Bölüm 9

55 11 1
                                    


                                                                                         KEYİFLİ OKUMALAR...


     Camdan izlediğim Phoneix neredeyse yarım saattir dışarıdaydı. Tüm arkadaşları artık cevap vermesi için sabırsızlanırken ben camın arkasında bu kadar kararsız olmasını şaşkınlıkla izliyordum.'' Neden sevmiyor beni? Neden bir türlü kabullenmiyor?'' diye geçirdim içimden. 

Derinden aldığım nefesle gerginliğimi sesiyle dağıtan Jin '' neden bu kadar uzadı düşünmesi? Sanırım ona baksam iyi olacak '' dedikten sonra hareketlenen Jin adımlarını dış kapıya yöneltirken Rex arkasından seslenerek '' sana eşlik edeyim '' dediğinde Jin olduğu yerde dostunu bekleyerek yanına geldiğinde birlikte çıktılar dışarıya.. 

Diğerlerinin içeride uğultular halinde konuşuyor olmaları bir an olsun dikkatimi çekmemişti. Tüm dikkatimle dışarıda konuşan bu üç adamı izlemeye devam ettim.

...

Jin: Pho, anlaşılan hala kararını vermiş değilsin.

Dediğinde arkası dönük olan Phoneix sesin geldiği yöne doğru bakıp başını hafif öne eğerek ve onların bulunduğu yöne doğru dönerek

Phoneix: Bilemiyorum...çok kararsızım...

Dedi ve uzaklara bakarak sustu. Dostunun çaresizliğini gören Rex konuşmaya devam eden kişi olarak

Rex: Seni bu kadar tedirgin eden şey bunun tehlikeli olması mı?...Dostum hepimiz aynı şey için endişeliyiz elbette ama sonuçta biz yedimiz de onun her zaman yanındayız. Ona zarar gelmesine izin vermeyiz...Bak Pho, sen dışarı çıktığından beri Tokyo gözlerini bir an bile senden ayırmadan camdan seni izledi. Bu onun bunu ne kadar yapmak istediğini gösterir. Bence buna izin vermeliyiz. dediğinde Pho önce Rex'e sonra da Jin'e bakarak başıyla onay verircesine tamam dedikten sonra adımlarını içeri girmek için kapıya doğru yönelttiğinde Jin ve Rex de ağır adımlarla ona eşlik ettiler. Bir kaç adım attıktan sonra olduğu yerde duran Jin Rex'in koluna dokunarak onunda durmasını sağladıktan sonra

Jin: O neden böyle davranıyor? diye sorduğunda Rex hiç düşünmeden

Rex: Belki de korkuyordur.. dedi ve yürümeye devam ettiğinde Jin arkasından

Jin: İyi ama neden korkuyor? diye sordu dostuna. Bu soruyla birlikte olduğu yerde duraksayan Rex önce derin bir nefes aldı ve arkasını dönüp Jin'in gözlerine bakarak

Rex: Sevmekten... dedi ve sustu kısa bir süre duraksayan Jin oldukça şaşkın bir halde

Jin: Sevmekten mi?.. dediğinde Rex tebessüm edip dostunun Yanına giderek önce onu omuzundan kavrayıp kendine çekip sarıldı sonra da sarılmayı kesip Jin'e imalı bir göz kırpmayla sırıtarak yürümeye devam etti.

...

Kısa bir süre sonra üçü de artık içerideydi. Sırayla yerlerine oturduktan sonra bir süre hiç kimse tek kelime etmeden bekledi. Sesizliğin uzamasına fırsat vermek istemeyen Hector ''kararın nedir Pho? ''diye sordu. Beklediği soruyu duyan Pho, başını yerden kaldırıp gözlerime bakmaya başladı. Hiç kırpmadan bakıyordu ki ne diyeceğimi bilemeden öylece bakakaldım bana bakan bu harika surata, daha fazla susmayan Pho gözlerini üzerimden çekmeden konuşmaya başladı. ''ııııı...Bunun hala tehlikeli olduğunu düşünüyorum ve onun bu tehlike içerisinde olmasını doğru bulmamakla birlikte onun bunu yapmak istediğini gözlerinde görebiliyorum. Madem o bunun böyle olmasını istiyor ve madem bizler hep yanında olup onu koruyacağız bende evet diyorum.'' diyerek sonlandırdı cümlelerini, kısa bir süre kimse şaşkınlıktan tek kelime edemedi. 

Hepimiz o kadar emindik ki hayır diyeceğinden adeta birbirimizin suratına duyduklarım doğrumu dercesine bakıyorken bir anda Hector'ın'' oley be...oley...işte bu Tokyo artık bizimlesin.'' diyerek sevinç çığlığı atmasıyla kendimize anca gelebilmiştik. Duyduklarım beni o kadar mutlu etmişti ki oturduğum yerden sadece benim için mutlu olan bu adamları izlemeye dalmıştım. 

Hepsi o kadar mutluydu ki birbirlerine sarılıyorlar, elleriyle tempolu bir şekilde alkışlıyorlar, heyecanla çığlık çığlığa konuşuyolar, arada bana, Pho'ya sarılıyorlardı. Hector sürekli bir Pho'ya sarılıp teşekkür ediyor bir bana sarılıyordu. Gözlerim bir anda kalbinin buzdan olduğunu düşündüğüm Pho'ya ilişti. Onu en son Rex'in doğum gününde bu kadar mutlu görmüştüm. O gece ki mutluluğunun sebebi belliydi ama şuan ki mutluluğunun ne olduğunu anlayamıyordum.

Elinden gelseydi son anda bile hayır diyecek olan bu adamın şuan ki mutluluğunun dostlarının fazlasıyla mutlu oluşunun sağladığını düşünmeden edemiyorken Bir an da ona baktığımı fark ederek olduğu yerde durdu ve gözlerimi gözleriyle buluşturdu. Ona bakarken her defasında kalbimde oluşan farklı bir his vardı. Bunun ne olduğunu bilmiyordum fakat ne zaman kenetlense gözlerim gözlerine bu hissi kalbimin en derinlerinde hissediyordum. Öylece gözlerime bakacağını ve yine tepkisiz kalacağını düşünürken sıcacık gülüşüyle selamladı beni O kadar güzel gülümsemişti ki şaşkınlığımı gizleyememekle birlikte tebessümümle karşılık verdim. 

Herkes sırasıyla artık ekibin bir parçası olduğum için yanıma gelip tebrik ettiler beni en son Hector yanıma gelip sıkı sıkı sarıldıktan sonra bana, ben olduğum yerde Phoneix'e doğru dönerek ''teşekkür ederim Phoneix '' dedim olabildiğince sıcacık gülümsemeye çalışarak Güzel yüzü ve tebessüm eden gözleriyle karşılık vermişti bana onun bu hali şaşırtsa da beni çok fazla bu konu üzerinde durmamaya çalışarak gönlünü almaya çalışacağım biri olduğunu hatırlayarak Seth'in yanına doğru yürüdüm. 

Tam karşımda olan koltuklardan birinde Drew'le birlikte oturan Seth'in yanına vardığıma da Drew'e dönerek '' bize biraz müsaade eder misin Drew ?'' dediğimde tek bir şey bile söylemeden oturduğu yerden kalkan Drew oturmam için beni davet ettiğinde hiç beklemeden Seth'in yanına oturdum. Kısa bir süre sessizce onun güzel suratını izledikten sonra Seth'in ellini tutarak konuşmaya başladım.'' Bana kırgın olduğunu biliyorum Seth...özür dilerim '' dediğimde yana doğru oturan pozisyonunu değiştirip bana doğru dönerek önce elini tutan elime sonra da gözlerime bakan Seth adeta konuşmamı beklercesine bana bakıyordu. 

Güzel gözleri gözlerimle buluştuğunda içimin bir anda huzurla dolmasıyla birlikte kocaman gülümseyerek ''Seni kırdığım için üzgünüm ama o haberi gördüğüm andan itibaren senden çok daha kötü durumdaydım. Üstelik tüm gün bununla tek başıma savaştım. O habere asla inanmadım ama bu ihtimal bile canımın çok fazla acımasına yetmişti. Sizi karşımda gördüğümde üzüntüden neredeyse bayılmak üzereydim. Hiç gücüm kalmamış gibi hissetmemin yanı sıra bana bunu yaşatmanız çok kırıcı ve sinir bozuydu.(dedim ve ellerimde olan elini sıkıp ) çok korktum Seth, sizi gördüğümün dışında birileri çıkmanızdan, hayal kırıklığına uğramaktan çok korktum.'' dediğimde artık gözlerine bakamıyordum. Seth boşta duran elini ellerimin üzerine koyduktan sonra '' bana bir daha öyle bakma olur mu ?'' dedi. 

Duyduklarımdan hemen sonra kafamı kaldırıp Seth'e bakarak '' nasıl bakmayayım? '' diyebildim. Kısık sesle verdiğim cevabın üzerinde bir kaç saniye geçtikten hemen sonra Seth ''şüpheyle...'' dedi gözlerimin içine bakarak ona başımla onay verdikten sonra yaramaz çocuklar gibi göz devirerek '' afettin mi ?'' dediğimde ''hiç kızmamıştım ki '' dedi büyüleyen güzel gülüşüyle...

...

Tüm günün yorgunluğuyla birlikte evime gelip üzerimi bile değiştirmeden yatağıma uzanıp uyuyakalmıştım.

7 YABANCIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin