30. Bölüm

7.7K 426 351
                                    


*bölüm şarkısı: belki- dedüblüman

Ali üç gündür Yavuz'u görmüyordu. İlk gün pek bir şey anlamasa da son iki gündür fark ediyordu ki Yavuz'la üç gün bile görüşmemek onu çıldırtıyordu. İki gündür evde sinirli sinirli geziyor en ufak şeyden bile nem kapıyordu. Telefonla görüşseler bile Ali sınav haftası esmer oğlanın aklını karıştırmak istemiyordu. O yüzden telefon sohbetlerini de kısa tutuyor halini hatırını, bir şey isteyip istemediğini sorup telefonu kapatıyordu.

"Ya Cevo sen ne yavşak bir adamsın oğlum. Gözümün önünde taş çalıyorsun orospu."

Cevo alınmış gibi Kürşat'a bakmıştı. "Niye öyle diyorsun lan? Ben öyle bir insan mıyım? Alınıyorum."

Tarık bir tane ensesine geçirmişti arkadaşının. "Hadi lan ordan. Sana bir saat küfretmesek bana sövün diye yanıyorsun viagra almış dayılar gibi."

Cevo bıkkınlıkla az önce yandan almadığı ama diğer turda çaktırmadan gömleğinin koluna soktuğu taşı çıkarıp masaya koymuştu. "Kürşat kör orospu çocuğu yoldan geçen ananı tanımazsın benim aldığım taşa göz dikiyorsun hemen."

Ali tepkisizce onlara bakarken aklı yine Yavuz'daydı. Telefonunu çıkarıp daha on dakika önce attığı "Nasılsın zeytin göz?" mesajına hiçbir cevap gelmemişti.  Şimdi üç gündür ektiği arkadaşlarıyla 101 oynuyordu.

"Ne alaka piç? Miyopum ben."

Cevo, Kürşat'a kızgın kızgın bakarken Ali elinin altından yine taş araklamaya çalıştığını fark edince elinde yarım saattir dönderdiği zarı üzerine atmıştı.

"Oğlum sen ne biçim insansın lan? Bırak şu taşı."

Cevo önündeki ıstakayı ittirdikten sonra çocuk gibi kollarını birbirine bağlamıştı.

"Hiç tadı çıkmıyor amına koyayım böyle ya. Bari görmezden gelin pezevenkler."

Diğerleri de ıstakalarındaki taşları döktükten sonra Tarık, Cevo'ya bakıp sırıtmıştı. "Duramıyorsun değil mi lan hile hurda döndürmeden?"

Cevo önündeki ılık çaydan bir yudum almıştı. "En azından senin gibi dostum dediğim adamı satmıyorum kardeşim."

Tarık'ın kaşları çatılmıştı. Bir hafta önce Tarık, Semih'e babasının iş yerinde yardım etmişti Cevo'ya yemek ısmarlama sözünü unutup. Bir haftadır bunun lafını sokuyordu.

"Ne alaka yarram? İyi ki bir kere unutmuşuz."

Cevo sinirle bakarken bardağını sıkmıştı fark etmeden. "Hadi lan ordan." dedi ciddi ve sinirli bir ifadeyle. "Kaçıncı oldu. Oğlum madem gelmeyeceksin söz verme. Kaç saat seni bekledim soğukta."

Cevo ciddiyetsiz biriydi. Çoğu kez şakalar yapar arkadaşlarıyla eğlenmeyi severdi. Ama ne zaman ki çok değer verdiği insanlar onu ikinci plana atıp önemsiz görse çok fazla kırılıyor ve bunu öfkeye vuruyordu. Tam da şu an olduğu gibi.

"Abi özrümü diledim işte ne uzatıyorsun? Çocuk babasının dükkandaki hesap işlerinden anlamıyormuş yardımcı oldum. Derdin ne çocuk gibi bir haftadır ısıtıp ısıtıp önüme koyuyorsun?"

Ali ve Kürşat karışmadan onların tartışmasını izlerken Ali, Cevo'ya hak veriyordu. Tarık bu aralar içlerinden çok fazla uzaklaşmıştı. Ne zaman çağırsalar Semihlerin ortamına gidiyordu. Kendisinin bundan bir şikayeti yoktu. Her ne kadar can ciğer olsa da bu arkadaş grubunda en uzak olduğu kişi Tarık'tı. Ayrıca Yavuzlarla yemek yedikleri sırada Semih'in homofobik tavrına destek vermesi de bir tık uzak hissetmesini sağlamıştı. Başlarda bunun için pişman olsa da şu an arkadaşının aralarından kopuşuna şahit olduğu için kendini kötü hissetmiyordu.

Metrisin Önü (b×b)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin