Gözlerde Kayboluş

3 0 0
                                    

Tabii çikolatalı pastayı tek başıma yemeyecektim. Aklım başıma gelince "buyurun oturalım."
"Oturmak mı? 
Öylece etrafına bakındı .  Ayakta olduğunu unutmuş hafif gülümseyip cevap verdi.
" Evet haklısın" dedi. Aslında kendi de farkında değildi. En az benim kadar heyecanlıydı. Yanakları kızarmış al al olmuştu. Gözleri güneşten daha parlaktır. Üzerinde siyah diz üstü kalem eteği ve beyaz gömleği boğazında lacivert kenarlarında kırmızı çizgileri bulunan fular vardı. Ben Veda'nın oturmasını bekleyip yanımızda mesafe olacak şekilde oturdum.  

Bir müddet sessizce bekledik. İkimiz de konuşmayı yeni öğrenen çocuklardan daha çocuktuk elimizde sadece oyuncağımız eksikti. At kuyruğu yapılan saçları güzelliğini ortaya çıkartmıştı. Ben daha fazla dayanamayıp konuşmaya başlamıştım. İçime işleyen sesi duymak için saçma sapan sorular soracaktım.
"Telefonumu bana getirdiğiniz için tekrardan teşekkür ederim. Hayatıma gelen yeni arkadaşımı yakından tanımak isterim."
"Ben Özel Yıldız Çocuk Anaokulun da öğretmenim. Mesleğe başlayalı bir yıl oldu. Çocukları çok seviyorum hafta sonları böcek, çiçek peşinde koşuyor bulduğum güzellikleri kareler haline getirip çocuklarıma anlatıyorum. Çocuklar bu yaşlarda çok meraklı oluyor yeni bilgiler öğrenmek istiyorlar. Böylelikle öğrenirken eğleniyorlar. "

Bir kez daha aşık olmuştum yaptığı işi önemsiyor ve seviyordu. Çocuklara ayrı bir düşkünlüğünün olduğunu fark etmiştim. O gün nasıl geçti ben de bilmiyorum. Uzun uzun yürüyüş yapıp çay içip simit yemiştik. Lüks hayata alışık değildi. Azla yetinmesini biliyor ufacık nesnelerden mutlu olabiliyordu. Çay ve simit onu nasıl mutlu etmiş o gözlerdeki bakış beni benden almıştı. Mutluydum beni mutlu eden güzelliği yakından tanımak istiyordum. Tekrar buluşmak için bahaneler düşünmeye başlamıştım ki beklemediğim teklif karşı taraftan gelmişti. "Yarın çocuklar için doğada gezintiye çıkacağım bana eşlik etmek ister misin?
Korkma sıkıcı bir insan değilim. Yaşamaktan keyif almayı, yanımdaki insanların da keyif alması için elimden gelenin fazlasını yaparım." Hayır demek mümkün müydü?
"Veda'nın bir tek gülüşü için ömrümü istese verebilirdim."

Bu sevgi dolu cümleleri duymak için çok erken olduğunu biliyordum ama bana o kadar içtenlikle geldi ki yıllardır tanıyormuşum hissini veriyordu. Yapılan teklifi geriye çevirmem mümkün değildi. Yanımda yıldırım hızıyla aşık oldum kız vardı. Ve bana doğru yürür müsün diyordu? Yürümek ne kelime koşar adımlarla gitmek istiyordum. "Aşk yolunda ilerliyor  yağan yağmurda şemsiye tutmadan iliklerime kadar ıslanmak istiyordum." Büyük bir heyecanla boğazımı temizleyip "Evet" diyebildim. "O zaman yarın saat dokuzda da Kuğulu Park'ta buluşalım."

Gözlerindeki o bakış her şeyi anlatıyordu. Artık emindim bendeki yerli yersiz duygular tek başına yapa yalnız değildi. En az Veda'da benim kadar yoğun duygular yaşıyordu. İlk bakıştı aşk denilen nesneye inanmayan hatta abartılı bulan ben şimdi ise yaşıyor olmam çok şaşırtıcı geliyordu. Sonu her ne olursa olsun adı gibi veda ile de bitse yaşayarak görmek istiyordum. Evrenin bana sunacağı hediyeyi  yaşamadan bilemezdim . "Bana sunulan sevgiyi doğru düzgün yaşamak istiyordum." Gün bitmiş akşam karanlığı bastırmaya başlamıştı. Evine kadar eşlik etmek için teklifte bulundum kabul etmemişti. Bende Kuğulu Park 'ta sevdiğim kızdan ayrılıp eve doğru mutlu şekilde ilerledim. Ağzım kulaklarımda dilim ise mutluluktan şarkılar söylüyordu.

Eve gelmiş duşumu almıştım kıyafetlerimi giyinip kendimi yatağa attım gözlerimi günün vermiş olduğu huzurla kapadım. Deliksiz çekilen uyku sonrası sabaha yedi otuzda uyanmıştım. Üzerime siyah keten pantolon, buz mavisi tişört ve beyaz spor ayakkabılarımı giyip apar topar evden ayrılıp aracıma binip Kuğulu Park'a doğru ilerledim. Erken gelmiştim o an anladım ki insan sevdiğini beklemeyi de seviyormuş. Meğer her halini seviyor insan özlemeyi, onsuz veya onunla geçen zamanı aşk denilen varlık böyle olsa gerek. "Veda'yı yaşamak, hissetmek yokluğuna sarılıp hasret gidermek tıpkı şu an benim yaptığım gibi..." Bana doğru esen rüzgar yüzümü okşuyordu. Başımı sağıma doğru çevirdiğimde anladım yüzümü okşayan rüzgar Veda'ma aitmiş. Gelişiyle beraber ruhumu huzur getirmişti. Omuzlarına dökülen oval şeklinde kesilmiş saçları, açık mavi kot pantolonu, beyaz tişörtü ve beyaz spor ayakkabıları biraz yaklaşınca değişmeyen parfüm kokusu, çilek tadında ruju o gün çok güzel olmuştu. Evrendeki bütün yaratıkları kıskandıracak güzellik vardı.

Ve ben kıskanmaya başlamıştım. Hatta kendimden bile görür görmez kıskanmıştım. Ayağa kalkmıştım güç patlaması yaşıyordum. Benden isteyeceği en ufak isteği için dağları delecek kadar güç vardı. Gülümseyerek "Günaydın" cümlesini doğru insandan duymak için yıllardır beklemiştim. Bana da tadını çıkartmak kalıyordu. Duygusal düşünceler içinde dolaşırken kalbimin sahibi konuşmaya başlamıştı."Hemen gidiyoruz zaman kaybetmeyelim."
"Nereye?" diye yönelttiğim soruya karşılık sakin bir cevap gelmişti. "Doğaya gezintiye çıkıyoruz başka soru da sorma lütfen. Bana güven keyifli saatler bizi bekliyor . " İçimden ben de seni bekliyorum" diyebildim. Parktan birlikte ayrıldık çıkışta aracı bizi bekliyordu. Araca göz gezdirdim içinde her şey mevcuttu. Çadırdan al semaverden çık yatıya gidip bir hafta şehre uğramayacakmışız doğada yaşayacakmışız. Doğrusunu söylemek gerekirse bu kadarını beklemiyordum. "Hazır mısın macera bizi bekliyor?"
Şaşkınlıktan hazır olup olmadığımı bilmiyordum. Sorusunun yanıtsız bıraktım bana yönetmiş olduğu sorunun cevabını kendisi vermişti. "Anlaşıldı hazır değilsin beklemeden gidelim."

🌸Ben aksiyon ve sürprizlerle dolu hayatı seviyorum. Hayatı heyecanlı yaşamak tam benlik. Bu günü yaşarken dünü düşünemem. Düşünürsem eğer ben ben olmam. Yaşamam gerekiyormuş yaşamışım ve bitmiş bu kadar. Dün dünde kaldı bugünü yaşıyorum yarını bilemem. Yarına gözlerimi açınca sağlığımı kaybetmiş olabilirim. Sevdiğim insanları yanımda bulamayabilirim. O yüzden diyorum ya zaten hayatınızı hiç bir şekilde ertelemeyin diye. Bu günü yarın gelmeyecekmişçesine yaşayın ve "keşke" denilen kelimeyi dil ucuna getirmeyin... 🌸

Peki ya siz değerli okuyucularım hayatı erteliyor musunuz?

VEDA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin