gözlere tutundu gözleri. Ali bir senede gözlerini kapatıp o gözlere kaç kere tutunduğunu bilmiyordu bile. Ne zaman uyumak istese kendi gözlerini kapatıp onun gözlerini düşünüyordu. Ali orada bir parça sevgi buluyor sonra uyuyordu. Bazen kara gözlerden yaşlar dökülüyor Ali hemen gözlerini açıyordu. Canı acıyordu öyle görmek onları. Ali hep gülmesini isterdi kara gözlerin.
"Erken geldin."
Yavuz dudaklarında bir gülümseme ona bakarken Ali her şeyi boş verip Ankara'nın göbeğinde olmalarını boş verip onunun gülümseyen dudaklarını öpmek istese de kendini tuttu. Dudaklarını kıvırıp "Öyle mi?" derken kelimeler kendisinden bağımsız çıkıyordu öylece ağzından.
Yavuz iş çıkışına bir saat kala sürekli camdan arabaları kontrol ediyordu. Yarım saat kala ise Ali'nin arabadan çıkıp kapısına yaslanışını görmüştü. Yarım saat ne kadar uzayabilirdi bilmiyordu o an Yavuz. Zaman geçsin diye projeleri on kere kontrol etse de her saate baktığında hala dakikalar olduğunu görüyor ofluyor pufluyordu. Daha sabah görüşmemişler gibi derin bir özlem duyuyordu. Hala daha Ali'nin varlığını kabul edemiyordu yanında bazen. Sanki her an tekrar gidecek gibi hissediyordu. Bunu da bir bedel olarak görüyordu. Hayatı boyunca korkuyla yaşayacak gibiydi. Ama artık her şeyiyle teslim etmişti kendini Ali'ye. Bir kez daha giderse bu kez ölmek için bile çabalamayacak sadece susacaktı. Yavuz aciz değildi. Ali'ye muhtaç da değildi. Sevgiye aç susuz bırakılmıştı. Ali düşünmeden sevgisini merhametini önüne sererken Yavuz ise ona bağlanmıştı. Düğüm kesilince ise yalıncak kalmıştı. Bir kere daha düğüm kesilse artık Yavuz kendinden bir parça kalmaz diye düşünüyordu. Kalan son bir parça ile tekrar düğümlenmişti zira.
"Yarım saat oldu geleli."
Ali biraz yaklaşırken Yavuz'un kokusunu da içine çekmişti. Yavuz bu hamleyi fark edip yutkunurken Ali'nin dudaklarına bakmaya başlamıştı. Aradaki cinsel gerilim ve romantizm hat safhaya çıkarken Yavuz'un karnının gurlaması ile ambiyans bir anda bozulmuştu. Ali şefkatle esmer oğlana bakarken Yavuz kızarmaya başlamıştı bile. Kahvaltıyı ayak üstü yaptıktan sonra bir daha kahve harici bir şey midesine girmemişti. Karnının guruldaması son derece normaldi ama yine de yüzünün kızarmasını önleyememişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Metrisin Önü (b×b)
Teen Fiction'bir tek seni sevdim, gerisi yalan...' Ali ve Yavuz çocukluk arkadaşıydı. Düşman olmuşlardı.