25. Bölüm

8.8K 533 256
                                    

*bölüm şarkısı: sevdalılar beni anlar- ferdi tayfur

Ali izledi bir süre uzaktan ikisini de ara sokakta. Fevri hareket etmek istemiyordu ama bir yandan da gidip ikisini ayırmamak Yavuz'a bir yumruk atmamak için de kendini zor kontrol ediyordu. Ali, Yavuz'u öptüğünde Yavuz ona karşılık vermemişti ama durmuştu öylece. Sonraki yakınlaşmalarında ne geriye çekilmiş ne de ters bir şey yapmıştı. Şimdi gelip kızın birine romantik anlamda sarılıyorsa Ali bunu kabul etmezdi. Yine de bekledi ters bir şey yapıp geri dönülmez hatalar yapmamak için.

Yavuz kızdan bir süre sonra ayrılıp elini kızın omzuna koymuş sonra da kocaman gülümsemişti. Ali dişlerini sıkarken direksiyonu da fark etmeden sıkmıştı. Yanında sayılı defa gülümseyen adam insanlara gülümsemeler dağıtmıyordu. Ali dayanamaz gibi hissedince arabanın kapısını açmıştı ani bir kararla. Sokakta birkaç çocuk ve onların dışında biri yoktu. Ali inip arabadanın kapısını hızla çarpınca kız dönüp ona bakmıştı irkilerek. Bir saniye sonra da yavaşça Yavuz'un bakışları ona dönerken gözleri alev alsa da elini kaldırıp gülümsemişti.

"Selam gençler."

Yavuz ona anlamadığını belli ederek bakarken kız kızarmış gözleriyle Ali'yi süzüyordu. Ali biraz daha yaklaşıp yanlarına gelince Yavuz hâlâ tuhaf tuhaf bakıyordu ona.

"Merhaba. Kimsiniz? Tanıyor musun sen?"

Kız kısık sesiyle önce Ali'ye sonra Yavuz'a konuşurken Ali ters cevap vermemek için zor tuttu kendini. Yavuz kıza dönmeden "Patronum." derken Ali sarsılarak hayal kırıklığı ile bakmıştı ona. Arkadaş olduklarını düşünmüştü. Yavuz bakışları görünce "Arkadaşım aynı zamanda." diye telaşla konuşunca dudağına birden bir gülümseme koymuştu. Hayret ediyordu bu kadar kolay kendisini etkilemesine, bir sözüyle kendisini yerden göğe bahçeden batağa göndermesine. Yavuz bakışlarını kıza çevirip bir daha Ali'ye bakmazken iki kere kulağını kaşıdığını görmese utandığını anlamazdı bile. Gözbebekleri bu ayrıntı ile kocaman olurken kızı bosverip Yavuz'un dudaklarına orada yapışmamak için ellerini arkasına bağlamıştı.

"Çocukluk arkadaşıyız Yavuz'la? Çok da yakınız."

Kız Ali'yi beğeniyle süzüp kızarmış gözlerini eliyle silip elini uzatarak kocaman gülümseyince Ali bir an bakakalmıştı öylece.
"Helin ben de Yavuz'un okuldan arkadaşıyım. Grup ödevi yapıyoruz."

Ali birkaç saniye bekledikten sonra elini uzatıp kızın kendisine tezat küçük elini sıkmış "Memnun oldum." demişti. Kız daha çok gülümserken Yavuz kaşları çatık ikiliye bakıyordu.

Helin'le çok yakın değillerdi ama sonrasında aniden ölen annesinden bahsedip ağlamaya başlayınca Yavuz dayanamamış sarılmıştı ona. Şimdi arkadaşının Ali'ye attığı bakışları görünce dişlerini sıkmadan edemiyordu. Ali'yi patronum diyince kırıldığını anladığından arkadaşım diye tanıtacak kadar önemsiyordu. Birkaç gündür olanları düşünüyordu ve bir şeyleri içinde kabullenmeye başlamıştı. En azından duyguları olduğunu kabullenebiliyordu.

"Hiç bahsetmemişti Yavuz. Ne iş yapıyorsunuz?"

Ali içten içe gülümsemişti demek ki o kadar da yakın değillerdi işten bahsetmeyecek kadar diye düşünmüştü. Elini çekip gülümserken "Meyhanem var." demişti. Kızın gözleri kocaman olunca heyecanlanmıştı Yavuz dişlerini sıkmıştı.

"Ayy cidden mi? Ben gitmedim meyhaneye hiç çok merak ediyorum."

Yavuz ters ters kıza bakarken Ali onun bakışlarını görüp keyiflenmişti iyice. Biraz nabız ölçmek istemişti o an. Bir şeylerden iyice emin olmak için yapmak istemişti bunu.

Metrisin Önü (b×b)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin