Yaşadığım ufak bir kaza sonucu sol elimi sakatladım ve elim sargıda olduğu için bir süredir yazamıyordum.
Önümüzdeki üç hafta boyuncada sargıda olacağı için bölümler biraz geç gelebilir şimdiden anlayışınız için teşekkür ederim dostlarım.KEYİFLİ OKUMALAR ❤️
HECTOR...
'' Hadi Tokyo çık artık. ''
Saniyeler içinde açılan kapıda beliren Tokyo'nun yüzündeki ifade oldukça donuktu.
Bakışları ise yerdeydi.
Onun hali beni fazlasıyla tedirgin etmişti.
Korkuyla '' Tokyo '' diye mırıldanmıştım ki başını yerden yavaşça kaldırıp, dolan bakışlarını suratıma çevirmişti.
Bir kaç saniye öylece bakan Tokyo'nun sessizliğini bozmak istercesine '' ne oldu? Neyin var Tokyo? '' diye sormuştum.
Sorduğum soru karşısında akıttığı tek damla yere düşerken '' amca oluyorsun Hector, hamileyim '' demişti.
Kulaklarım duyduklarının doğruluğunu kanıtlamak istercesine çırpınırken, güçlükle yutkunup '' ne! '' diye fısıldamış ve başını olumlu anlamda salladığını görüp, yaşadığım heyecan ve mutluluğa daha fazla direnememiş ve gözyaşlarına boğulmuştum.
Akıttığım yaşlar konuşmamı güçleştirsede konuşmaya çalışmış fakat konuşamadığımı fark ederek '' TEŞEKKÜR EDERİM. TEŞEKKÜR EDERİM KARDEŞİM. '' diyerek hıçkırıklarla ağlayarak sıkıca sarıp sarmalamıştım.
İkimizde gözyaşları içerisinde ağlamaya devam ederken bir adım geriye çekilerek bedenimi bedeninden ayırmış, omuzlarından kavrayarak, mutluluktan akıttığım yaşlara inat gülümsemiştim.
Şuan o kadar çok şey söylemek istesemde tek kelime edememiş, gözlerimin konuşmasını tercih etmiştim.
Bakışlarımdan söylemek istediklerimi anlayan Tokyo, hıçkırıklara boğulmuştu.
Gözlerimin önünde bu hale gelmesi kalbimi acıtmıştı.
Titriyordu...
Masum yüzünü avuçlarımın arasına alarak '' sorun ne ? '' diye sormuştum.
'' Korkuyorum Hector, çok korkuyorum. Ya ona bişey olursa, ya düzgün bir anne olamaz ve ona bakamazsam, ya Pho onu istemezse '' demişti.
Tokyo'nun korkması ve korkuyla böyle düşünmesini normal bulsam da hiçbirinin doğru olmadığını tıpkı onun gibi çok iyi biliyordum.
Güzel gözlerinden akıttığı yaşları silip, alnına sıcak bir öpücük kondurduktan sonra bir elimle omuzuna dokunmuş diğer elimi karnının üzerine koyup bana bakmasını sağlayarak '' kormana gerek yok prenses, söylediklerinin hiçbiri doğru değil. Birincisi o iyi ve ona hiçbir şey olmayacak, ikincisi sen harika bir anne olacaksın. ( anne kelimesi dudaklarımdan çıktığı an ağlamam daha da siddetlenmis ve ayakta durmakta dahil zorlanmışımtım. ) Ayrıca Pho, bu haberi duyunca sevinçten çıldıracak tabi amcalarıda çıldıracak o yüzden bir daha böyle saçma şeyler düşündüğünü görmeyeceğim tamam mı prenses? '' demiş ve birbirimize sıkıca sarılmıştık.
-----------------------------------------------------------
Haberi aldığı andan itibaren gözyaşlarına hakim olamayan Hector, bana sıkıca sarılırken varlığını ve desteğini fazlasıyla hissettirmişti.
Sonunda bedenlerimiz ayrıldığında, kenardaki koltuğa oturan Hector, hıçkırıklarla ağlamaya devam ediyordu.
Bu kadar mutlu olması çok güzel bir detaydı.
Ağlıyordu genç adam...
Akıttığı göz yaşları, bundan sonra yaşayacağımız mutluluğun habercisiydi adeta...
Daha fazla ağlamasını istemiyordum.
Usulca yaklaştım yanına, hemen yanındaki boşluğa oturdum.
Yanındaki boşluğu doldurduğum an sıkıca sarmaladım bedenini...
Duraksadı genç adam, yüzüne gülümseyerek baktığımı görünce ağlamasını durdurmaya çalıştı ve uzanarak saçlarıma sıcak bir öpücük kondurdu.
'' Ne yani ben gerçekten amcamı olacağım şimdi. '' dedi
Başımı olumlu anlamda salladığımı görünce elini belime doladı ve beni kendisine çekerek '' bana, bize bu mutluluğu yaşattığın için teşekkür ederim prenses, hayalimi gerçekleştirdiğin için teşekkür ederim. '' dedi ve ekledi.
'' Tanrım!... Pho ve diğerleri bu haberi duyduklarında çıldıracaklar. Tokyo, diğerlerine öylece söyleyemeyiz. Yemek hazırlayalım... Bahçeye... Hayır hayır herseyi ben hazırlarım sen sadece keyfini çıkar ve dinlen. Akşam sürprizi açıkladığındaki yüz ifadelerini görmek için sabırsızlanıyorum. '' demişti.
İkimizde keyifle sırıtırken, yan bakışlarla suratıma bakmaya çalışan Hector '' umarım bir kızın olun prenses, tıpkı senin gibi güzel, akıllı, iyi kalpli ve cesur... Yıllarca altı adamla yaşamak yeterli geldi. Artık etrafımda cıvıldayan minik Tokyo' lar görmek istiyorum.Bir düşünsene Tokyo, annesine benzeyen minik prenseslerin bahcede koşturup gülüştüklerini, bu muhteşem olur. ( onun söylediklerini tam anlamıyla mest olarak dinliyordum. ) Yalnız şimdiden soyliyim onun ilk ve biricik amcası ben olacağım ayrıca ismini de ben koyacağım tamam mı? '' diye sormuş ve saçlarımın arasına yeni bir buse kondurmuştu.
Ona gülümseyerek '' anlaştık '' demiştim.
Oturduğu koltuktan ayaklanan Hector, uzanmamı sağlamış, arkama yastıklar koyarak sırtımı desteklemiş, ayaklarımı da yavaşça yukarı kaldırarak akşam yemeğine kadar dinlenmem için sıkı sıkı tembihleyerek mutfağa doğru hareketlenerek yanımdan sevinç kahkahaları atarak uzaklaşmıştı.
Bölümü elimdeki sakatlık yüzünden kısa tutmak zorunda kaldım. Sizleri ve kahramanlarımızı çok özledim ve bu özlemi uzatmamak için bölümü ikiye bölerek atmaya karar verdim. Umarım beğenirsiniz... 🫠🫠🫠
OY VERMEYİ VE YORUM YAPMAYI LÜTFEN UNUTMAYIN.
🌻🌻🌻🌻🌻🌻🌻🌻🌻🌻🌻🌻🌻🌻🌻🌻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
7 YABANCI
Teen Fiction''Güvenliğinizden endişe ediyorum, aynı şehirde oturuyoruz ve eğer izin verirseniz size yardım edebilirim.Amacım size zarar vermek değil, yardım etmek... Bayım,size yardım etmeme lütfen izin verin.'' ...