Farkındalık

6 0 0
                                    


  Evimin içerisinde sessiz fırtınalar kopuyordu. Sanki cenaze çıkmış, siyahları giyinmiş yas tutuyordum. Beynimde dolaşan anlamsız düşünceler oluşmuştu.
Gerçekten gitmiş olabilir miydi?
Kızcağız haklıydı...
Veda'nın açtığı yaraların hesabını bakıcımdan çıkarmıştım. Yalnızlık ilk kez beni korkutmuştu. Yalnız , duygusuz, ruhsuz bir adamdım. Kalp denilen organ zaten yoktu. Yalnızlığın ölüm sessizliği içimi ürpertmişti. Gidip gitmediğini seslensem anlayacağım gururuma yediremiyordum. Bahçede olacağını söylemişti galiba hissiyatım yok olmaya başladı. Kaderime düşen beklemek ara öğünüm gelince nasılsa öğrenirim. Gitmiş olsa da başımın çaresine bakarım. Başa gelen çekilir.  

   Masadan kalkıp yatağıma doğru yürüyüp uzanıp gözlerimi kapatıp uyumak istedim. Ben bu saatte uyuyamazdım. Yorgun düşen gözlerim hızlıca kapandı. Aradan kaç saat geçti bilmiyorum saçlarımda dolaşan bir el hissettim. Tıpkı Veda'mın elleri idi. İnce parmakları, avuç içi yumuşacık inanılmaz huzur veriyordu. Ben yanındayım derecesine ruhumu okşuyordu. Uykudan uyandıran ses yardımcıma aitti . Seda beni bırakıp gitmemişti. Çocuk gibi sevinmiştim. Gitmeyişi bana verilen hediye idi.

   Garip bir şey olmuştu bende kendi kendime söz verdim. Huysuzluk etmeyeceğim, canından bıktırmayacağım. Uykulu gözlerimden kurtulup yatağın üzerinde oturup bana uzatılan meyve tabağını alıp küçük kesilmiş dilimleri yemeye başladım. "İçimdeki ikinci mutlu çocuk uyanmıştı .'' Dünyaya bam başka gözlerle bakmaya başlamıştım. Benim aklımı başıma getirin o konuşmayı önceden yapsaydı diye düşündüm. Belli ki bakıcım bana gönül koymuş sessizliğini bozmuyordu. Önceleri susan taraf ben olurdum. Türlü türlü bahaneler bulup konuşmamı sağlayan kişi şimdi ise susuyordu. Canı yanmış belliydi. Odanın içinde yankılanan çatal ve bıçağın ses yapmasını istediğim için meyve tabağına dokunduruyor konuşmasına teşvik etsem de yeterli olmuyordu.

   Dolaylı yoldan konuşmayacağını anlayınca ben konuşmaya başladım. "Teşekkür ederim...
Dedim bu sefer başardım beni bırakıp gitti ve sen gitmedin. Benimle kaldın teşekkür ederim."
Cümleleri nasıl kullandım inanın ben de bilmiyorum. Korktum kendimle yalnız  kalmaktan korktum. Seda bitmiş olan meyve tabağını alıp dışarıya çıktı. "Farklı duygular uyandı unutulmuş  , terk edilen nasır tutmuş duygular ... ''

   İçimde yumuşacık duygular pamuk ipliğini bağlı bıraksan kelebekler misali uçup gidecek, tutsam elimde yok olup yine beni hüsrana uğratacak. Hisler ve düşünceler kurt izini karışmışçasına belirsizdir. Benim gibi yarınlara umutsuz bakanlar  için duygular, hızlı atan kalp ritimleri fazlaydı. Kendime verdiğim yeminlerin hatırlamanın zamanı gelmişti. Sessiz sessiz küs şekilde gün bitmişti. Odanın camına vuran hafif bir rüzgar vardı. Veda'mın incecik sesine benziyordu. Her gece söylediği şarkıları ile uyur, konuşur, sıcacık bedeni üşüyen bedenimi ısıtırdı.

   Vücudumun tenini ısıtmasını geçtim ruhumu ısıtıyor ,  ısıtmakla kalmıyor doyuruyordu. Doyurucu özelliği vardı. Veda'nın yanındayken bildiğim bütün güzellikleri unutuyor unutturuyordu. Ayaklarım yerden kesilir asla hayır diyemezdim. Hayır diyebilmek mümkün değildi. İpek kadar yumuşacık kalbi vardı. Beni gökyüzüne çıkarır bulutların üzerinde uçururdu. Anlatsam kelimeler yetersiz kalır. Anlatılmaz bir varlıktı omuz hizasına kesilmiş bal köpüğü renginde hafif dalgalı saçları, açık kahverengi gözleri bir gülüşü vardı ki sormayın gitsin. Dünyayı dize getirecek bal tadında sıcaklığı vardı. Ve ben bal tadındaki sıcaklıktan mahrum kaldım. Tek kızdığım nokta şuydu.

Zamanla aşk biter belki gönül bu ya başka çiçeklere konmak ister. Kalp yanılabilir başka kalbe heyecanla çarpabilir beni bu hale getirmeye hakkı yoktu. Söyleseydi bana başka birine duygularının aktığını aradan çekilirdim. Sevdiğime karşı bencil olmadım olamazdım. '' Aşk bitmişse bitmişti artısını , eksisini konuşmak yersizdi .''Bak yine öfkelenmeme neden oldu ben yakın arkadaşımın Burak'ın yakınlaşmalarını görmeye hak etmedim. Körlüğümün tek sebebi Veda idi. İlk dönemlerde kabullenmek zor oldu. Renkli ışıklardan alıp seni karanlığa bırakıyorlar kolay anlatılacak bir durum değildi. Asıl önemli olan neydi biliyor musunuz? Gönül, kalp gözü körlüğü idi. Gönül nasır tutmuşsa bir kere nasırdan kurtarmak zordu. Kalp körlüğünün ilacı da tedavisi de yoktu.

Evet ben kördüm nakil yapılabilirdi. Ben ise şiddetle reddettim. Çünkü çıplak gözle görülen sahte insanları görmek istemiyordum. Kabuğuma çekilip ruhumu dinleyip yaralarımı iyileştirmeye çalıştım. Söylediklerimin hiç birini yapamadım. Her geçen gün nefretimden, kinimden bir an eksilmedi. Sorular sorup kendim cevapladım. Her cevapta kendi kendimi dolduruyor zor olan hayatımı daha da zorlaştırıyordum. Unutmak mı unutmamak mı aslında ne yapmaya çalıştığımı ben de   bilmiyordum.

🌸Unutmak kolay olsaydı eğer şu anda kalbimizde iz bırakmış insanların hayallerini ve anılarını gözlerimizde canlandırmazdık. Buğulu gözlerle geçmişe bıkıp samimi duygularla çok özledim seni deyip geleceğin günü bekleyip geçen günlerin üzerine gelmedi yazıp bir çizik atıp ağlamazdık... 🌸

VEDA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin