Aşk kokan havayı gözlerimi kapatıp derin nefes alıp ciğerlerime çektim. Paslanan kalbim çiçek açmaya başlamıştı. Gözde görülebilen ve görülmeyen bütün varlıklar çok güzeldi. Kainatı yaradan Ya Rabbi'me şükürler olsun. Veda'yı karşıma çıkardığına göre elbet bir bildiği vardı. Yaşadığımız ve yaşayacağımız hiç bir an nedensiz değildir. Şimdi bütün kalbimle dua ediyorum benim imtihanım değil şükrüm olmasını diliyorum. Sönen ateşi tekrardan harladım. Soğanları ve biberleri ince ince doğrayıp tavaya yeterince yağ ekleyip yanan ateşin üzerine bıraktım. Bir taraftan da semaver yakıp çaya hazırlık yaptım. Domateslerin kabuğunu soyduktan sonra ince ince dilimleyip hafif pembeleşen soğan ve biberlere ekledim.
Çay demleyip göle karşı küçük masayı hazırladım. Kahvaltılıkları hazırlayıp ocaktan inmeye hazır olan melemenin üzerine iki yumurtayı kırıp ekledim. Bir gün böyle güzel olabilir mi?
"İnsan mutlu olunca ilk önce kendini sonra da çevresini güzelleştiriyormuş. Kahvaltı masasını ve bendeki güzelliklerinin yegane temeli Veda'm idi. Her şey onunla güzelleşiyor ve hayat buluyordu. Kahvaltı hazırdı tek eksik olan uyuyan güzel prensesim Veda idi. Seslenmek için arkamı döndüğümde hayatıma güzelleştiren güzellikle karşılaştım. Sırtını büyük çam ağacına dayamış ellerini bağlaç şekilde koynuna toplamıştı. Bal köpüğü saçlarını at kuyruğu yapmış açık kahve rengi gözlere kalem çekilmiş, rimel sürülmüştü.
Dudaklarına hafif sürülmüş gül kurusu renginde ki ruj tenine renk katmıştı. Üzerinde beyaz askılı elbise vardı. Bel kısmına kadar düz gelen elbise bel kısmından aşağıya doğru genişliyordu. Topuk kısmına kadar inen uzunluğu vardı. Ayağında yaklaşık beş santim uzunluğunda beyaz topuklu ve bağcıkları bulunan ayakkabıları vardı. Ayakkabılarında bileklerine dolanan bağcıklar bulunuyordu. Yüzünde her zaman bulunan eksik olmayan papatya misali açan gülücükler günüme renk veriyordu. Güzellik karşısında dilimi yutmuşçasına bakıyor, bakıyor ama göremiyordum. Gözlerim kör değildi ancak görebilen kördüm.
Veda doğrulup bana doğru yürüyüp yakınlaşıp karşımda duru verdi. Işıl ışıl parlayan gözlerle önce hazırladığım kahvaltı masasına doğru bakışlarını yöneltti. Gül kurusu dudaklar konuşmaya başlamıştı. "Teşekkür ederim her şey güzel görünüyor. Şimdiden ellerine sağlık" dedikten sonra sol yanağıma öpücük kondurup geriye doğru çıkıp gözlerime baktı. Hafif esinti başlamış esinti ile beraberinde bal köpüğü saçlara havada uçuşuyordu. Bir kaç tutam saçları yüzünü kapatıyordu. Yüzünü kapatan saçların arasından aşkla bakabilen gözler vardı. Benim öldüğümün bittiğimin kanıtı idi. Bakışları kalbimi yerinden söküp almıştı. Bütün vücudum kaskatı kesilmiş kımıldamaya mecalim yoktu. "Bir can borcum vardı Allah'a ama vücudumun üzerinde duran kellemi verebilirdim Veda'ya..."
Yanımdan kuş misali süzülmeye başlamıştı. Rüzgar nazlı edası ile esintisine devam ediyordu. Gövdemi benden uzaklaşan güzele doğru çevirdim. Uzaktan izlemeye başlamıştım. Yeşilliklerin içinde yürüyen "Beyaz Gelincik" ti. Yerdeki yeşillikler ayak bağcıkları ile dolanan ince bileklerini kapatıyordu. Elbisesi rüzgarın etkisiyle yan kısımları arkaya doğru havalanıyordu. Güzelliği yedi cihana bedeldi. Bense önünde minik adımlarla yürüyen güzele yedi cihana bedel aşkla seviyordum . Süzüle Süzüle göl kenarına doğru yürüdü. Göl kenarına gelince durup etrafı izlemeye başlamıştı. Ne düşündüğünü açıkçası merak ediyordum. Derin düşüncelerinde bana da yer var mıydı?
"Sorumun cevabını alabilmek için neleri veremezdim ki Veda'yı uzaktan sevmek başka güzel, ayrı bir heyecanı vardı. İlk Görüşte aşk denilen kavrama inanan var mı? Mesela ben inanmazdım taki aşk karşıma çıkana kadar. Bir çare gönlüm önümde duran güzele fena halde tutulmuştu. Yıldırımdan daha şiddetli idi."Düşünceler içinde hızlı adımlarla sevdiğim kıza yaklaştım. Bir nefes yakınına gelmiştim. Parfümünün kokusu ve teninin kokusu birleşmiş değişik kokuyu oluşturmuştu. Oluşan kokunun ismini yeni öğrenmiştim." Veda artı aşktı.. " Kokuyu gözlerimi kapatıp ciğerlerime kadar çektim. Kapalı olan gözlerimi açtıktan sonra Veda'nın sağ tarafına geçtim. Aynı düşünceler içinde göle doğru baktık. Güneşin altın sarısı ışıkları gölde beyaz yıldızları oluşturmuştu. Işıldayıp parlayan irili ufaklı beyaz yıldızlar...Yanında duran güzelle aynı pencereden aynı doğrultuya belkide bir noktaya bakıyorduk.
Uzun süre sessizlik oluşmuştu. Bugün ikimiz de sessizlik hakimdi. "Benim kaldığım nokta belli idi sıcacık kucak ve okyanusun derin surlarında kaybolmuşçasına öptüğüm dudaklar. Veda başka bir şeydi mesela güneşli havada yağmuru aramak, çölün ortasında serap görmekti." Rüzgar sessizliğime eşlik ediyordu. Ben daha fazla dayanamayıp sessizliği bozmuştum."Benim karnım zil çalıyor kahvaltı bizi bekliyor."
Veda da aynı bakışlar hakimdi beni duymamış şekilde bakıyordu. Canlı bedeni kaybolmuştu.
"Veda " diye seslendim bom boş gözlerle bana bakmıştı.
"Efendim..." dedi.
"Kahvaltı bizi bekliyor."
"Pardon dalmışım sessizlik benim kendimle verdiğim savaştır. Bekleyen kahvaltıyı bekletmeyelim."
Benim soru sormama fırsat vermemişti. Aslında kendi de farkında idi soru yönelteceğimi biliyordu. Bu yüzdendi kaçar gibi gidişi.🌸Zana'nın hissettiği duydular her aşığın hissedebileceği duygular değildir. Ancak gerçek duygularla bakıp görebilen aşıklar yaşayabilir . 🌸
![](https://img.wattpad.com/cover/322378952-288-k715164.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VEDA
Teen FictionSon zamanlarda konuşulan cümle, "GİDENE Mİ ZOR KALANA MI?" Veda'yı okuduğunuzda aslında kullanılan cümlenin anlamı olmadığını farkına varacaksınız. Yaşanmış gerçek aşk varsa eğer bırakmak mümkün değildir. Aşkı dibine kadar yaşıyacağınız kitap geliyo...