Yarım Kalan Hikaye

7 0 0
                                    

Sağım solum Veda olmuştu. Benim Veda'm sadece benim Veda'm olarak kalacağına yemin etmişti. Daha fazla dayanamayıp radyoyu alıp yerden yere çarptım. Öfkemin tek suçlusu radyoymuşçasına  acısını çıkardım. Veda'yı hatırlatacak bütün geçmişimi silmiştim. Evet silmiştim silmesine de içimdeki ikinci beni öldürememişim.
Şimdi bir yerlerde geçmişim Veda'yı bana hatırlatıyordu. Bizim sevgiliye adım attığımız gündü. Söz vermiştik birbirimize ,  tutamadık sözümüzü ne acıdır ki onca yaşanmışlıklara rağmen ilk günkü gibi çok seviyorum. Kendime unuttum desem de meğer unutulmuyormuş.
Bana kalan sadece pişmanlıklarım   olacak.

Eğer kalsaydım da gururum, onurum, hissiyatım yerle bir olacaktı. ''Ben gitmeyi seçtim adı aşktı karma karışık duyguları besliyordu. Zamanla beslediği duygularında katili oluyordu.'' Nasıl bir çelişkidir Allah'ım çıldıracağım. Seda sesi duymuş olsa ki odanın kapısını açıp içeriye geldi. Zaten uzakta değildi yani başımda idi. Artık endişe etmeye başlamıştım. Bir battaniye alıp kapı önünde uykuya dalacak öyle bir izlenim bırakmıştı. Sessiz ve sakinliğini koruyor kırılan radyo parçalarını toparlayıp çöpe atıp odaya geriye dönüp kahvaltı tepsisi alıp çıkarken ;
"Dışarıda çok güzel bahar havası var. Her yer mis , yem yeşil kokuyor. "

İki yıl olmuştu o talihsiz kazadan sonra yanımda yardımcı olarak çalışıyordu. Her gün aynı konu aynı cümleler beni odadan dışarıya çıkarmak için çırpınışları yersiz kalıyordu. Dışarıya çıkınca ne değişecek sanki karanlık dünyam aydınlanacak veya yeniden sevilecek miydim?
Diğer bir deyişle beni bu halimle kim, kimler sever kabul ederdi.
"Bıkmadın mı aynı cümlelerden, her gelişinde tekrarlıyorsun. Ben seni azarlamaktan bıkmadım hatta bana zevk veriyor. Siz kadınlar sevilmeye layık değilsiniz. Sizin düşmanınız kendi cinsinizdir. Biz erkekleri peşinizde deli divane edip çekip gitmeyi çok iyi biliyorsunuz. Arkanızda bıraktığınız enkaz umurunuzda olmuyor. Bencil varlıklarsınız evren ve dünyadaki bütün erkekler deli divane peşinizde pervane olsun istiyorsunuz. Yerine gelmeyen bir arzunuz isteğiniz olunca gönlü yakıp yıkıp kavurur sonrasında koca bir özür ve pahalı hediyeler bekliyorsunuz. Kimsenin ahı kimsede kalmıyor. Herkes bir yerlerde yaşayıp bedelini ödüyor. Söyle bakalım sen neyin bedelini ödüyor kimin ahını aldın ?
Ah ah ! Siz kadınlar yok mu anlamak çok zor.

Olur neden oldu ben böyle olsun istemedim der memnuniyetsizlik diz boyu. Haydi diyelim istenilen olmadı neden olmadı neden unuttun beni artık eskisi gibi sevmiyor musun? Kaprisleriniz tekrardan başlıyor. Haddinizi aşmakla kalmıyor insanın geriye kalan ömrünü yiyip bitiriyorsunuz. "

Ne olduğunu anlamadım. Yere yığılan çatal bıçak sesleri geldi. Ters bir şeylerin olduğunu anlamıştım. O narin sesin yerine sert uyarı tadında konuşma gelmişti.
" Evet bıktım senden bencil konuşmalarından, sadece kendi düşüncelerine önem veren, küstah bir insan karşımda duruyor. Yalan dünyada sadece acıyı çeken tek insan sizmişsiniz gibi konuşuyorsunuz. Yaşadıklarınızın bedelini bana ödetiyorsunuz ve de kız arkadaşınızı sorumlu tutuyorsunuz. Tutmakla kalmıyor bütün kadınlara hakaret ediyorsunuz. Peki siz bir kez olsun ayrılırken sevgilinizi dinlediniz mi? Tek suçlu o mu?
Siz suçlu değil misiniz?
Hiç düşünmeye zamanınız oldu mu? Adil bir insan olup üzümü çöpünden insan  gibi ayırabildiniz mi?
Sizin kendinize hayrınız yok. Belki bende sizin yanınızda mecburiyetten kalıyorumdur. Gidecek, sığınacak yerim, yurdum, atam yoktur. Sizin kendinizi hayrınız yok ki bana hayranınız dokunsun."
"Sus! "
" Susmuyorum...Susmayacağım. "
" Kes sesini! "
"Ben kessem sesimi ne olacak vicdanının sesini susturabilecek misiniz?
Yaşanan hayatta tek kör insan siz değilsiniz. Karanlık dünyalarını kendilerine karartmıyor, bir mum ışığı kadar umut bulup sarılıyorlar. Peki siz ne yaptınız hayata küsüp kendinizi iki yıldır yalnız bu odaya kilitleyip ufacık pencereden bakmak, istediniz şekilde bakıp, görmek istediğinizi görüyorsunuz. Yapmayın yaşanan  her neyse özgür bırakın.
'' Geçmiş geçmişte kalsın gelin yarım kalan hikayeyi   yeniden yazın '' . Şimdi ben de sizi yalnız bırakıyorum. Bahçeye çıkıp bahar yeşilinin tadını çıkaracağım. "
" Defol! "

Yerdeki tabak, çanakları toparlayıp odadan dışarıya çıktı. Benimle hiç böyle konuşmazdı. Son konuşmamdan rahatsız olmuş olsa gerek ki cesarete geldi. Onu da aşktan yana canı  yanmış. Herkesin bir derdi var dertsiz kul yok. Öfkeden deliye döndüm. Çok kızgındım hangi deli cesaretine gelmişti. Benimle böyle konuşmaya hakkı yoktu. Yaşadıklarımı bilmiyor bilmediği halde de konuşuyordu. Herkes yaşadıklarından sorumlu idi. Aslında hayat hikayesini de merak etmeye başlamıştım. Cam kenarındaki masaya geçip sandalyeye oturdum.

🌸Yaşanmışlıklarımız geçmişimiz bizim bencil olmamıza neden olabiliyor. Acıların bizde baki kalacağını düşünüyoruz. Hayata küsüyor isyan bayrağını çekiyoruz. Kime göre neye göre... Evet canımız yanıyor amenna ama unutuyoruz ki bu dünya ya bir kere geliyor sadece bir defa yaşama hakkı veriliyor. Unutma hayatı nasıl yaşamak istiyorsan o şekilde yaşa. Siz hayata değil, hayat size teslim olsun... 🌸

VEDA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin