Ve artık benim beklemeye tahammülüm yoktu. Bir an önce hastaneye gidip sevdiğime kavuşmalıydım. Koşar adımlarla bahçeye doğru ilerleyip demir kapıyı açtım. Çan çalınca soluma doğru dönüp çalan çana baktım. Gülümsememe neden oldu. Veda'yı bulacağıma dair ümit bir coşku vardı. Kendimi yoldan geçen ilk araban önüne attım. Araç ani fren yaparak durdu. Şoför konuşmaya başlamıştı. "Kardeşim kendini öldürtmek mi istiyorsun?
Git belanı başkasından bul."
"Yok ben yaşamak istiyorum." "Buradan bakınca öyle görünmüyor, yaşamak istiyorsan neden önüme damdan düşer gibi atladın."
"Benim Mümine Devlet Hastanesi Göz Kliniği'ne bırakabilir misin?"
"Nedeni şimdi anlaşıldı. Atla gel."Araç kırmızı kamyonet ve oldukça eski idi. Bozulup yolda kalmayız diyerek mırıldandım. İstemeyerek duran araca binip uzaklaştım. Şoför iri yaralı orta yaşlılardan biriydi. Kıyafetlerine bakılınca maddi durumu iyiye benzemiyordu. "Delikanlı söyle bakalım kim hasta?" "Anlamadım." "Hastaneye gidiyorsun ya dedim kim hasta?"
"Hasta biri yok."
"O zaman sen hastasın."
"Yok ben de hasta değilim."
"Ziyaret diyelim."
"Evet..."
Şoför çok meraklı çıkmış sorularına sıkılmıştım. Benim istediğim sadece sükunetti Veda'yı düşünüp yaşamak istiyordum. Sorulan sorular fazla gelmiş ben konuşmak istemiyordum. Şoför soru soruyor kendi konuşup kendi cevaplıyordu. Ben sessizdim. Ağzından güzel bir cümle çıkmıştı.
"Genç hastaneye geldik."
"Efendim."
"Seninle işimiz var. Sağına bak." "Sağıma baktığımda hastaneye geldiğimizi görmüştüm. Araç durmuştu farkında değildim.Benim aklımda fikrimde sadece Veda vardı. Şoföre teşekkür edip inip koşarak hastaneye girmiştim. Asansörü beklemeden koşarak merdivenden çıkıp Suat Bey'in odasına doğru koştum. Odasına gelip kapıyı çaldım. İçeriden "Gel" diye sesi gelince heyecanla kapıyı açıp içeriye girdim. Suat Bey kahvesini yudumluyordu. Beni bekliyor gibi havası vardı. Soru sormadan masanın üzerindeki duran arabasının anahtarını eline alıp "Zana Bey hazır mısınız ?"
"Gidelim dedim." Benim derdimi anlamış Ve sevdiğime götürecekti. Hastaneden çıkıp arabaya doğru ilerleyip bindik.
"Veda nerede nasıl?
" Gidince görürsün dedi. "
" Sesinde kızgınlık vardı. Bana tahammülü yoktu ama neden. Yolumuz Kırklar Mezarlığına doğru gidiyordu. Şaşkınlığım birebir artmıştı. Suat Bey'in Ne yapmaya çalıştığını anlamış değildim. Derdi neydi ve ne yapmaya çalışıyordu. Ben mezarlığa değil sevdiğim kıza gitmek istiyordum.Olup biteni aklım almıyordu. Gelebildiğimiz tek nokta kabristan olamazdı. Yolumuz bu yoldan geçiyor olmalı diye düşündüm ama yanılmışım. Suat Bey aracı durdurup kontağı kapatıp kapıyı açıp arabadan indi. Benim şaşkın bakışlarıma karşılık ;
"Araçtan ayrılmayı düşünmüyorsunuz? Yoksa inmeniz için özel davetiye mi bekliyorsunuz? Sessizliğimi korudum araçtan indim. Suat Bey konuşmasına devam etti." Beni takip et. " Bir müddet yürüdükten sonra yeni kazanmış mezarın yanına gelmiştik. Toprağı kırmızıydı çok dikkatimi çekmişti. Mezarın etrafında sarı papatyalar ekilmişti. Bense halen etrafa bakınıyor Veda'dan bir iz arıyordum. Veda'mı kavuşma heyecanım sessizliğimi bozmamı sağlamıştı. "Beni yanlış yere getirdiniz. Ben mezarlığa değil sevdiğim kadına kavuşmak istiyorum." "Hayır yanlışlık yok doğru yerdesin de aradığını bulabilir misin bilemem?" "Nasıl yani gelmeyecek mi?"
"İstese de artık gelemez."
"Veda'm gelmezse beni al sevdiğime götür."
"Ne o sana gelebilir ne de sen ona gidebilirsin. Gelebileceğiniz son noktadasınız." "Ne yani geldiğimiz "Son nokta" mezarlık mı? Çok saçma yeterince eğlendiniz beni al doğru adrese bırak. " " Yeter kes sesini Zara! Ne sanıyorsun sen her şey senin istekler üzerine mi kurulu. Zana Bey isteyecek gelinecek, Zana Bey isteyecek gidilecek. Yok öyle bir dünya şimdi gerçeklerle yüzleşmenin zamanı geldi. Bunca zaman Veda'yı suçlayıp durdun. Onun sana olan sevdasını yok saydın. Yaşananların tüm sorumlusunu Veda'ya yükledin. Veda ne yaptı her şeyi göz yumup aşkına, sevdiğine sahip çıktı. İsmini değiştirip çok sevdiği mesleğini bıraktı.Kimin için senin için değdi mi hayır değmedi. Zana sen hiç bir şey hak etmiyorsun. Veda dan alamadığın bir tek kuru canı kalmıştı. Onu da almayı başardı." "Sen saçmalıyorsun ne canı? " " Öyle mi ne canı?" Kolumdan tutup arkamda kalan mezarlığa doğru yüzümü çevirdi.
🌸Yarınlardan süzülüp kayıp giderken, bir bakış kaldı geriye içinde anıları saklı.🌸
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VEDA
Teen FictionSon zamanlarda konuşulan cümle, "GİDENE Mİ ZOR KALANA MI?" Veda'yı okuduğunuzda aslında kullanılan cümlenin anlamı olmadığını farkına varacaksınız. Yaşanmış gerçek aşk varsa eğer bırakmak mümkün değildir. Aşkı dibine kadar yaşıyacağınız kitap geliyo...