Seda aslında ne biliyor musun? Bir insandan nefret etmek ve kötülemek inanılmaz derecede kolay bir bakış yeterlidir damga vurmaya , insanları harcamak çok kolay da kazanmak çok zor. Bir ağaç düşün yüz elli senede büyüyor ulaşılması gereken yüksekliğe yükseliyor ancak kesilmesi, biçilmesi, budaması, saniyelerini alıyor. Yerine yeni bir ağaç ekip büyümesi de yılları alıyor. İnsanlar kefen biçer gibi ömür biçiyorlar. Kiminle nasıl yaşlandıklarına değil de nasıl yaşadıklarına bakıyorlar. Unutmak içinde yaşanmışlıklarını gözden geçiriyorlar ve böylelikle unutması kolay oluyor. " "Neden sen de yaşadıklarına bakmıyorsun? Seni bu hale getireni unutmuyorsun..." "Ben Veda'yı unutacağım öyle mi? Benim denemediğimi mi düşünüyorsun ?Tek şahidim sensin ben Veda'yı unutmak için sevmedim. Benim bundan sonraki hayatım" Uzun yalnızlık" olacak. "Adı aşktı unutmak mümkün olmayacaktı." "Sonrası ne oldu geceniz nasıl geçti." İri közlerin üzerine sebzeleri yerleştirdik. Semaverin kaynayan suyu ile çayımızı demledik. Gece sessizleşip ıssızlaştı. Serinlik düşmüş, beraberinde serin rüzgarı getirmişti.
Çevreden yükselen hayvan sesleri keşfedilmeyi bekliyordu. Şarkı söyleyen kuşlar vardı. Veda ile aynı hizada yüzümüzü ormana doğru dönüp söylenen kuş dilindeki şarkıları dinlemeye başladık. "Tercüman yoktu, yargı yoktu ve söylenen şarkılarda yalan da yoktu" . O hayat dolu kız gitmiş gözleri uzaklara dalan kız gelmişti. Yüzünde hüzün vardı değişen ruh halini yüreğime kazıdım. Acı dolu bakan gözleri dert olmuştu kalbime. Cesaret edip soramadım. Dudakları titriyordu titreyen dudaklardan bir harf dökülse eminim ki devamı da gelecekti. Kendini sıktığı her halinden belli idi. O gerginliğini üzerinden atması için sorular sorup konuşturmalıydım. Mutlu etmeliydim ama nasıl?
Düşünmeden sorular yönelttim.
"Ne güzel şarkılar söylüyorlar belki de sevdiğine dökülen kuş dilinde sevgi dolu cümlelerdir."
Saçma bir konuyu ele almış olabilirdim. Ben de farkındaydım üzerindeki kara bulutları dağıtabilseydim bana yeterdi. Başarılı da olmuştum kısa sürede kendini toparlayıp bakış açısını değiştirip boğazını temizleyip konuşmaya başlamıştı.
" Olabilir güzel de söylüyorlar beni etkiledi."
"Vücudumu Vedaya doğru çevirip sorumu yönelttim.
" Veda sevdin mi? ''
Kuşların kuş dilindeki şarkıların gazına gelmiş soruyu yönelttim. Ağzımdan çıkıvermişti. Ok yaydan bir kere çıkmış cevabını bekliyordum. Güzel kız yüzünü bana çevirip gözlerime baktığı an bütün dünya bende durdu. Gecenin karanlık gölgeleri yüzüne yansımış güzelliğini ayrı bir güzellik katmıştı. Gözleri başka güzel bakıyordu. Güzel bakan gözleri aşık olmamak mümkün değildi. Ben ise artık aşktan kaçınmayacağını öğrenmiş, kaçmak yerine yaklaşmak için kendimi aşkın kollarına bırakacaktım. Sorduğum soru beni korkutmuştu. Evet kelimesini duymak beni öldürebilir. Sessizce bildiğim bütün duaları okumaya başlamıştım.
"Yok olmadım. Hayatımda şu anlık herhangi biri yok fakat olmayacak anlamına gelmiyor. Ben de sevmek, sevdiğimin bağrında bir ömür kalmak istiyorum. Serçenin hikayesini biliyor musun?"
" Serçenin hikayesi mi?
"Evet."
"Hayır..."
"Anlatayım..."Bizden birazcık uzakta duran gruptan canlı müzik başlamıştı. Gitar eşliğinde ateş başında eğleniyorlardı. Duygusal müzik eşliğinde Veda anlatmaya başlamıştı.
"Bir gün delikanlı sevgilisiyle buluşacaktı. Buluşmalarının amacı beraber iki yılı paylaşmaları ve bunu kutlamaları idi. Ne alacağını düşünüyordu. Hediye almak istediği manevi değeri büyük bir hediye olsun istiyordu. Bir kristal gül almaya kara verdi . Kristal gül almaya giderken bir küçük çiçekçi kız önüne çıktı. Bu kızın ısrarlarına dayanamayıp elindeki gülleri sepet ile birlikte alıp taksiye bindi. Sevgilisinden mesaj gelmişti çok sabırsız ve heyecanlıydı. Bindiği taksinin çok süratli gittiğinin farkına vardı ama onun için önemli değildi. Çünkü ne kadar çabuk yetişseydi onun için o kadar iyi idi... Sonucunda büyük bir kaza oldu ve gözlerini açtığında ise kendini ve her tarafı beyazlar içinde gördü.
Öldüğünün farkına vardı ve yanına gelen melek onu cehenneme götürmeye geldiğini " son isteğinin ne olduğunu sordu?
O ise son kez " sevdiğimi göreyim dedi. "Melek şaşırdı çünkü bugüne kadar herkes cehenneme gitmek istemediğini söylemişti. Bu ise sadece o anda bile ise sevdiğini düşünüyordu. Yanındaki melek onun günahlarına baktı ve hiç bir günahı yoktu. Neden cehenneme gönderilecekti çünkü Allah 'ın yarattığı bir kulu Allah'tan çok sevmesiydi. Melek hayretler içinde ilk defa böyle bir şeye şahit oluyordu. Delikanlının dileğini yerine getirdi. Onu serçe olarak dünyaya gönderdi. Öldüğü yere gitti oradaki polisler gül sepetinin ve içindeki notu kıza verdi. Kız ise ağlamaktan göz pınarları kurulmuştu.
Aradan aylar yıllar derken tam iki yıl geçmişti. Delikanlı serçe olarak dünyada her gün sevdiğini takip ederdi. Onun penceresine konardı. Kız bir gün bir erkekler tanışmıştı ve ilk defa o erkek onu güldürmüştü. Genç kız evine gittiğinde odasına çekilip ölen sevgilisinin fotoğrafını ve o iki yıl önceki gül sepetinin içindeki notu eline almıştı gözlerinden yaş akıyordu.
Notta şu yazıyordu : ''Seni iki yıl değil bir ömür boyu seveceğim''
Kız bu yazıyı okuyunca ağlamaya başlamıştı. Serçe de aynı zamanda pencerede onu izlemekteydi. Genç kız kendi kendine şu sözleri söyledi :
" Affet beni bir tanem ben sözümü tutamadım. Bugün biriyle tanıştım ve senden sonra ilk o beni güldürdü. Ben sözümü tutamadım aşkımıza sadık olamadım ben artık ''onu'' seviyorum diye konuşmaya başladı. Bunları duyan serçe kızı izliyor söylediklerini duyuyordu. O anda melek serçenin yanına gelerek :
''Sakın haa ağlama! Bilirsin serçeler ağlarsa ölürler dedi''
ve serçe son kez sevdiği kıza bakıp göz yaşını bıraktı!
Artık onun bundan sonra gidecek yeri de kalmamıştı ....
Evet ben serçe tadında bir aşk hikayesini istedim. Aşk bende kolayca bitmeyecekti. Unutmak için sevmeyecektim. Serçenin gözyaşı kadar sevmek ve sevilmek istedim. Çünkü serçeler ağlayınca ölürmüş. Bu durumun bilimsel açıklaması ve kanıtı olmasa da ben inanmak istiyorum. "Ben ölünce sevmesin, sevdiğim öldüğünde de ben sevmeyeyim. " bunun adı bencilikse eğer bencilim. Seviyorsam sevdiğim insanın bana dokunduğu hislerle başkasına dokunma olasılığı düşünmek beni öldürmekten beter eder. "
İşte aradığım aşktı. Kalbime şimşek tadında oklar saplandı. Benim yıllardır aradığım aşka aşık olmuştum. Gitar çalan genç bizi duymuşçasına bir şarkı patlattı. Genç delikanlının sesi notalardan acı dolu çıkıyordu.
(Not: Serçenin hikayesi alıntıdır. Salih Yıldırım'a aittir)
Değerli okuyucularım sizin de başınızdan serçe tadında aşk geçti mi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VEDA
Novela JuvenilSon zamanlarda konuşulan cümle, "GİDENE Mİ ZOR KALANA MI?" Veda'yı okuduğunuzda aslında kullanılan cümlenin anlamı olmadığını farkına varacaksınız. Yaşanmış gerçek aşk varsa eğer bırakmak mümkün değildir. Aşkı dibine kadar yaşıyacağınız kitap geliyo...